DOLAR 32,5055 -0.12%
EURO 34,7782 -0.5%
ALTIN 2.495,390,45
BITCOIN 20728290,40%
Ankara
20°

PARÇALI BULUTLU

04:46

İMSAK'A KALAN SÜRE

Meryem Sevinç

Meryem Sevinç

25 Şubat 2021 Perşembe

Herkes Konuşuyor; Ama O Sus Pus

Herkes Konuşuyor; Ama O Sus Pus
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tanrım, neden konuşmuyorsun?

Şimdiye dek bu soruyu O’na hiç sordunuz mu? Her insanın, yaşamında kaçınılmaz olarak bu suali farklı formlarda sorduklarını zannediyorum. Zira, benim çocukluğum Allah’a yakarışlarla geçti. Dindar bir ailede yetişmem hasebiyle Allah’la aram iyiydi. Dilimden dualarım eksik olmaz, köşeye sıkıştığım zamanlarda O, kendisine olan ilticamı mutlaka kabul ederdi. O yıllarda  böyle düşünürdüm en azından. Tabi herkeste olduğu gibi niyazlarımın müstecab olmadığı zamanlar da oldu ve onlar her zaman çoğunluğu sağladı. Böyle durumlarda bunun burukluğunu çoğu zaman içimde ezer, O’nu kendime karşı ”haklı” çıkarmak için yine kendimce sebepler bulurdum. İsyan ettiğim zamanlar hiç olmadı değil fakat, benim için nihayetinde O’na dönmek mukadder olandı.

Miladi takvim başlangıcıyla Dünya, iki bin küsur yaşında. Yakın zamanda girdiği yeni yüzyıl yaşını idrak ediyor. Anonim çağlardan bu yana, çeşitli meselelerde münakaşalara, münazaralara sahne oluyor. Fakat konunun ehemmiyetine binaen, burada din merkezli sosyal ilişkilere değinmek istiyorum.

Tarih boyunca Din alanında olduğu kadar belki de hiçbir mecrada işin erbabı olmayanların söz sahibi olduğu bir zaman dilimi kayda geçmemiştir. Şöyle ki, bu mesele; dindarından  ”dinsizine,”  din alanında ihtisas yapmışından okuryazar bile denemeyecek güruhların at koşturduğu bir meydana dönüştü, dönüşüyor. Mezkur mecrada konuşmaya talip olanların ekseriyetinin ortak değerler ve ilkelerde ittifak etmek şöyle dursun, eforlarını  ”ötekini”  sindirmeye adeta hasrettikleri müşahade ediliyor. Hakikat talipliğinden alabildiğine uzak mesnetsiz söylemler ve yazınlar havada uçuşurken Kutsal, randımandan hali olan güreş meydanını haşmetli bir sükunetle seyretmeye devam ediyor.

İnsanoğlu, geçmişten günümüze değin hatırı sayılır teknolojiler ve teknikler keşfetti. Maddi hayatını ihya etmeye devam ediyor. Fakat, manevi hayatına çekidüzen verecek tatminkar yollar bulamadı. İcat ettiği sosyal bilimler ise bir durum tespitinden öteye geçemeyince insani iniltilere daimi bir imdad eli olmaktan beri kaldı. İnsan, Aşkın’dan kaçtıkça O’na olan zaafını katbekat derinlerden fark etti.

Gelinen noktada insanın sükun arayışı şiddetini katlıyor ve ruhlar, kaçacak bir delik arıyor. Hal böyle olunca insanlar, gitgide avarelere dönüşüyorlar. İster bilinçli isterse gayri şuurla, yediden yetmişe herkes, -Tanrı’nın kulları- O’nun namına söz alıyor, O’nun adına melanetler irtikap ediyorlar. Salt O’nu anlamak için O’nu konuşan zümreler  var olduğu gibi, kendilerini dünyevi Tanrılar ilan edenler de buradalar. Peki, Hakk olan Tanrımız nerede?

Allah, tarihte insanla sayısız defa konuştu. Dünyasını ideal bir düzene koyması için öneriler sundu, varoluşuna dair nihayetsiz sorularına yanıtlar verdi. Tarih, buna tanıklık ediyor. Kitapları da önümüzde. Anladığımız kadarıyla O, anlayanlar ve istifade etmeyi göze alanlar için mevcut vahyi metinlerin yeterli olduğuna kanaat getirdi, insana güvendi ve arşına çekildi. Oradan dünyada olup bitenleri izliyor.

Evet,

Herkes konuşuyor; ama O sus pus.

Devamını Oku

İnsanlığa Manifesto

İnsanlığa Manifesto
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İnsanlar, beni dinleyin!

Evet, sizlere bir nutkum olacak,

Dinleyin!

Bugün, insanlığı toprağa verdik, paranın başı sağ olsun! Zaten günümüzde insanın şahsından ziyade, üstündeki kıyafet, cebindeki para dikkate değer oluyor. Bir de, insanın hiçbir karşılık gözetmeksizin yaptığı iyi şeylerin ‘’saftiriklik’’ olarak nitelenmesi de eklenirse, böyle bir durumda insanlığın ölümünü vicdan yoksunları fark etmediler bile.

İşte sizler, platformlarda akıl hocası kesilir, önünüze gelene va’z u nasihatte bulunursunuz. Gazzali; ‘’ Fazla sükut, ruhi tekamüle ermede önemli basamaklardan biridir.’’ demişti, oysa siz bu asırda malayani konuşmayı toplumsal hayata katılım için bağımsız değişken telakki ettiniz. Peygamber; ‘’Kişi, kendi nefsi için arzu ettiğini arkadaşı için de istemeli, aksi halde mümin olduğundan bahsetmesin!’’  buyurdu, bunu bildiniz fakat adeta şiir ezberler gibi ezberleyip ‘her şey köprüyü geçene kadar’ dediniz, neticede kendinize olan iyiliğinizi  başkalarına yapmak size angarya geldi.

Müslümanlar, sesime kulak verin! Habil öldürüldü, Habiller ölüyor. Kabil’in soyu neşvü nema buldu. Kabil’in evlatları, tıpkı ataları gibi, sahip oldukları eşyanın kötüsünü sair insanlara reva gördü. Liyakat önemini yitirince, dünyevi değerlere referans verildi.

Şimdi, dünya nasıl mı bu hale geldi diyorsunuz?!! Yoksa, artık kimseye hatta kendinize de mi  itimadınız yok?!! Eğer öyleyse, sebebini başka yerde aramayın,tribüne oynamayın artık! Şu içinde yaşamak zorunda bırakıldığımız  kirletilmiş dünya, sizin eseriniz! Nedeni mi ne?!! Bencilliğiniz, aşırı ihtirasınız, egonuz, fedakarlık ve empatiyi birbirinizden beklemeniz… Masum  insanların başını yaktı, ocaklara ateş yağdırdı.

El ân, sıra size geldi.

Bekleyin, biz de sizinle bekleyenlerdeniz.

Devamını Oku
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort