DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN 21056581,00%
Ankara
13°

AÇIK

04:36

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
İslam Dünyasında Dini Sosyalleşme Sorunu?

İslam Dünyasında Dini Sosyalleşme Sorunu?

ABONE OL
21 Mayıs 2017 19:40
İslam Dünyasında Dini Sosyalleşme Sorunu?
1

BEĞENDİM

ABONE OL

004525012013Sosyalleşme, temelde toplumla, toplumun değer yargılarıyla bütünleşme olarak ifade edilebilir. Bir başka deyişle yaşadığı ortama ayak uydurma, ortamı benimse olarak da söylenebilir. Söz konusu “Dini Sosyalleşme” olunca iş, farklı bir mecraya kayıyor. Aslında kolay görünen bir mesele çoğu zaman sorunlu “Din” alanına girince ortaya başkalaşmış bir prototip çıkarabiliyor. Din alanı muhteva itibariyle sorunlu bir alandır. Edep, usul, bilgi, birikim ve irfan ister. Kılıcı kuşanmışlığı değil; yapıcı ve işlevsel enstrümanların varlığını gerektirir. Yani birilerinin yaptığı gibi “Muhalifi televizyon programında erkek bir sunucu ile münazaraya davet etmek değil; doğru bildiklerini yaşamayı” gerektiren bir hadisedir. Aynı şekilde din alanı, metafiziklik içerdiğinden, anlaşılması zor ve bir kısmına da inanmakla kabullenme başlar. Sonuçta Şairin dediği gibi “Dönen yok seferinden…”

Bu girişten sonra İslam toplumlarında bilhassa Türkiye’de yaşanan Dini Kimlik Krizleri veya Dini Sosyalleşme Sorunu üzerinde durmak istiyorum. Çağımız hakikaten çok kompleks bir zaman dilimidir. Anlayışların, ihtirasların, ideolojilerin ve yapmacıklıkların hüküm sürdüğü, bir yüzü beyaz çoğu ise kara insanların yaşadığı bir çağ bu. Din, bu fenomenlerin gerçekleşmesinde bir nesne aracı olmakta, emellerine ulaşmak isteyen art niyetlilerce kullanılmaktadır. Böyle olunca da “Kadın haklarını, Feministler korumakta; Mazlumların hakkını, marjinal sol yapılar savunmakta”dır. Oysa sağlam bir Dini Sosyalleşme ile hem kadınlar, erkek zulmüne boyun eğmez bir özgür alan bulabilmekte hem de mazlumlar can çekişmez bir yaşam sürmekte olur. Yani kimsenin kimseye “Yalancı Avukat”lık yapma gereği de duyulmayacaktır. Bunu söylerken hemencecik ifade edeyim ki “Tek kurtuluş yol dindedir ve herkesin dindar olması gerekir ki kurtulsun veya mutlu olsun” gibi ideolojik bir körlük içerisinde de değilim. Ve fakat dinin bir geri kalınma ve modern zamanın dışına atılma sebebi olduğunu savunanlardan da beri olduğumu ifade etmek istiyorum. Ancak siz bir İslam Toplumunda veya Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsanız; siz, siz olun sağlam elden dini bilgi edinin ve metodolojik bir Dini Sosyalleşmeden geçin. Peki neyi ifade etmeye çalışıyorum? Şimdi de soyut örneklerle konuyu daha da irdeleyelim:

Ülkemizde Cumhuriyetle birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı adlı bir kurum kuruldu. Amaç, din işlerinin emin ellerde sürdürülmesi idi. Yakın zamanda Diyanet İşleri Başkanlığının Fetva Kurulu’ndan birkaç konuda fetvalar yayınlandı. Bana göre Başkanlığın tüm birimlerinin istişaresi olmadan birileri tarafından sorulan sorulara çeşitli cevaplar verildi ve konu adeta bir linç kampanyası halini aldı. Konunun doğruluğu veya yanlışlığı üzerinde durmuyorum sadece o süreçte yaşananları aktarıyorum. Yine geçenlerde dini bir grubun aslında ihanetvari yapılanmalar içerisinde olduğu ve çoğu çalışanlarının ülkenin kurumlarını torpil ve adam kayırma ile ele geçirmeyi hedefledikleri ortaya konuldu. Ve herkes, “aaaaa, biz yıllardır bu adamları din adına güzel hizmetlerde bulunuyor sanıyorduk…” demeye başladı. Yine sözde %99’u Müslüman olan ülkemizde verilere (http://www.yeniakit.com.tr/haber/iste-turkiyede-namaz-kilma-orani-97593.html) göre “ Türkiye’nin %70’i namaz kılmıyor. Bu namaz kılan %30’un da %70’i sabah namazına kalkamıyor.” Yine Özgecan Aslan(Allah, kendisine rahmet eylesin ve rabbim cennette gençliğini yaşamasını nasip etsin) adındaki genç kız, mahkemede sanıkların ifadelerine göre namaz kılan kişiler tarafından hunharca katledilip cesedi yakılmaya çalışıldı. Yine ülkemizde insanların birbirlerini eleştirirken çoğunun bel altı vurmavari yıkıcı ve ahlaksız söylemleri, bununla birlikte Dünya Değerler Araştırmasında (http://whatsupturkey.com/2014/06/11/understanding-turkey-lack-of-interpersonal-trust/ ) Türkiye insanının birbirlerine olan güven sorununu gözler önüne sermektedir.  Yine İlâhiyatlarda baş gösteren menfi milliyetçi dil ve söylemler, felsefe derslerine karşı başlatılan kaldırma hareketi, yine ülkemizin 71 ilinden İŞID gibi radikal örgütlere insanların katılımı, söz konusu Amerika ve İsrail olduğunda ağza her türlü kötü sözün alınmasının caiz görüldüğü, yine insanlarımızın geçmişiyle övünürken günümüzde hiçbir icada mümessil olacak bir şahsiyetinin olmadığı bir toplum haline geldik. Yine Pakistan’da erkek arkadaşıyla görüştüğü için babası ve komşuları tarafından taşlanarak öldürülen genç kızların, Şii olduğu için İŞID tarafından kurşuna dizilen körpecik yavruların canlarının dokunulamaz kadar değerli olduğunu nasıl anlatacağız insanlara?

Bütün bu örneklerden neyin anlaşılması gerekir? Yine dindarların ve din görevlilerinin yanlış tutum ve davranışları, dini bilgi ve değerlerin günlük hayattaki olay ve ilmi teorilerle çakışma durumuna düşmesi birer yanlış Dini Sosyalleşme sorunundan kaynaklanmıyor mu? Dini Sosyalleşme sağlam bir din anlayışı oluştururken; din üzerinden yapılan sömürüye de engel teşkil eder duruma gelmeyecek mi? Ahlaktan dem vurup ahlaksız davrananlara ahlak sillesi yine sağlam bir Dini Sosyalleşmesi indirmiyor mu? İnananın, inanmayana “kafir, ölümü hak eden” gözüyle bakılmayıp onlara insan olmaları hasebiyle değer verilmesi gerektiğini, eşcinsellere her şeye rağmen insan gözüyle bakıp saygı duyulmasını Dini Sosyalleşme sağlamıyor mu?

Yukarıda çeşitli örneklerle ifade etmeye çalışırken güncel konulardan örnekler verdim ancak toplumumuzda çok daha çarpıcı örnekleri olan böylesi bir konunun farklı şekillerde de ele alınabileceği ortada olsa da inkar edilemez sorun: yanlış veya eksik bir Dini Sosyalleşmedir. Din ile az veya çok irtibatlı toplumlarda “Din, sadece çeşitli grup veya cemaatlere bırakılamayacak kadar ehemmiyetli” bir konudur. Bireylerin farklılıklara saygılı, kendini gerçekleştirme yolunda gayret sarfeden ve ufku açık bir anlayışla yetiştirilmesi; dinden uzaklaşarak değil; dinin böylesi toplumlar için kaçınılmaz bir gerçeklik olduğu ancak bunun sağlam bir Dini Sosyalleşme ile sağlanabileceğini bilmek gerekir.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort