Türkiye’nin Yeni Yol Haritası
Yakın tarihimizde millet olarak demokrasi adına ağır bedeller ödemek zorunda kaldık. Değişen ve gelişen süreçte Başbakanların idam edildiği, ağır ekonomik yaptırımlarla cebimizden milyar dolarların çıktığı günlere şahitlik ettik. Bu gelişim sürecinin içerisinde bir şekilde ayakta kalmayı ve hak ettiğimiz şekilde yönetilmeyi isteyerek, özellikle de 2003 sonrasında ülkemiz adına yeni bir döneme “Bismillah” dedik.
Ak Parti iktidarı dönemi Türkiye için köklü bir değişim ve dönüşüm hareketinin başlangıcı oldu. Yönetimdeki pozitif yaklaşımlar ekonomimize de sirayet ederek kişi başına düşen milli gelirden, sosyal kalkınmaya kadar bir çok alana yansındı. Devletin içerisindeki vesayet odaklarının temizlenmesi ile Türkiye kendisine hedefler koyabilen büyük bir ülke haline geldi. Bölgesel ve küresel siyasetteki aktif rolümüz artış gösterdi. Bir dönem Edirne ve Kars arasına sıkışmış hayallerimiz dış politikada yaşanan olumlu gelişmelerle, özündeki eksenine yani İstanbul’dan Şam’a, Afrika’dan Balkanlar’a uzandı. Büyüyen ve gelişen Türkiye kendisine yeni bir yol haritası çizmişti. Artık küresel anlamda söz sahibi olan, bölgesindeki değişim sürecini de küresel süreçleri de takip edebilen bir Türkiye vardı. Dış odakların egemenliğindeki eski Türkiye, yerini küreselleşen dünyanın tüm süreçlerinde söz sahibi olmak isteyen Türkiye’ye bıraktı.
Bütün bunları yaparken de kendi içerisindeki sorunları çözerek demokrasisini ve ekonomisini son 10 yılda kurduğu temeller üzerinde büyütmeye ve iyileştirmeye devam etti. Türkiye’nin bu yeni yol haritası köhneleşmiş zihinleri dumura uğrattı. Yakın tarihimizde 28 Şubat’ta olduğu gibi 27 Nisan’la baş gösteren bu kalkışma devamında 17-25 Aralık operasyonları ile devam ederken 15 Temmuz gecesi zirveye ulaştı.
Türkiye’yi Edirne’den Kars’a hapsetmek isteyenlerin, bu kalkışmaların halen arkasında durdukları aşikardır. Türkiye’nin bu yeni yol haritasını, Anadolu’nun gerçek evlatları tarafından hayata geçirmesi bu odakları rahatsız etmeye devam edecek. Ancak irfan sahibi arif milletimizin bu şer odaklarına gereken cevabı her seferinde ve daha güçlü bir şekilde vereceğine inancımız tamdır.
Eski Türkiye’yi değil, yeni ve büyük Türkiye’yi seçtiğini 15 Temmuz gecesi tüm dünyaya ilan eden aziz milletimize bir kez daha can-ı gönülden şükranlarımı sunuyorum.
28 Şubat’ı Yıkan Ruha Selam Olsun
Bugün 28 ŞUBAT.
Selam olsun, o zor günlerde “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışını reddedenlere.
Selam olsun, “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganının mimarlarına.
.
Selam olsun, üniversitelerdeki ikna odalarında Nur Serter gibilerine “Başörtüme laf eden onuruma laf etmiştir” diyerek hayallerini, eğitimlerini yarıda bırakan onurlu ablalarımıza.
Selam olsun, “Tanklarının namlusunu milletine doğrultmuş bir orduya selam durmam” diyen ve partisindeki 8 Milletvekili ile milli iradenin yanında sapasağlam duran Muhsin Başkana.
Selam olsun, 28 Şubat’ta hakkında soruşturma üstüne soruşturma açılan ve bu soruşturmalar neticesinde eften püften gerekçelerle görevinden uzaklaştırılan kamu görevlilerine.
Selam olsun, o dönemde ödülünü sırf başörtüsü ile alamayan, ödül için de başörtüsünden vazgeçmeyen kendi küçük ama yüreği büyük lise öğrencisine ve yıllar sonra hak ettiği ödülünü ve onurunu vermeyi düşünenlere.
Yazıklar olsun o dönemde “Başörtüsü füruattır” diyecek kadar alçalan zata.
Selam olsun; D-8’in mimarı, ümmetin umudu, Kıbrıs çıkarmasının gerçek kahramanı Mücahit Necmettin Erbakan hocamıza.
Selam olsun, “Dünya 5’ten büyüktür” diyebilen, Katil İsrail’e “Oneminute” diyebilen, zalimin düşmanı mazlumun dostu, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’a.
Selam olsun; Kurban eti dağıtırken balkondan atılan, linç edilen, öldükten sonra bile arabayla üzerinden geçilen Şehit kardeşimiz Yasin Börü’ye.
Selam olsun; Gazze ablukasını kırmak için ‘Mavi Marmara’ gemisinde yerini alan ve adeta şehadete koşan Furkan Doğan kardeşimize,
Selam olsun, Mısır’daki darbeye karşı duran Tahrir Meydanındaki yürekli Müslümanlara, Mısır’daki direnişin sembolü Şehit kardeşimiz Esma’ya.
Hala 28 Şubat hayali güden ve bunun için şehirlerimize, yüreklerimize Hendek kazanlar,onlara çanak tutanlar var ülkemde. Ama bilsinler ki yeryüzünde ne kadar Nemrut varsa o kadar İbrahim, ne kadar Firavun varsa o kadar Musa olacaktır.
Selam olsun, Marksist örgüt PKK, PYD, YPG (işte her ne iseler)’ye mensup hainleri kazdıkları hendeğe gömen asker, polis ve bölgede eğilmeden dimdik duran müslüman kürt kardeşlerime,
Selam olsun, ilk kıblemiz Kudüs’e, Gazze’ye, Azerbaycan’a, Doğu Türkistan’a, Çeçenistan’a, Kırım’a, Bosna’ya, Kosova’ya, Cezayir’e, Tunus’a, Mısır’a, Bayırbucak’a, Kerkük’e, Musul’a, Mekke ve Medineye.
Selam olsun, 1000 yıldır İslam sancağını taşıyan, sancağı sahibine teslim etmek için kıyamete kadar sancaktarlık yapacak olan aziz millete…
Not: Aşağıdaki fotoğraf işgal altındaki bir ülkede değil, 28 Şubat dönemindeki Türkiye Cumhuriyeti’nde çekilmiştir.
News