DOLAR 32,5055 -0.12%
EURO 34,7782 -0.5%
ALTIN 2.495,390,45
BITCOIN 20728290,40%
Ankara
20°

PARÇALI BULUTLU

04:46

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Hava Olur Fırsat Olmaz Fırsat Olur Hava Olmaz

Hava Olur Fırsat Olmaz Fırsat Olur Hava Olmaz

ABONE OL
3 Temmuz 2021 21:55
Hava Olur Fırsat Olmaz Fırsat Olur Hava Olmaz
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ankara Yenimahalle’de sıradan bir sokağa çıkma yasaklı hafta sonu. Günlerden Cumartesi, hava mis gibi. Markete diye, çıktım evden. Biraz yürürüm, bir tane ekmek alırım diye düşündüm. Mahalle de beni bekliyordu sanki. Seyirlik gibi karşımda.

Bahçesi korkuluklarla çevrilmeyen apartmanlar ve yanlarında kalmış tek tük gecekondular…Sitelerden daha canlı gibiler. Sanki yaşıyorlar, bir şeyler anlatıyorlar onlara yönelen gözlere. Bembeyaz çamaşırlar asılmış bir tanesinin önüne. Sakız gibi beyaz. Sanat eseri gibiler, parlıyorlar. Çamaşır asma, orta direk için sanat idi bir zamanlar. Kadınlar, birbirlerinin çamaşır asma şekline bakardı. Boy sırası olurdu. Mahrem çamaşırlar ortada olmazdı. Sokaklar kurutma makinasıydı o zamanlar. Kimse sokağın tozundan kaçmazdı. Tozla, toprakla yaşanılabilen zamanlarda.

Çarşaf silkeleyen kadınlar… Balkondan alelacele çarşaf silkeliyor. Acelesi var. Kimsenin onu görmemesi lazım. Apartmanlar, bu çarşaf silkelemeler yüzünden birbiri ile küsen insanlarla dolu. Buna rağmen bazı titiz kadınlar, o çarşafı silkelemeden rahat edemiyor. Çoğu konuda itaatkâr olabilenler, temizlik söz konusu olunca bildiğinden şaşmıyor olabilir mi?

Araba temizleyenler… Böyle günlerde, dünyasının kocaman bir yeri, arabası olan beyler, binasının önünde sakin sakin arabasını temizliyor. Aceleleri yok. Canı ne zaman isterse o zaman bitirecek gibi yayılıyor. Kadınlarla erkeklerin, ne kadar farklı olduklarını araba temizleyen erkeklere bakınca bir kere daha anlayamadım. Nasıl bir muamma?

Çocuklar… bazı çocuklar pencereden bakıyor. Bazı çocuklar, sitelerin bahçesine inmiş. Bazı çocuklar apartman önlerine. Anneler arada sırada o çocuklara sesleniyor. Çocukluğumdan kalma sesler gibi. Balkondan gelen anne sesi; biraz strese sokan, biraz güven veren, biraz acıktıran…

Yollar… Arabalar tek tük. Mart öncesi Cumartesi günleri ile alakası olmayan tenha yollar. Mart sonrası sokağa çıkma günleri ile de alakası yok. Nevi şahsına münhasır günler bu günler. Canı sıkılan, bahane bulan sokağa çıkabiliyor. Arabalarda bu ataletli günlere alışmış gibi. Onlar da gevrek gevrek oldukları yerde duruyorlar. Mavi jantlı bir pejo da bekliyor binanın önünde. Ankara araba çeşitliliği, eski araba süslemesi, araba bakımı, araba merakı bakımından farklı bir incelemeye tabi olmalı. Araba şehrin kültürü olmuş.

Marketler… Otobüs bekler gibi ayakta dikilen insanlar var. Aceleleri yok. Çıkmak istemiyorlar marketten. Muhtemelen alacaklarını düşünüyorlar. Akıllarına gelene kadar orada, oldukları yerde duruyorlar. Eve gittikleri anda, akıllarına eksik olan peçete ya da salça gelsin istemiyorlar. Sokağa çıkma yasaklı hafta sonunda, aynı gün iki kere evden çıkmak istemiyor gibiler.

Kuşlar…Serçeler, güvercinler, kumrular, saksağanlar… Onlara kalan sokaklarda geziniyorlar. Dünyanın ne kadar yaşanılası, ne kadar çabalamaya değer bir yer olduğunu anlamak için kuşlara bakmak lazım bence. Yılmamak için, vazgeçmemek için, inanmak için kuşlara bakmak lazım. Ankara kuşlara bakmak iyi yerlerden. Geniş arazisi, yaşlı koca ağaçları, sitelerin arasındaki boş arsaları sayesinde, belki de bu kadar çok kuş türü yaşayabiliyor. Kuşlar sokağa çıkma yasaklı günlerde, kendilerini arzı endam ediyorlar. Bize bir şey olduğunun farkına varmış gibiler. Normal zamanlarda, sabah insanların işe gitmelerinden az önceki zamanlarda ya da pazar sabahları onlara kalan sokaklar, şimdi alabildiğine onların.

Sokağa çıkma yasaklı hafta sonlarında şehirler, yavaşlamış şehirler olmuşlar. Kimsenin acelesi yok. Kimsenin başka bir yere gidesi yok. Çünkü gidemeyeceğini biliyor. Bakan da olsa Milletvekili de olsa Cumhurbaşkanı da olsa çok ünlü bir oyuncu da olsa, çok ünlü bir futbolcu da olsa başka bir ülkenin Başkanı da olsa yapabileceği farklı bir şey yok. Dünyada herkesin, zaman öldürdüğü günler bu günler. Geçip geçmeyeceğini ne zaman biteceğini bilen insanları, bir bilen yok. İnsanların yüzünde tanıdık olmayan bir teslimiyet var. Koca bir mülteci kampı gibi dünya. Hep beraber bekliyoruz, ne olacağını bilmeden. Umutlu kalmaya çalışarak.

Fındığın bittiği gün gibi sokağa çıkma yasaklı hafta sonları. İşimiz bittiği için mutlu olurduk. İşin biteceği an, tam olarak kestirilmediği için o güne başka bir iş planlanmamış olurdu. Ne yapacağını bilmeden zaman geçirmeye çalışırdık. Trabzon’un dağ köylerinde işsiz gün olmazdı. İşsizken ne yapılır onu da bilemezdik. Ekseriyetle iş bittiğinde havalar önceki günlerden daha güzel olurdu. Rahmetli babaannem: “fırsat olur hava olmaz, hava olur fırsat olmaz.” derdi. Gevrek gevrek bahçeyi toparlardık. Yavaş yapardık bunu. Sonra yakındaki komşuya giderdik. O da aynı durumda ise orada da biraz tembellik yapardık. Onların işi bitmemiş ise onları fazla oyalamadan oradan uzaklaşırdık. Akşam olsun diye dolaşırdık amaçsız amaçsız.

Dini bayramların son gününe de benziyor sokağa çıkma yasaklı hafta sonları. Bayramın son gününde ziyaret edecekler biter. Ziyarete gelenler biter. Normal bir gün muamelesi yapılamaz çünkü tatildir. Kadınlar mesela evi temizleyemez çünkü herkes evdedir. Arkadaş planı da yapılamaz herkes bir yerlerde olabilir. Gevrek gevrek tembellik yapılarak geçirilir, bayramların son günleri. İş yoktur, meşgale bulacak kadar zaman da yoktur. Amaçsız amaçsız akşamın olması beklenir. Zamansızdır böyle günler, biraz da nasipsiz.

Böyle günler eskiden biterdi. Şimdi de bitsin diye dileyerek eve döndüm. Sonra da ezan okundu. Bugün de akşam oldu.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort