DOLAR 32,5451 0.01%
EURO 34,9203 0.19%
ALTIN 2.429,590,27
BITCOIN 2061399-4,07%
Ankara
25°

PARÇALI BULUTLU

20:01

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Her Cemreden Nasibimize Düşen Kadar Alalım

Her Cemreden Nasibimize Düşen Kadar Alalım

ABONE OL
22 Şubat 2022 20:06
Her Cemreden Nasibimize Düşen Kadar Alalım
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Ne hasta bekler sabahı,

Ne taze ölüyü mezar.

Ne de şeytan, bir günahı,

Benim seni beklediğim kadar.

Necip Fazıl ne güzel anlatmış özlemini, beklentisini. Hep bir şeyler bekliyoruz aslında. Necip Fazıl’dan tek farkımız, bunun için şiir yazmayışımız.

Her an, sonraki anı bekliyoruz. Umutlarımız var, beklentilerimiz var, gelecek kişilerimiz var, büyüyecek çocuklarımız var. Bekliyoruz ve beklenen gelmiyor bazen. Bazı beklentiler, yıllar alabiliyor ve bazen o yılların sonunda bile o beklentiye kavuşamıyoruz. Oysa ne çok istemiştik. Niye olmadı. Neydi eksik olan. Diğerlerine gelen, ama bize gelmeyen neydi.

Bazen beklemekten, neyi beklediğimizi unutuyoruz ya da daha ulaşılır şeyler hayal ediyoruz. Farkında olmadan, bir tuzağa yakalanıyoruz. Çoğu insanın, hayalindeki insan olmak yerine, en kolay olabildiği insana dönüşür dönüşmez, tüm macerasını sonlandırması bundan. Sonrası, sevmediği bir işi yapan, mutsuz bir insana dönüşmesi ile son buluyor. İçinde bir çok cevher bulunan, bazı alanlarda müthiş yetenekleri olan bir insan, asık suratlı bir memura dönüşebiliyor.

Ben her zaman, lafı dönüp dolaşıp kuşlara getirmek istiyorum. Onların  mücadelesine, müthiş bir hayranlık duyuyorum. Bu sıralar, cemrenin havaya düştüğü bu sıralar, hacı leyleklerin Türkiye’ye gelme zamanı. Her baharda Afrika’dan buralara geliyorlar. Sırf yavrulamak için. İçlerindeki kendini yeniden üret içgüdüsü, senden bir tane daha bırak içgüdüsü, onlara binlerce kilometre uçurtan.

Balıklarda, onlardan çok farklı değil. Yakında, Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı sularında yaşayabilen tek canlı olan, inci kefalide, bir iki haftaya kadar, dünyaya geldiği yere doğru yüzecek. 19 şubatta, cemre havaya düştü, 26-27 şubatta suya düşecek. İnci kefalleri, gözlere şenlik bir göçe başlayacak. Nehrin tersine doğru yüzmeye başlayacaklar.

En son cemre de toprağa düştüğü anda, 5-6 martta, yeryüzü bahara uyanacak.

Dünya yıllardır böyle süregelmiş. Kuşlar, balıklar, kır çiçekleri vb. sırası geldikçe işini yapmış. Her yavru kuş ile hayat yeniden başlamış. Her yeni kır çiçeği ile doğa değişmiş, daha farklı bir güzelliğe bürünmüş.

Hep beklemişler; kuşlar, balıklar, kır çiçekleri. Sıralarını beklemişler. Tek bekleyemeyen canlı ise insan olmuş.

Oysa, sadece içgüdüsel hareket eden canlılardan, çok daha fazla yetenekli, çok daha fazla şeye sahip olma potansiyeline sahip insan, çok daha büyük mükafatlara nail olan insan, her kavuştuğu beklentisinde, yeni beklentilerden erinir olmuş.

İlginç bir canlıyız. Hemen yılıyoruz. Yılmamamız için, ciddi bir mağduriyet yaşamamız lazım. Mesela ıssız adaya düşmemiz lazım, mesela dibi görmemiz lazım.

Negatif psikolojiden besleniyoruz. Güzelliklere kavuşmak bize uzak geliyor, kendimizi onlara layık görmüyoruz. Oysa, sıkıştığımız an, çok ciddi bir efor sarf edebiliyoruz. Aklı olan bir canlı olduğumuz halde, içgüdüsel olarak, sadece hayatta kalma odaklı yaşıyoruz.

Bireyin kendine yapacağı en büyük iyilik, bir hayal kurmak, sonrada o hayal için çırpınmak. Bu çırpınma, boğulmamak için yapılan çırpınma gibi bir çırpınma değil. Bu çırpınma, yumurtadan çıkmaya çalışan bir yavru kuşun yapacağı bir çırpınma. Onu önceki fazından, sonraki fazına geçiren bir çırpınma. Bir ömür durmamacasına bir çırpınma.

Yorulduğumuz zaman ya da bunaldığımız zaman, hipokrat’ı dinleyip konfor alanımızın dışına çıkıp, içimiz açılana kadar adımlar atabiliriz. Bize bahşedilen her uzvun hakkını verebiliriz.

Yunus Emre; “Kader gayrete aşıktır.” der. Hayatımızı bazen gayretimizle, bazen durağanlığımızla inşa ediyoruz.

Geldiğimiz yere ne şekilde geldiğimiz farkına varabilirsek, hayatın bir çok sırrı, bizim için aşikar kılıyor kendini. Bu gün elimde olan bu hayata, hangi eylemlerimin sonunda sahip oldum? Ben bu hayat için, ne ara neleri öğrendim, ne ara kimlerle beraber oldum, ne ara hangi duaları ettim, ne ara kimlerden hangi duaları aldım? Yüzüm gülüyorsa, bu kimin eseri? Bedenim ile barışıksam, kendimi seviyorsam, bu ne şekilde oldu, gibi sorularla zihnimizi, yeni tabirle check edebiliriz.

Bir süredir düşündüğüm, beni gülümseten, şükrettiğim birkaç durum üzerine geldi bu satırlar. Benim bir dönemimin maceraları. Kendimi motive etme, kendime içsel pekiştirme verme şeklim, geldi diye değerlendireyim dedim. Bu gün, bana yarın kimin ihtiyacı varsa ona gelsin.

Yeter ki iyi olalım, her cemreden nasibimize düşen kadar alalım.

 

 

 

 

 

 

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort