DOLAR 32,3444 0.29%
EURO 35,1322 -0.02%
ALTIN 2.312,691,56
BITCOIN 22867632,58%
Ankara
19°

KAPALI

02:00

YATSI'YA KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Gül Kokusu Hanımeli Kokusu

Gül Kokusu Hanımeli Kokusu

ABONE OL
16 Eylül 2020 20:59
Gül Kokusu Hanımeli Kokusu
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Günün yorgunluğu sinmişti üzerine. Ellerinde market çantaları vardı. Kaç yıldır yaşadığı mahallede, her yerini bildiği yerler sağından solundan geçiyordu.

Sitelerin güllü, hanımelili bahçe çitlerinden, gül kokuları, hanımeli kokuları geliyordu.

Ayla’nın keyfi yoktu. Bir sebebi yoktu ama keyfi de yoktu. Birden üzerine bir şey sıçradı. Arı sandı önce korktu. 3 yıl önce bir arı ısırmıştı onu, çok canı yanmıştı. Oysa çocukluğunda sokan arılar o kadar canını yakmamıştı. Her şeyin ters gittiği günlerde sokmuştu onu arı. Sanki tüm tersliklerin acısının üstüne, arı tuz biber olmuştu o zaman.

Allah’tan arı değildi. Bir çekirge idi. Açık sarı ile açık yeşil arası, kuru ot renginde bir çekirge. Ayla’nın elindeki market poşetine kondu.

Çok severdi Ayla, çekirgeleri. Çocukluğunun geçtiği çayırlar, çekirge doluydu. Kandırırdı Ayla çekirgeleri. Ellerini, birbirine değdirip çekirgelerin çıkardığı cızırtı gibi bir ses çıkarırdı. O sese gelen çekirgeleri, avucuna alırdı.

Poşete konan çekirge, Ayla’ya bakıyordu. Eline aldı onu. Avucunda tuttu önce. Açtı avucunu sonra. Kaçmadı çekirge. Siteye kadar geldiler. Baktı ona Ayla. Çekirge de ona bakıyordu.

Çekirgeyi sitenin çimenlerine bıraktı. İçinden geçenleri anlatır gibi baktı çekirgeye.

Çocukluğunu özlüyordu. Oysa, çocukken de büyük olmak istemişti.

Yetişkin olunca özgür olacak, özgür olunca havalara uçacak sanıyordu.

Çocukken geleceği gözlemişti, yaşlandıkça da maziyi, hep başka anlar kıymetli. Dünyanın yalanlığından belki de. Anı yaşamaya, müsaade etmiyor. Anı yaşayabilmek yok belki de, ya da anı yaşayabilenler çok becerikli.

Çekirge anı yaşıyordur. Hayvanlar düşünemedikleri için şanslılar diye düşündü Ayla. Ben de düşünemesem keşke.

Zihin rahat bırakmaz ya bazen. İşler ters gitmeye başladığında. Üst üste yıpranır insan. Çok bunalır ve bazı yüklerini atar. Rahatlar… Sonra kalan yükler yorar. Sanki sıralarını bekliyorlardır.

O esnada vesveseler devreye girer.

İnsanı, kendini beğenmediği hale getirir. Memnun kalmaz insan, kendinden. İçinden, umduğu mucize çıkmamıştır. Bunları çekirgeye anlatmak istiyordu, Ayla.

İkindi ezanı okunmaya başladı. Acele ile binaya girdi.

Çantaları mutfağa bıraktı. Abdest aldı. Suyun değdiği yerlerdeki yorgunluklar su ile gidiyordu. Giysilerini çıkardı, bir önceki gün pişirdiği zeytinyağlı fasulye kokusu sinen ev giysilerini geçirdi üzerine. Hırkasını giyindi başını örtü. Rabbinin huzuruna yöneldi. Uzun uzun dua etti.

Telefonu çaldı. Uzun konuşmayı severdi telefonda. İnşallah, çekirgeden bahsedince onu anlayabilecek biridir diye düşündü. Anlatmalıydı, o çekirgeyi.

Çekirge gibi küçük olmayı, bir başına olmayı ama sonrayı edebilmeyi anlatmalıydı. Sonrayı edebilmek kapasite meselesi olmamalıydı varlıkla alakalıydı. Çünkü var edendi yaşatan, insanı da çekirgeyi de.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort