DOLAR 32,3694 0.15%
EURO 34,9781 -0.29%
ALTIN 2.324,330,22
BITCOIN 22769010,24%
Ankara
16°

PARÇALI BULUTLU

13:15

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Zeynep Şimal

Zeynep Şimal

21 Ocak 2016 Perşembe

‘Ebu Eyyüp El Ensari Hause’ Jet Fadıl Gururla Sunar

‘Ebu Eyyüp El Ensari Hause’ Jet Fadıl Gururla Sunar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Akıl sağlığımızı korumanın zor olduğu bir dönemden geçiyoruz. Artık gündemden uzak yaşamak hepimizin en büyük isteği. Bunun için yapabileceğimiz en iyi şey haber, tartışma vs gibi programlardan uzak durup, eğlence programlarına yönelmek. Lakin durum o kadar da basit değilmiş. Reklamlar bile gerilim hattına dönmemizi sağlayacak kıvamda…

Hatırlarsınız geçtiğimiz günlerde bir banka ‘kıbleyi gösteren kredi kartı’ çıkarmıştı. ( -Gerçi kıblesi şaşanlar için bulunmaz bir fırsat ama… )

 Finans sektörünün hırslarımızı, korkularımızı, ihtiyaçlarımızı yönettiği bir düzende dini değerlerimizi sömürmesine şaşırmamak gerek. ‘İslami’ bankaların faizi kar payı (benim nazarım da bu böyledir, dini otoritelerin sözleri benim vicdanımı tatmin etmiyor bu konuda) adıyla servis ettiği ortamda kıble gösteren kredi kartı çıkmış kimin umurunda?

Bizler kredi kartını sindiremeden Jet Fadıl imdadımıza yetişiverdi. Çığır açan ‘ticari zekası’ ‘Ebu Eyyüp El Ensari Hause’ ile çıktı karşımızda. Ne ara bu kadar ahlak yoksunu bir toplum haline dönüştük bilemiyorum. Dinin kullanılmasına, reklam malzemesi yapılmasına alışmıştık. Miting meydanlarına elinde Kuran ile gelen iktidarlara, dinden nemalanan siyasetçilere de alışıktı bu bünyeler ama itiraf edelim bu kadarını beklemiyorduk. Ve eminim ki dindarım, muhafazakarım, müslümanım, müminim diyen zihniyet bu hadiseye de kayıtsız kal(a)maz!

Kendine alternatif lüks mekanlar oluşturmayı başarmış muhafazakar kesimin bu edepsizliğe dur diyebileceğini inancım maalesef yok.

Kimse kusura bakmasın yılların verdiği ezilmişliği, nefislerini tatmin ederek bastıran kesimden bir halt olmaz, olmasın da. Yaşam standartlarının yükselmesinden doğan tüketim çılgınlığına karışmak hakkım değil belki… Derdim sadece bunun da bir sınırı olması, en azından ‘temsil’ ettikleri kesime saygılı olsunlar!

İnsanların inançlarını, dini değerlerini sömürmeye kimsenin hakkı yok. Özellikle rantın, hırsın, fitnenin, ahlaksızlığın kanser hücresi gibi vücudumuza sardığı bir dönemde ihtiyacımız bunlar olmamalı.

Aklıma Bab’Aziz filminin Tunus’lu yönetmeni Nacer Khemir’in şu sözleri geliyor;

Hiç unutmam, hiç çıkmaz aklımdan. Babanızın yanında yürüdüğünüzde ve onun çamura batıp yüzünün kirlendiğini gördüğünüzde ne yaparsınız? Kalkmasına yardım eder, ceketinizle ve gömleğinizle yüzünü silersiniz. Babamın yüzünde her zaman İslam’ı gördüm ben. Filmimde bilgelik ve aşk dolu, misafirperver ve metanetli bir Müslüman kültürünü göstererek onun yüzünü silmeye çalıştım. Kısacası, 11 Eylül sonrası histerik dünya ve medyanın yansıttığı İslam algısına karşı çıkan bir duruşla Bab’Aziz fikriyatını oturttum. Köktendincilik, integrizm (aşırıdincilik) İslam’ın esas temellerini bozabilen bir anlayıştır. Bu film, İslam’ın gerçek yüzünü göstermek için oldukça gösterişsiz bir yaklaşımdı sadece. Aşk ve dert dolu Sufi geleneği üzerine kurulu bir film olsa da, aynı zamanda aşırı derecede politik göndermeleri, bilinçli eylemleri olan bir filmdir. Bugün İslam’a dair başka bir şey göstermek bizim görevimiz. Aksi takdirde, herkes bir diğerini tanımamasından dolayı bir karmaşaya sürüklenecek.”

Ülkemizde ki durum tam da 11 Eylül sonrası gibi. Dinlemeler, yolsuzluk dosyaları yetmez gibi bir de ‘muhafazakar’ burjuvanın saçmalıklarıyla uğraşıyoruz. Birilerinin artık buna dur demesi lazım. Babamızın yüzündeki çamur nasıl temizlenir bilmiyorum. Ama el birliği ile bu çamuru temizlemezsek, o bataklıkta bizler de kaybolup gideceğiz…

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort