DOLAR 32,5055 -0.12%
EURO 34,7782 -0.5%
ALTIN 2.495,390,45
BITCOIN 20728290,40%
Ankara
20°

PARÇALI BULUTLU

04:46

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Norveç Kadın Plaj Hentbol Takımına İlişkin “Beden” Tartışmaları ve Kadının Bireyselliği
  • Genç Ufuk Derneği
  • Felsefe
  • Norveç Kadın Plaj Hentbol Takımına İlişkin “Beden” Tartışmaları ve Kadının Bireyselliği

Norveç Kadın Plaj Hentbol Takımına İlişkin “Beden” Tartışmaları ve Kadının Bireyselliği

ABONE OL
13 Ağustos 2021 16:29
Norveç Kadın Plaj Hentbol Takımına İlişkin “Beden” Tartışmaları ve Kadının Bireyselliği
1

BEĞENDİM

ABONE OL

The Washington Post gazetesi köşe yazarı David Von Drehle’nin 23 Temmuz 2021 tarihli yazısının başlığı şöyledir: “Bu, 21. yüzyıl: Kadın atletler ne giymek istiyorlarsa onu giysinler.” Drehle’nin köşe yazısında söylediği gibi, “Norveç kadın milli takımının kahramanları sayesinde” birçok kişi plaj/kumsal hentbolu olduğunu öğrendi.[1] Olay şöyleydi: Norveç kadın plaj hentbol takımı, Bulgaristan’da düzenlenen Avrupa Plaj Hentbol Şampiyonası’ndaki müsabakada bikini yerine erkekleri örnek göstererek şort giymek istedi ve giyince de oyuncu başına 150 avro olmak üzere toplamda 1500 avro (1700 dolar) ceza aldı.[2] Bu gelişme birçok uluslararası haber ajansında haber oldu ve kadın bedenine ve cinsiyetçiliğe dair yeni tartışmalar başladı.[3] Tartışmanın konusu şuydu: Uluslararası Hentbol Federasyonu tarafından 2014 yılında yayınlanmış “9. Oyun Kuralları” ve kadınların cinsel kimliklerinin serbestçe var olabilmesindeki küresel standartların bireysel kadın hakları ve özellikle de cinsiyet eşitliğine aykırı olup olamayacağıydı.[4]

Bu hadise ilk olmadığı gibi son birkaç ayda ve yılda buna benzer hâdiselerde bir yoğunluk ortaya çıkmaya başlamıştır. Kadın sporcular, kendi beden konforlarına kendileri karar vermek istiyorlar ve bedene ilişkin bu kişisel tasarrufla uluslararası hak anlayışının özdeş hale gelmesini talep ediyorlar.[5] Kadınların talepleri anlaşılabilir olduğu gibi onların küresel standartlarla maruz kaldıkları yerel baskılardan kurtarılmak istenmeleri de anlaşılabilirdir. Bu hâdise iki önemli felsefi çerçeveyle iç içe tartışılabilir. Bir tanesi, özgürleştirme gereği, içeriği ve bilinç zamanının bölgeden bölgeye değişebildiğidir. Örneğin Hindistanlı kadınlar için bir özgürlük olarak algılanabilecek bikini giyme gereği bir Norveçli kadın için bir baskılama ve denetim aracı niteliğinde algılanabilmektedir. Demek ki, kadın bireyi özgür olduğunda ne giymek isteyeceğinin evrensel bir standardı bulunmamaktadır. Ama kişisel bedenin konforu evrensel bir standart verebilir. İkinci ve daha önemli bir çerçevede şunu saptamak gerekir ki, toplumsal ortaklıklar ve kurallarla bireyselleşme deneyimleri birbirleriyle çelişmektedir. Sözgelimi Müslümanlar açısından bakıldığında bireyselleşme İslâm dinini tehdit etmekte gibi algılanabilmektedir, ama Norveç kadın plaj hentbol takımı örneğinde tehdit altında kalan Norveçli kadınların kendilerini özgür hissetmeleri olabilmektedir. Yani bir veya birden fazla insanın ortak hissettiği her deneyim, küreselleşmenin alıştırdığı bireyselleşme ile çatışma yaşayabilmektedir. Demek ki, zamanla bireyselleşmiş insanlar standartlaştırmanın kendisini reddetmeye başlayacakları gibi diğer insan bireyleriyle hiçbir ortaklıkta kolayca buluşamayacaklardır. Ya da bireyselleşme tüm dünyada oturduğunda daha iletişime elverişli bir toplumsal ilişki içeriği mümkün olabilecektir, çünkü henüz bireyselleşmenin ilk neticelerini alıyoruz. Bana sorarsanız, insan bireyleri birbirleriyle iletişim kuramayacaklar, çünkü hem ABD’deki en önemli psikolojik sorunların kaynağı yalnızlıktır, hem de her toplum ve kültürün Norveç kadar gelişmesi beklenemez. Bu durumda mesele kadınlarla sınırlı da değildir ve bütün ifade özgürlüğü manipüle edilebilen insan bireyinin bedeni üzerinden makineleştirilmesi gibi bir risk de mevcuttur.

Bir süredir yazıyorum, insanın zihni, aklı, söylemleri ve sözlerine değil de bedenine kulak vermenin daha güvenilir, geçerli ve tutarlı sonuçlara ulaştırabileceğidir. Beden, tabiata daha uygun ve uyumludur ve tıpkı tabiat gibi dürüst, adil ve sabırlıdır. İnsan bedeninin tanıklıkları unutulamaz ve örtülemez. Beden yalan söylemez. Nitekim beden ile kastedilen de insanın cesedi veya salt görünen fiziksel bedeni değil bedenin algılarının toplamıdır.[6] Kadın hakları çerçevesindeki araştırmalarda erkeklerin bedenleriyle kadınların bedenlerinin birbirlerinden farklılaşabilecekleri saptanmış ve bölgenin ekonomik gelişmişliğine göre kadın bedenine bazı baskıların uygulanabildiği kabul edilmiş olmakla birlikte bu verilerin bireyselleşmenin görecelileştirdiği ortak dile nasıl uyarlanabileceği çözümlenememiştir.[7] Bu da kadınların haklı ve samimi davalarının liberalizm ve para ekonomisiyle boşa çıkacağı ve yine güçlü olanın üstelik bu kez erkek bedenini de manipüle edebilecek nitelikte kazanacağı anlamına gelmektedir. Elbette bu söylediğim vakıa, emek ve zamansal aşama olarak geri kalmış bilinçlere sığınmak anlamına gelmemelidir. Çünkü görebildiğim kadarıyla cinsiyetsizlik idealinin koşulladığı bireyselleşmeye genç yaşlarda büyük bir heyecanla kapılmış pek çok post-kolonyal insan 25-30’lu yaşlarından itibaren inanılmaz derecede ataerkil duyarlılıklara geri dönerek yaşayabilmektedir. Aslında bu da cinsiyetsizlik ideali ile onun koşulladığı bireyselleşme arasında derin bir çatışma ve tutarsızlığın olduğunu göstermektedir.

Benim görüşüme gelince, beden daima doğru söyler. Beden, insan bireyinin yaşadığı ekonomik çerçeveye uyumlu bir şekilde davranır. Aynı görüntü yani sözgelimi şort giymek bir yerde baskıların neticesinde diğer bir yerde kişisel taleplerin neticesinde ortaya çıkabilir. Niyetler ve gerekçeler her bireyin bedeninin geçmişten bugüne maruz kaldığı veya tercih ettiği deneyimlere göre şekillenecektir. Bu nedenle hiç olmazsa bazı standartlaştırmaların sonuçlar ve bikini gibi nesnel görünümler üzerinden değil de niyetleri ve gerekçeleri koruyabilecek serbestiyetler üzerinden yapılandırılması gerekmektedir. Sözgelimi Türkiye’de kadın bireyleriyle ilgili sorun ekonomik nitelikli olduğu kadar insan bireylerinin birbirlerinin hayatlarına müdahale etmeye alışmış olmalarıyla ilgilidir. Bu müdahale aşırı olduğu gibi müdahalesizlik de kayıtsızlıkla eşanlamlı olabilecek seviyede aşırı yaşanabilmekte ve bu seçenekte birey ne yapacağını bilemeyerek şaşırabilmektedir. David Von Drehle’nin belirttiği üzere özellikle “21. yüzyılda” yaşandığı için değil, ama dünya ancak tabiata saygı duyan insanla var olabileceği için bence herkesin bedeni kendisinin özeli olmalı, ona yapılabilecek her türlü müdahale de tabiat gibi sabırlı ve kendisine sorularak yapılmalıdır. Bence reklamların ve elektronik metaların insan bedenini manipüle etmelerine son verilerek insanın tabii çeşitliliği koruma altına alınmalıdır. Dolayısıyla Norveç kadın plaj hentbol takımı şort giyip bikiniye hayır diyorsa onların şort giymelerine izin verilmeli ve verilen cezadan dolayı da özür dilenmelidir.

Ek: Bu arada ülkemizin Kuzey’de sel felaketleriyle Güney’de ve Batı’da da orman yangınlarıyla uğraştığı bugünlerde tüm Türkiyemize ve bölge insanlarına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet ve mağfiret, geride kalan yakınlarına ve ülkemize başsağlığı dilerim. Umarım kayıplar karşılanabilir ve insanımız bir daha bu türden sorunlarla karşı karşıya kalmaz.

[1] David Von Drehle, “Opinion: It’s the 21st century. Let female athletes wear what they want.”, The Washington Post, 23.07.2021, https://www.washingtonpost.com/opinions/2021/07/23/women-beach-handball-bikini-uniform-fine-olympics/ (Erişim Tarihi: 13.08.2021)

[2] “A women’s handball team wore shorts instead of skimpy bikini-bottom uniforms. The league fined them over $1,700”, The Washington Post, 20.07.2021, https://www.washingtonpost.com/nation/2021/07/20/norway-handball-team-fined-shorts/ (Erişim Tarihi: 13.08.2021)

[3] “Bikinis, briefs and beach handball: why female athletes should wear whatever they want”, The Guardian, 20.07.2021, https://www.theguardian.com/sport/2021/jul/20/bikinis-briefs-and-beach-handball-why-female-athletes-should-wear-whatever-they-want (Erişim Tarihi: 13.08.2021); Nate Hanson, “No, the Norway women’s beach volleyball team was not fined for wearing shorts. It was the beach handball team”, https://www.verifythis.com/article/news/verify/sports-verify/norway-beach-handball-team-fined-shorts/536-56b9c94c-268c-4bc9-83cd-bff96a58b480  (Erişim Tarihi: 13.08.2021)

[4] https://www.cbsnews.com/news/norwegian-handball-team-bikini-fine-pink/, https://www.insider.com/norwegian-handball-team-fined-wearing-shorts-instead-bikini-uniform-2021-7  (Erişim Tarihi: 13.08.2021)

[5] https://bianet.org/bianet/dunya/248060-sporda-seksist-forma-tartismalari (Erişim Tarihi: 13.08.2021)

[6] Richard Shusterman, Body Consciousness: A Philosophy of Mindfulness and Somaesthetics, Cambridge, New York: Cambridge University Press, 2008, s. 1-2.

[7] Nancy Fraser, Fortunes of Feminism: From State-Managed Capitalism to Neoliberal Crisis, London: Verso, 2013, s. 30, 48.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort