DOLAR 32,3123 -0.01%
EURO 34,7297 -0.06%
ALTIN 2.421,90-0,05
BITCOIN 22810542,13%
Ankara
18°

AÇIK

04:56

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Çok-iyi Niyet Ekonomisinin Çöküşü ve Doğal İnsanlığın Ölümü

Çok-iyi Niyet Ekonomisinin Çöküşü ve Doğal İnsanlığın Ölümü

ABONE OL
16 Eylül 2020 20:52
Çok-iyi Niyet Ekonomisinin Çöküşü ve Doğal İnsanlığın Ölümü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yaşadığımız küreselleşme ve bireyselleşme döneminin en dezavantajlı özelliği, insanların kendilerini tehlikelerden korumak için çok-iyi niyetli davranış gereksinimlerini engellemek zorunda olmalarıdır. Çok-iyi niyetli davranmaktan kendilerini alıkoyabilmek için o denli enerji harcamaktadırlar ki, bazen bu yorgunluk bile onları yaşamaktan vazgeçmeye ikna edebilmektedir. Oysa çok-iyi niyetli olma, insanın başlangıçtan itibaren veya evrimleşirken edindiği ve kendisiyle özdeşleşmiş unsurlardan biridir. Dünyaya gelmesi ve hayatta kalması bütünüyle sosyal süreçlerin parçası veya ürünü olan insanın çok-iyi niyetli davranış gereksinimi kadar doğal güdülü bir gereksinimi fazla sayıda değildir. Ne var ki, tarihe mal olmuş emek verme yöntemleri yerine kolay yoldan varlık edinerek kendini daha zeki ve becerikli göstermeye ikna edilmiş insanlar bir araya geldiler ve el birliği ile çok-iyi niyetli davranış gereksinimlerini gidermeye çabalayan doğal insanları sömürerek onların yok olmaları için ellerinden geleni yaptılar. Zeki insanlar çağında olsa bu fırsatçılara en ağır cezalar verilirdi, ama Idiocracy (2006) isminde bir film bile çekilmiş olduğuna göre zaman bunların zamanı değil.

Yvonne St-Louis’in Pure Intentions of My Heart: Edging out Ego (Kalbimin Saf Yönelimleri: Egoyu Aşmak, 2014) adlı kitabının ikinci bölümünde, doğadan kaynaklanan çok-iyi niyetlilik (duygular) ile hayatta kalmak (Ben) birbiriyle karşıt gösterilmektedir. Kitapta bir taraftan kalbin saf yönelimlerinin mutluluk için önemli olduğu, ama diğer taraftan da bunların sosyal ortamın gerekliliklerinden dolayı doğru yönetilmesi gerektiği savunulmaktadır. Kitabı okurken benim aklıma hep iki kelime geldi: Makine-insan (robot) ve yenidünya (çok-iyi niyetliliğin olmadığı sosyallik). Kişisel gelişim kitaplarının yeni tür insanı yetiştirmek için bir çeşit araç niteliğinde işgördüğü ancak arkadaki ekonomik ilişkileri düşünmeye mecbur kalmış insanlar tarafından fark edilebilmektedir. Bu çözümlemeyi yapabilmiş insanlar başkalarını da uyarmakla ilgili birkaç başarısız denemeden sonra bu sırla yaşamlarını tamamlamaları gerektiğine ikna olmaktadırlar. Yvonne St-Louis, çok-iyi niyetli davranış gereksiniminin pozitif imajını onun sosyal içeriğini değiştirmek ve küreselci bireyciliğe uygun hale getirebilmek için suiistimal etmektedir. Bence bunu yaptığının farkında bile değildir. Böyle bir çağda kimse ne yaptığının pek farkında değil zaten.

İtalyan ekonomi profesörü Andrea Beretta Zanoni’nin Accounting for Goodwill (İyi Niyetin Muhasebesi, 2009) adlı kitabında, iyi niyetin ekonomik piyasaya yaptığı olumlu etkinin matematiksel işlemler yoluyla kanıtlandığını görüyoruz. Bu arada Banoni’nin iyi niyetten kastının alışverişe açık olmak anlamına geldiğini ve ekonomik piyasanın da kapitalizm anlamına geldiğini söylemeye gerek yok. Çok-iyi niyetli davranış gereksinimi toplumsal beraberliğin kişisel tutkulara kıyasla daha öncelikli olduğu kabulünün insan genine işlenmiş olmasıyla ilgilidir. Ekonomi doğrudan bu genle ilişki halinde faaliyettedir. Küresel kapitalizm ve bireyselleşme, çok-iyi niyet gereksiniminin yerine sahici olmayan sosyal mecburiyeti ikame etmek istemektedir. İkincisinin anlamı, Pazar, moda ve sahici olmayan sosyal çevreler tarafından sunulanı tüketime mecbur kalma durumudur. Sevenin değil de sayanın etkisiyle davranışta bulunmak gibi düşünülebilir. Çünkü çok-iyi niyetli davranış eğilimiyle sağduyu birbiriyle iç içe varolmaktadırlar ve ilkini her zaman matematikle öngörmek ve tek bir yöne para kazandıracak nitelikte sürekli yönlendirmek olası görünmemektedir. Post-truth terimi tam da doğal olmayan ve çok-iyi niyet eğiliminden beslenmeyen alışveriş edimlerinin içeriğini imlemektedir. Rosemary Overell ve Brett Nicholls tarafından hazırlanmış Post-Truth and the Mediation of Reality: New Conjunctures (Post-Truth ve Gerçekliğin Aracılığı: Yeni Gündemler, 2019) adlı editoryal kitap bu noktaya özellikle dikkat çekmektedir. Kitaba katkıda bulunmuş neredeyse bütün yazarlar, niyet veya yönelimin algılar yoluyla nasıl da manipüle edildiğini saptamaktadırlar. İnsanın çok-iyi niyetli davranış eğilimi yok edilir ve onun vicdandaki yeri bastırılırsa, küresel kapitalizmin sersemleşmiş (bilinç bulanıklığına tutulmuş) tüketicisine daha kolay yer açılabilir. Yaşayan en yaşlı, ortanca ve genç kuşaklar çok-iyi niyetli davranışlardan korkar hale getirilmişlerdir. Böylece henüz aktif iş yaşamında olmayan ve kimi zaman çok-iyi niyetli davranışların suiistimaline yarayabilen daha genç veya ergen olan insanlar bu korkuları izleyerek yetişmektedirler. Benim görebildiğim kadarıyla, çocuk yaşta olanlar bir savunma mekanizması olarak, çok-iyi niyetten uzak durmayı biyolojilerine yedirmişler bile. Ebeveynler çocuklarının etrafında dönüyor ve çocuklar bunu bir fedakârlık ve sahici sevgi edimi olarak değil de, makine niteliğinde bir mecburi iş olarak algılıyorlar!

Andrea Beretta Zanoni, Yvonne St-Louis ve Rosemary Overell ve Brett Nicholls’ün kitapları şöyle de anlaşılabilir: Alışveriş veya ekonomi temelde çok-iyi niyetli davranışların sağladığı ve örgütlüymüş gibi görünen fedakârlık fonuna dayanmaktadır. Bu fonun yok edilmesi, insanların daha kontrollü olmaları yerine daha kontrolsüz olmalarına veya bazı insanlar için daha önemlisi küresel kapitalist ekonominin büsbütün çökmesine yol açabilir. Kimileri farkında olmaksızın buna çalışıyor da olabilirler. Ne var ki, çok-iyi niyetli davranışların kötülüklerle cezalandırılıp da her defasında suiistimalle sonuçlanması, toplumlarda hızla ortak bir bilincin oluşmasına yol açtı. Bu ortak bilinç bir tür savunma mekanizması veya aşı niteliğinde bütün çok-iyi niyetli insanları dönüştürmeye başladı. Bence bir sonraki en güçlü ekonomi veya uygarlık merkezi olacak toplum, bu türde çok-iyi niyetli davranış ekonomisini en fazla korumuş coğrafyalardan birisinden çıkacak.

Bir sonraki yazıda çok-iyi niyetli davranış gereksinimindeki “iyi vicdanın” doğal toplumsallık yerine küresel otoriteler tarafından doldurulduğunu yazacağım. Bence bu vakıa, Tanrı’yı ve doğayı öfkelendirmekten başka bir şey getirmeyecek.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort