DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN 21056581,00%
Ankara
13°

AÇIK

04:36

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Özlediğim Alem – Osman Yüksel Serdengeçti

Özlediğim Alem – Osman Yüksel Serdengeçti

ABONE OL
4 Nisan 2018 20:32
Özlediğim Alem – Osman Yüksel Serdengeçti
1

BEĞENDİM

ABONE OL

70 Yıl önce özlenen bir alem, 70 yıl sonra özlediğimiz ise aynı alem…

Çağın nesneleri putlaştırdığı zamanda düşünceleri ve mücadelesi ile serden geçerek; putlara kendi üslubuyla balyoz vuran yiğit adam, üstad Osman Yüksel  Serdengeçtinin dünden bugüne uzanan çığlıkları…

Özlediğim Alem – OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ

Bir alem özlüyorum: asrı saadet gibi, ebedi faziletlerin, kavi imanların, temiz vicdanların hüküm sürdüğü bir alem!. Bu alemin sakinleri, kelimenin tam ve hakiki manasıyla insan olsun. İçleri huzur, dışları nur ile dolsun!.. Geceden başka karanlık, gök gürlemesinden başka gürültü görmesinler, duymasınlar..

Bir alem özlüyorum ki: Orada kadınlar, dıştan kızarmasın, boyanmasınlar. Yüzlerine bakınca kızlık ve gerçek kadınlığın kendine has, o güzel edepli utancıyla içten kızarsınlar. Kadın sokakta yırtık yırtık dolaşmasın, erkeklere dalaşmasın. Özlediğim alemde kadın, sözde inkılapçıların, sokakta kafeslemek için kafes arkasından kurtardıkları kadın, hayvani ihtirasların dindirildiği bir zevk aleti haline, piyasanın en bol, en ucuz metaı haline getirilmesin. Dairelerde kadın, zani bakışların, şehevi akışların istilasına uğramsın. Kadın evinin dairesinden çıkmasın. Yuvasının aşığı, evinin ışığı olsun. “Cennet anaların ayakları altındadır” * sözünün sırrına erişsin; ana olsun.

Bir alem özlüyorum ki: Orada erkekler, evinden başka hane bilmesin. Aileyi bir gaile, çocuklarını çekilmez bir dert gibi görmesin, bu hale getirmesin. “Evlat kokusu cennet kokusudur” hadisi ile duygulansın. İçi cennet, dışı cennet olsun: cinnet olmasın. Erkek kendi karısından başka kadın, kadın kendi kocasından başka erkek tanımasın, sevmesin. Ailenin reisi olan erkek, ayarlı kararlı, kavi, metin, vakarlı, çalışkan olsun. Yuvanın kurucusu kadın, temiz, cefakar, vefakar, sabırlı, saygılı, sevgili olsun.

Bir alem özlüyorum ki: Orada gençler, orada delikanlılar, deli denizler gibi, dalgalanıp coşanlar, mukaddes bir davanın peşinden koşanlar olsunlar. Alemlerin Rabbına inansınlar. Küçük dalgaları, dalga geçmeyi, kaldırım sevdasını bıraksınlar. İman denizlerinin büyük dalgalarında, sonsuzlukta kaybolsunlar; varolsunlar. Büyük davalarla davalansın, ulvi sevdalarla sevdalansınlar. Orada gençler, orada gençlik imandan kaleler gibi, canlı hisarlar gibi, dimdik, dipdiri dursunlar. Bu kaleyi, bu hisarı hiçbir kuvvet aşamasın. Onların temiz kalplerinde Allah- Millet- Vatan sevgisinden başka sevgi yaşamasın…

Bet beniz sararmış, gözlerin altı morarmış, sarsak, çarpık, titrek, başlamadan bitmiş, bitmeden tükenmiş gençler.. Ağızları rakı, ayakları ter, donları pislik kokan gençler: böyle gençler yok bizim alemimizde!..

Görüyorum ki, korkunç bir yıkım olmuş!. Cemaatlar dağıtılmış, mabetler kapatılmış, ulu ve ulvi bütün kanaat sahipleri katliam edilmiş, bin yıllık mukaddesat çiğnenmiş!. Allah’a giden bütün yollar, şer kuvvetler, kötü niyetler tarafından tutulmuş. İman cephelerinin sesi susturulmuş, gençlik korkunç bir boşluğa atılmış!. Kimi kahvelerde zamanını öldürüyor, kimi hayatı rakı şişesinde görüyor, meyhanelerde varlığını kadeh kadeh içip, kendinden geçip tüketiyor, kimi sinema ve tiyatroya düşkün!.. Kiminin aklı ayakta. Ayak takımlarında yer almış. Heyecanı, kanaati bir topun arkasında yuvarlanıyor, bir ağa takılıyor.. böyle bir gençlik yok benim özlediğim alemde…

Öyle bir alem özlüyorum ki: Bu alemde analar “kocakarı”, babalar “moruk”, çocuklar “zamane” olmasınlar. Nesiller birbirini tanısın, anlasın, sevsinler…

Öyle bir alem özlüyorum ki: Orada idarecilik, müderecilik halinden çıksın. Memur amirine, ast üstüne bir köle, bir uşak gibi değil, vazife aşkıyla, iç nizamiyle, kalpten, gönülden bağlansın. Amirler, üstler hükmetmesin. Sadece Allah’ın, vicdanın kanunun hükmünü yerine getirsinler. Zira gerçek hüküm onundur. Gerçek büyük o dur. Herkes, bütün insanlar, kendilerini aşan, kendilerinden üstün hakim, kadir, her yerde, her zaman hazır nazır olan, Rahman ve Rahim Allah’ın varlığını kabul etsin! Daima her yerde ve her şeyde onu görsün, onu bilsin.. bütün başlar sadece onun huzurunda eğilsin! İşte biz, böyle bir alem istiyoruz. Memurlar, amirler, asliyetlerini, maaşı aslilerine göre ayarlamasınlar. Hiç kimse aslını saklamasın. Bir santim yükselmek için, bir metre eğilen başlar, baş olmaktan çıksın. Baş, yerini ayağa terk etmesin. Söz ayağa düşmesin dalkavukluğa, riyaya, insanları putlaştırmağa giden bütün yollar kapansın. İsimlerden, resimlerden, şekillerden elhazer.. Özlediğim alem böyle bir alem!

Öyle bir alem özlüyorum ki: Orada siyasi partiler patırtı yapmasın. Birbirlerine çamur atmasın. Birbirlerinin hızını kesmesin. Birbirlerine küsmesin. Birbirlerini desteklesinler, kösteklemesinler. Seçimlerde, “Sen asilsin, sen büyüksün, sana inanıyoruz, sana güveniyoruz, sen ne istersen onu yapacağız!” gibi sözlerle milleti çileden çıkarıp hileye sapılmasın, oy avcılığı yapılmasın…
Öyle bir alem istiyorum ki: Orada adalet, orada demokrasi, Hz. Ömer’de tecelli ettiği gibi etsin. Kanunlar az fakat öz olsun. Yabancı memleketlerden roman tercüme edilir gibi edilmesin. Yabancı ve yalancı yollardan gidilmesin. Halkın dininden, halkın vicdanından, halkın içinden çıksın. Kanunlar hak nizamına uygun olsun. Mahkemelerden “Bugün git yarın gel” levhası kalksın.

Öyle bir alem özlüyorum ki: Orada insanlar fani olduklarını bilsinler. Yolcular gibi olsunlar. Her türlü kötü ihtirası bıraksınlar. (Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi) hakikatini anlasınlar. Her şeyin ilkini ve sonunu düşünsünler..

Öyle bir alem özlüyorum ki: Orada serveti hiç kimse, hiçbir vasile ile şerre alet edemesin. Paraya ve paralıya tanınan sonsuz imtiyaz kaldırılsın. Herkes alnının terini, elinin emeğini yesin. Sefahat ve sefalet yan yana yürümesin. Kimse mala, mülke ebedi imiş gibi sarılmasın. Onu Allah’ın bir nimeti, emaneti bilsin ve o yolda sarf etsin…

Öyle bir alem özlüyorum ki: Orada maarif, orada mektepler, terbiye ve telkin müesseseleri cemiyete insan yetiştirsinler. Diplomalı ve sikalı cahiller değil. Hocalar geçek mürşit, talebeler gerçek mürit olsunlar. “Beşikten mezara kadar ilim”, “Bana bir kelime öğretenin ben kırk yıl kölesi olurum” sözlerinin kutsiyetini takdir etsinler.

Öyle bir alem özlüyorum ki:Orada alimler zalimlerle birleşmesin. Alimler bilgilerini kötü yolda kullanmasınlar. Politikacıların, paracıların, istifçilerin kirli maksatlarına hizmet etmesinler. Alimler hakikate, sanatkarlar güzele, kanunlar Hakka sadık kalsınlar.

Öyle bir alem özlüyorum ki: Orada sudan, ayrandan başka bir şey içilmesin. Kafa çekilmesin, esrar çekilmesin, bıçak çekilmesin, kılıç çekilmesin, nutuk çekilmesin!..

Öyle bir alem özlüyorum ki: Kitap, orada hitap, Hakka hakikate uysun. Fertler değil dertler konuşsun, korkak alçak politikacılar değil, mertler konuşsun. Yazsın, yaysın. Yazılanlar, neşredilenler milletin alın yazısı, yürek sızısı olsun!.. Zayıf tutulsun!. Dil tutulmasın. Ağızlar ceplere bağlı olmasın! Cepler açılınca açılmasın. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” hadisinin yükü altında kimse kalmasın. Yazanlar, basanlar, yayanlar, şeytan değil insan olsunlar. Kar hırsı, şöhret hırsı, politika hırsıyla hareket etmesinler. Aşağılık duyguları gıcıklayıp, mideleri karıştırmasınlar. Hakka, halka dayansınlar baldır- bacak ticareti yapmasın, iki yüzlü paraya tapmasınlar. Ruha, kalbe, akla hitap etsinler…

Öyle bir alem özlüyorum ki: Orada insanlar topraktan ayrılmasınlar. Küçük, temiz, mütevazı evlerde barınsınlar. Beton ve çelik kesafetinden, bina ve zina medeniyetinden kurtulsunlar. Yiyecekleri sade, giyecekleri sade olsun. Teferruat, merasim ve cali hareketlerle insan tabiatını bozmasınlar. Her şey kendiliğinden gelsin, her şey kendiliğinden olsun…

Öyle bir alem özlüyorum ki: O alemde milletler, devletler, gökteki yıldızlar gibi kendi mahreklerinde seyretsinler. Çatışmasın, çarpışmasın, dövüşmesinler. Ayrı ayrı milletler, renk renk ırklar, tıpkı güneşin ziyaları gibi, bir mihver, bir aşk, bir hakikat etrafında, Halikın etrafında kendinden geçersine dönsünler..(Newton çarkı gibi). Renkler, ırklar, milletler kaynaşsın, devletler anlaşsınlar. Bir Allah, bir alem ve bütün insanlar.. Büyük ahenk, büyük din, büyük nizam!.. özlediğim alem budur.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort