DOLAR 32,5055 -0.12%
EURO 34,7782 -0.5%
ALTIN 2.495,390,45
BITCOIN 20728290,40%
Ankara
20°

PARÇALI BULUTLU

04:46

İMSAK'A KALAN SÜRE

Vildan Tarlacı

Vildan Tarlacı

12 Şubat 2020 Çarşamba

Çok Laf, Az İş

Çok Laf, Az İş
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çağımızın hastalığı; çok laf az iş.

Dolu ya da boş, kendini geliştiren ya da olduğu yerde duran, elinde imkanı olan ya da olmayan yani kısacası büyük bir çoğunluğumuzun hastalığı; lafa geldiğinde dünyayı feth eden ama iş icraat kısmına geldiğinde kılını kıpırdatmayan olduğu yerden kılını kıpırdatanları beğenmeyip yeren bizler…

Hangimiz bir masa etrafında oturup boyundan büyük laflar edip masadan kalktığı anda ettiği tüm lafları unutmadı ki?

Lafa gelince dağları deliyoruz, dağları ama daha kendi çevremize bir faydamız yok. Kendi faydasızlığımızın acısını da azcık bile olsa her hangi bir fayda sağlamaya çalışanlardan çıkarıyoruz.

Farkında olmamız gereken tek bir gerçek var. Dünya’yı feth etmemizin ilk adımı kendi dünyamızı feth edebilmekten geçiyor. Önce kendimiz ve çevremiz sonrası zaten çorap söküğü misali…

Kendi dünyamızı iyi yönde feth edebilmemiz ümidi ile,

Devamını Oku

Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez

Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkemizin bulunduğu coğrafya sebebiyle hepimiz Ortadoğu hakkında az çok bir şeyler duymuşuzdur. Haberler, gazeteler, kitaplar ve sosyal medya aracılığıyla coğrafyamıza dair doğru ya da yanlış bir çok bilgiye sahibizdir muhakkak. Bu bilgileri daha sağlam bir temele oturtmak ve coğrafyamızla ilgili daha çok bilgi birikimine sahip olmak isteyenlere çok güzel bir kitap önerim var.

Bir öneri üzerine alıp okuduğum “Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez” kitabı içinde bulunduğumuz coğrafyaya dair geçmişten günümüze kadar yaşanan olayları sade ve anlaşılır bir dil ile anlatıyor. Bölgenin stratejik öneminin yanı sıra dini öneminden Kuran-ı Kerim’de bahsedilen kıssalarla birlikte bahsediyor.

Bugün bu coğrafyada yaşanan her şeyin başını, olayların gidişatında kilit rol oynayan durumları, önemli tarihleri ve o tarihlerde yaşananları sırasıyla anlatıyor ve var olan bilgilerinizin kafanızda daha net canlanmasına yardımcı oluyor. En azından benim için bu kitap buna vesile oldu. Eğer yaşadığımız coğrafyaya dair bilgi edinmek istiyor ve ne okusam diye düşünüyorsanız ilk önce bu kitabı temin etmenizi tavsiye ederim.

Zihin açıcı okumalar dilerim.

Devamını Oku

Son Kale; Recep Tayyip Erdoğan

Son Kale; Recep Tayyip Erdoğan
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız, Reisimiz Recep Tayyip ERDOĞAN erken seçim tarihini açıkladığı haftanın pazar günü annem ile ikamet ettiğimiz semtte pazara gittik. Tezgahın başında elimde poşetlerle dururken teyzenin biri canımı acıtarak bana çarptı. Surat 5 karış desem 10 karışın hatrı kalır o derece asık, gözlerindeki nefreti akıtması yetmemiş olacak ki ben “ne oluyor” demeden nefreti ve kini diline döküldü,  “24 Haziran’dan sonra size gününüzü göstereceğiz.” dedi. Ellerini ovuşturarak kinlerini ve nefretlerini körüklüyorlar ama sorsanız “herkes için özgürlük, herkes için demokrasi” ve buna inanan, öyle ya da böyle sebeplerden inanmak isteyen ve onların nefretinden, kininden nasiplenecek olan “siz” yani biz!

Bu kadar mıydı dava yoldaşlığımız bizim? “Küstüm, darıldım, kırıldım, çok eksiklikler var” diye başlayan cümleleriniz gerçekten vicdanınızı rahatlatıyor mu? Evet eksikler var ama bu eksikleri giderecek olan da, daha fazlasını yapacak olan da ve bunu gerçekten tüm ülke için gerçekleştirecek olan da ERDOĞAN!

Hangi sebepler sizi bu zihniyete oy vermeye itebilir aklım almıyor! Dillerinde olan “herkes özgürce dinini yaşayacak, başörtüsü ile sorunum yok” cümlelerine gerçekten inanıyor musunuz? Bu zihniyetin üniversitelerde profesör olanları hala tahammül edemiyor başörtüsüne, hala ellerinden gelen ayrımı yapıyor, hala hor görüyor. Bu ülkenin evladı sayılmadığımız dönemleri tekrar yaşayacağız eğer ki 24 Haziran’ı kaybedersek. Twitter’da “herkese özgürlüğü savunan” bir chpli şalvarlı, cübbeli insanlarımızın fotoğrafının üstüne “yaşamak istediğiniz ülke bu mu?” yazarak paylaşmış.

Bu zihniyetin herkese özgürlükten kastı çerçevesini onların çizdiği özgürlük. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı muhabbeti ve ne yazık ki bu insanlarla Rahmetli Erbakan Hoca’nın partisi yan yana… Yazık ki ne yazık! Gerçekten oy’unuzu “CHP, İP, SP, HDPKK” ya vicdanınız sızlamadan verecek misiniz?

24 Haziran gecesi ellerinde kadehlerle kutlama yapacak bir güruha karşı Rabbim’e kutlu bir zafer için duâ ediyorum!
Muharrem İnce, yukarıda bahsettiğim zihniyetin başa geçmesi demek, net. Bir de terörist Selahattin Demirtaş’ın serbest kalması demek ve kabul ederse Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak demek… Bu vatan için canını vermiş insanların katili bu ülkede Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak, böyle bir teklifte bulunacak… Nerede vatan ve millet sevginiz?

Vaatlerinin hiçbirini samimi bulmuyorum, bulmayacağım. Herkese duyması gerekeni söyleyen ama benim ülkemde herkese özgürlük sağlayacak biri değil. Neden direk bu isim üzerinden gidiyorsun diye geçirmeyin içinizden çünkü ha ince, ha akşener, ha karamollaoğlu hepsi aynı bataklık, hep aynı karanlık!

Fakat özellikle Muharrem İnce’den başladım. İzmir mitinginden sonra sosyal medyada paylaşılan videoyu izlemişsinizdir. İzlemediyseniz linki bırakıyorum. İzleyin ve anlayın. Eleştirirken nankörleşmekten vazgeçin! Bu hükümetin yaptığı, yapıyor olduğu ve yapmaya devam edeceği hizmetleri unutmayın! Bu iktidar ile bu ülkede herkesin özgür bir şekilde yaşadığını unutmayın! Dinini yaşamak isteyen insanların geçmişte yaşadığı zulüm yalan değil. Bunlar bu ülkede yaşandı!

16 senedir yorulmadan, yılmadan, sıkılmadan bu ülke için çalışmış ve çalışmaya devam eden, müslüman coğrafyalara umut olmuş bir liderimiz var! Kimse yorulmaktan, sıkılmaktan bahsetmesin!

“Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.” 

Yolu, yolumuz.
Davası, davamız dediğimiz Lider’i yalnız bırakma zamanı değil! Davana, yoluna sahip çıkma zamanı!

24 Haziran ümmetin bayramı mı olsun yoksa ABD ve AB’nin mi? Son Kale diyoruz, Son Kale…
Biz sadece bu ülkenin değil, zulüm altındaki ümmetin ve insanlığın umuduyuz!

Allah yâr ve yardımcımız olsun.

Devamını Oku

Hayvan Çiftliği

Hayvan Çiftliği
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Soğuk Savaş Tarihi dersi için okumamızın önerilmesiyle tanıştığım yazar George Orwell’in Stalin’e yaptığı göndermelerini içeren, olayların hayvanlar üzerinden anlatıldığı akıcı bir kitap.
Aslında hepimizin bildiği ama akan zaman içerisinde fark edemediğimiz bir çok mesaj veriyor kitap.

Çiftlik sahibinin hayvanları aç bırakması sonucu isyan edip çiftliği ele geçiren hayvanlar bir süre “eşit” ve “adil” bir çiftlikte yaşadılar. “Beylik Çiftliği” olan çiftliğin adını “Hayvan Çiftliği” olarak değiştirdiler.
Yaptıkları her şeyi kendilerinden sonra gelecek nesilleri için yapıyor ve hiç yorgunluk hissetmiyorlardı.
Bütün hayvanlar eşittir ilkesinden hiçbiri taviz vermiyordu ve ideal bir düzen kurulmuştu.
Ta ki yönetimde bulunan domuzların zamanla her şeyi kendilerinin daha eşit olduğu bir sisteme dönüştürmesine kadar.
Buradan sonra insanların onlara yaptıklarından daha kötüsünün içerisinde buluyor hayvanlar kendilerini tabi ki ayrıcalıklı olan domuzlar hariç.
İnsanlarla hiçbir iş birliği olmayacağı kararı domuzların menfaatine ters düşene kadar sürmüş olsa da kendi refahları için diğer çiftlik sahipleri ile iş birliği içerisine girdiler ve çiftliğin adını yeniden “Beylik Çiftliği” yaptılar.

Kitabın sonunda insanlarla aynı masada oturan domuzlar artık insanlardan ayırt edilemiyordu.
Çünkü insanların hayvanlara yaptıklarına karşı gelip devrimi başlatan, tüm hayvanların refahı için başa geçen domuzlar, yaptıkları devrimi saptırıp isyan ettikleri her şey olmuşlardı.

Zihin açıcı okumalar dilerim.

Devamını Oku

Ben Zehirleniyorsam, Herkes Zehirlensin.

Ben Zehirleniyorsam, Herkes Zehirlensin.
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mecbur kalmadıkça toplu taşıma kullanmayan bir insan olarak bu sene haftamın büyük çoğunluğu duraklarda geçiyor.

Bir çoğunuzun bildiği gibi duraklarda sigara içmek yasak maalesef ki sembolik olarak. Herkes o kadar alışmış ki, araca binmek için beklenen sırada bile umarsızca sigarasını içip insanları rahatsız edebiliyor. Uyarılınca da hemen savunma, ses yükseltme, surat asma, sinirlenme…

Etrafa asılan yasak tabelalarını geçtim, işinize gelince duyar kasan o beyninizin zerresi bile mi düşünemiyor bu dumandan insanların rahatsız olabileceği?

Kucağında bebekli anneymiş, çocukmuş, yaşlıymış zerre umursamamanız “insan” olmayı ve “toplum” içinde yaşayamayı öğrenememenin sizin ayıbınız!

Ben ya da benim gibi insanlar sizin zehrinizi solumak zorunda değiliz, uyarmaya da meraklı değiliz kaldı ki yasak olan bir yerde uyarıya da hacet yok ama dediğim gibi toplum içinde yaşamayı öğrenememişliğiniz sıkıntımız zaten.

Bir de bu yasak tabelalarını duraklara asıp bunun takibini yapmakla yükümlü olan yetkililer sorunu var İstanbul’da. Şikayette bulunmakta bir çözüm getirmiyor verilen cevap şu “Duraklara gerekli uyarı levhaları tarafımızca asılmıştır. Vatandaşlarımızın uymasını bekleriz.” şaka gibi. 1 aydır bu sıkıntıyı yaşıyor yanımda içenleri “hakaret” etmelerine rağmen yanımdan zorla uzaklaştırıyor, içeceklerse de uzakta içmeye zorluyorum.

Hiç sigara içilmemesi gereken bir yerde, otobüse binerken yercesine sigara içip tüm çevresini sigara kokutup rahatsız eden, otobüsten indiği gibi sigara yakıp yine çevresini rahatsız eden insanlarımızın kendilerine yapılmaması gerekenleri başkalarına da yapmamalarını temenni ediyorum.

Yasak boyutunu geçtim 1.5 saatlik yolculuğumun tümünü mide bulantısı ile geçirmeme sebep olarak kul hakkına girdiğinizi idrak etseniz o da size yeterli olacaktır.

Bu konuda yalnız olmadığımı, toplu taşıma kullanan çoğu insanın bu konudan müzdarip olduğunu biliyorum.
Yetkililerin kısa zamanda bu soruna çözüm bulmalarını, ısrarla duraklarda sigara içen vatandaşların da anlayışlı olmalarını temenni ediyorum.

Devamını Oku
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort