DOLAR 32,5055 -0.12%
EURO 34,7782 -0.5%
ALTIN 2.495,390,45
BITCOIN 20728290,40%
Ankara
20°

PARÇALI BULUTLU

04:46

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
İnsanı Ölümünden Eceli Kurtarırmış

İnsanı Ölümünden Eceli Kurtarırmış

ABONE OL
16 Eylül 2020 21:13
İnsanı Ölümünden Eceli Kurtarırmış
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Korona bizi, bulaşma hızıyla korkuttu. Korkuturken hayatımızdan birçok şeyi çıkardı. Onlarsız yaşayabildiğimizi gördük. Aslında olması gereken birçok şeyin de altını çizdi. Onları kulağımıza küpe yapamaz mıyız?

Korona kadar kolay bulaşan birçok hastalık daha var. Verem, şarbon, hepatit B, hepatit C, Aids, uyuz…

Bundan sonra devlet okulları, devlet hastaneleri beş yıldızlı oteller gibi temiz kalamaz mı? Sanki her kullanan bulaşıcı hastalık taşıyor gibi temizlenemez mi ortak kullanılan mekanlar? Temizlik denetlenemez mi sık sık? Sıvı sabun ortak kullanılan her mekanın demirbaşı olamaz mı? Ortak kullanılan yerlerde kolonya, kolonyalı mendil standart olamaz mı?

Devlet, okullarda öğrenci sayısına göre temizlik elemanı istihdam edemez mi? İçinde sabunu olmayan okul ayıplanan okul olamaz mı, idareci hastane yöneticisi ayıplanamaz mı?

Asgari ücret çeşitlenemez mi? Market çalışanı, benzin istasyonu çalışanı ya da bunlar gibi çalışma şartları ağır olanların ücretlendirilmesi farklı olamaz mı? Hayatımızda yerlerinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Bir kez daha bize kendilerini ispat mı etmeleri gerekiyor?

Grip olan her çalışan, kamuda olduğu gibi özel sektörde de istirahat edebilse bundan sonra.

Kamu kurumlarında istihdam, yoğunluğa göre olamaz mı? Havuz ortadan kalkamaz mı? İşi olmayana iş olan yerler ayarlanamaz mı? Kimsenin boş kalmadığı, kimsenin de aşırı çalışmadığı bir sistem mümkün değil mi?

Ailece birlikte olmanın parasız da mümkün olduğunu gördük. Tatile gitmek, yemeğe çıkmak, AVM’ye gitmek çok da elzem değilmiş. Hazır farkına varmışken bunu hayatımızın kalanına yaysak. Gezmek için, yemek için, güzel olmak için çok çalışmaktan, kredi kartına borçlanmaktan vazgeçsek. Hayır yapsak her  keyfi harcama kadar.

Eğlence mekanları, alkollü mekanlar ekstra düzenlense, ekstra denetlense sadece sağlık için.

Sosyal mesafe gitmese hayatımızdan. Düğün, dernek, parti, açılış ne varsa hepsinde aramıza bir metre koysak, hiç dip dibe olmasak.

Kongreler, konserler koltuk sayısı ile sınırlı olsa.

Nargile gibi hijyenden nasibini alamayan keyifler hayatımızdan çıkıp gitse.

Kafelerde, süsleme adı altında gıdalarımızın ellenmesi takdir görmese, sağlık en önemli olsa. Serviste konsept demenin elleme olduğu unutulmasa.

Camiler, özel akşamlarda kapasitesi kadar dolu olsa, caminin çocuk için eğitim için kullanılması, kapasitesine göre ayarlansa.
Tokalaşmak, öpmek rutin olmuştu cinsiyet ya da samimiyet gerekli değildi. Sevgi gösterisi adı altında sokakta toplum ahlakına aykırı görüntüler ayıplanamıyordu bile. Çok laubali olunmuştu. Sosyal mesafesizdi yaşamlar.

Gezeceğiz diye tıka basa tıkıldığımız turlarda da hastalıklar bulaşabilir. Gez de gez sloganı yerine sağlıklı şartlarda gez olabilir. İtalya örneği de verilebilir. Gezmenin gezdirmenin sonu.

Her an bulaşma riski ile yaşasak ve ona göre insani şartlar belirlense. İnsani sayıyı aşan organizasyonların sahipleri para cezasına çarptırılsa.

Meraktan sebep hastanelere gitmeyi hayatımızın rutininden çıkarsak. Doktorlar şu yaş takibi, bu yaş takibi diye bizde standartlar oluşturmaya başlamıştı. Haftada bir gün hastanede geçiyordu. Hastalık yayan mekana bizleri kendileri çağırıyorlardı. Ben gerekli bulmadığım hiçbir yaş testini yapmadım, bunu tıbba inanmadığım için değil o testlere ihtiyacım olmadığını düşündüğüm için yaptım. İlaç severim aşı severim hastane sevmem.

Mide ilacı yazdırmak, raporlu ilaç yazdırmak gibi işleri bilgisayardan yapılabilsek. Beş dakikalık ilaç yazdırmak için yarım saat sağlık ocaklarında, hastanelerde beklemek zorunda kalmasak. Devlet vatandaşına ve personeline güvense ama suistimal olamasın diye denetimleri de sıkı tutsa

Hayatımıza, kendimize bakım adı altında, güzellik adı altında daha fazla sektör katmasak. Büyüklerin yaptığı gibi kişisel bakımlarımızı kendimiz yapmaya başlasak. Güzellik ile başlayan her cümleye anten açmasak, fırsatçılara yem olmasak, sağlık ilk kriter olsa sonsuza kadar. Aynı burunlu, aynı dolgulu yüzlü, aynı dövmeli, aynı delikli, aynı piercingli olmuştu birileri. Sağlık değildi kriter, çok süslü ama çok sağlıksız olunmuştu farkında değildi kimse.

Mağazalarda saatler geçiriliyordu. Denenen kıyafetleri daha öncede giyenlerin olabileceği unutulmuştu. Mağaza çalışanları da ha gayret askıya asıyordu sağa sola atılan giysileri. Kimsenin umurunda değildi çalışanlar.

Apartmanlarda asansör, korkuluk, ışık düğmeleri yine pis kalsa. Onlara elledikten sonra yine tiksinsek. Eve adım atar atmaz banyoya el yıkamaya koşsak.

Ayakkabı pis kalmaya devam etse eve girmese. Avrupalı olmanın ne memem bir hal olduğu ortaya çıktı. Ayakkabıyla beraber eve alınan mikropları hiç unutmasak.

AVM pis kalsa, çoluk çocuk zaman geçirme mekanı olması sorgulansa, çocuk eğlence yerleri çocuk hastalık kapma mekanı olarak korkutucu olarak algılansa, AVM’lerde ortada yemek yenmese. Açılsa AVM’lerin tavanları, hava sirkülasyonu bariz olsa.

Mesai kavramı iş ile endeksli olsa. Sabahtan akşama kadar zorla ofisler dolu olmasa.

Ofiste kahvaltı yapılmasa. Eller yağlı yağlı ofislerde dolaşılmasa. Kahvaltı yapılmadan evden çıkılmasa.

Parklara dikilen park egzersiz aletleri parklardan ebedi çıkarılsa. İnsanları komik duruma düşürmekten başka işe yaramayan mikrop kaynağı olarak sonsuza kadar hayatımızdan çıksa

Toplu taşımalar koltuk sayısı kadar yolcu alsa. Toplu taşımalara tıkılmak hep tehlikeli kalsa. Yaşlılara tanınan bedava tarife geri gelmese. Belediyeler yaşlılara düzenli günlük aktiviteler organize etse. Yaşlılar evden alınıp eve bırakılsa.

Muhtarlar mahallenin ihtiyaç sahiplerini belirlese. O ihtiyaç sahiplerine düzenli yardımlar organize etse. Organizasyonlarda yaptırıma uğrayanlar ve gönüllüler koordine olabilse. Her mahallenin hiçbir siyasi bağlantısı olmayan gönüllü yardım yönetimleri olsa. Hiçbir mahallede aç muhtaç kalmasa. Kimse açlıktan yoksulluktan kendi başına ölmek zorunda kalmasa. Mülteciler yük olarak algılanmasa.

Küçük plastik su şişeleri, plastik poşetler, plastik çöpler evlerde ayrıştırılsa.

Piknik sonrası çöp bırakanlar ayıplansa.

Restoranlarda tabakta kalan yemekler için resimler uyarılar asılsa masalara.

Sokağa ekmek atan ayıplansa.

İsraf etmek utanılacak bir durum olsa.

Yaptırımlar huzur evinde çalışma, evsizlere yemek yapma, yoğun yollarda yaşlılara yardım etme, sokak hayvanlarına yemek getirme, barınaklarda çalışma, göçmenlere destek, kamuda tuvalet temizleme gibi faydalı yaptırımlar olsa.

İnsanı ölümünden eceli kurtarırmış. Günlerdir bir virüs yüzünden evlerdeyiz. Virüsten ne zaman temizleneceği belli olmayan dünyayı, hemen kirletmeyelim. Sağlığı en öne koyduğumuz daha insani bir hayat mümkün.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort