Bir süredir üzerimizdeki korona baskısı ile ilgili yazı yazmak istemedim. Fikrim aynıydı değişmedi ama mücadelenin beni yormaktan başka bir işe yaramadığı kanaatine varmıştım. Dünyayı kendi haline bırakmaya karar vermiştim.
Bilincim ve korkularım mart öncesi ne ise şu anda da aynı. Bilinci ve korku seviyesi martla beraber artanlar şu anda bambaşka bir boyuta geçmişler. Allah yardımcıları olsun.
Allah’tan tüm medya ağız birliği etmemiş, Haşmet Babaoğlu, Melih Altınok ve Abdurrahman Dilipak olana bitene kendi bakış açılarıyla bakabiliyorlar.
Seküler olanları anlıyorum, bu dünyayı seviyorlar yaşayabildikleri kadar yaşamak istiyorlar. Onlara göre burada olan burada kalacak. Başka bir hayat onlara gerçekçi gelmiyor. Ya seküler olmadıklarını söyleyenler. Burada olan bitenin, burada kalmayacağını düşünenler. Öteki hayatı, sadece namaz kılarak oruç tutarak mı kazanacaklarını düşünüyorlar. Diyanet İşleri Başkanı maske takmayanların başka insanların hakkına girdiğine dair bir fetva verebiliyor. Sağlık Bakanı her dakika korku dolu paylaşımlar yapıyor. İçişleri Bakanı da korku dolu cezalar paylaşıyor.
Ben Sayın Cumhurbaşkanımdan hala umutluyum. Dünyanın beşten büyük olduğunu söyleyerek mazlumlara işaret eden Cumhurbaşkanımız, ülkede daha da mazlumlaşan dar gelirliyi, kepenk kapatan esnafı, işten çıkarılan asgari ücretliyi fark edecektir. O insanların sağlığını gelirinin önüne koyamayacağını fark edecektir.
Maaşları garanti olanlar ile beş parasız kalanları fark edecektir. Sokağa çıkma yasağını isteyenlerin, sokağa çıkma yasağı istemeyenlerin farkına varacaktır.
Abdurrahman Dilipak’ın eşi bir mektup yazdı. Bir şikayet mektubu. Yıllardır beraber yürüdüğü dindar kesimi şikayet etti en büyük mahkemenin sahibine. Hali vakti yerinde olan, yakınlarına iş uyduran insanların, seküler olup zamanında beraber mücadele edip yiyip içtiği insanlarla aralarına paralel evren kurduğunu yazdı. Paralel evren yorumunu ben yaptım. 28 Şubat zamanı kılığı kıyafeti parası aynı olan insanların bir kısmının tesettür modası uydurup ona uyup kendilerine makam uydurduğunu yazdı. Tam öyle yazmadı ama ben öyle anladım. Asiye Dilipak 28 Şubat’taki gibi giyinip yaşıyor ötekiler pudra renkli tulumlar, takma kirpikler, pahalı şallar ile yaşıyor. Yaşadıkları hayat onları zamanında verdikleri mücadeleden uzaklaştırmış. Asiye hanımla asla kesişemeyecekleri paralel bir evrene yerleşmişler.
Abdurrahman Dilipak helal beslenme ve doğal yaşam savunucusu. Haliyle DSÖ’ye biat edenlerle de zıt. Sekülerleşen zamanın dindarları ile orada da paralel kalıyor evrenleri.
Abdurrahman Dilipak seküler dindar kadınları kurduğu dernekle de paralel kalıyor.
Abdurrahman Dilipak seküker dindarların, kadın derneğinin İstanbul Sözleşmesi ile paralel kalıyor.
Paralel kelimesi, malum cemaatle beraber kullanılmasıyla matematikteki anlamından uzaklaşmadı. Birbiriyle hiçbir zaman kesişmeyen doğrular için kullanılır paralel kelimesi. Direksiyon sınavlarındaki ikinci parkın adı paralel parktır.
Marttan beri dünyamıza çöreklenen korona yüzünden maruz kaldığımız dayatmalara ses çıkarmayanları anlıyorum. Kimi hasta olmaktan korkuyor, kimi hasta etmekten korkuyor, kimi ceza yemekten korkuyor. Anlayamadığım insanların bu konuda sorgulama yapamaması. Karbondan üretilen kanserojen olan, nerede ne şekilde üretildiği bilinmeyen maskeleri ağza burna sürmek üzerine düşünememeyi itaati anlayamıyorum.
Ben çocukların en büyük kalkanının anne duası olduğunu düşünüyorum hala. Çocuklarıma dua ediyorum. Maske benim duamdan daha güçlü olamaz.
Çocukların ve gençlerin maskeyi kabul etmesini benimsemesini anlıyorum. Aylarca eve hapsoldular çıkabilmek için maske takmayı kabul ettiler. Çocuklar ve gençlerin bünyeleri yetişkinler çok daha tahammüle yatkındır. Çocuklar oyun oynarken küçücük alana girebilir orada saatlerce kalabilirler. Ben nefes almakta zorlandığım yerlere giremeyenlerdenim.
Olana bitene seyirci kalsak olmaz mı bundan sonra. Koronadan korkan da koronadan korkmayan da seyirci kalsın. Kimse kendi konforu için çekincesi için kalanları kendine benzemeleri konusunda zorlamasın.
Ciddi bir dönemden geçiyoruz. Asiye Dilipak gibi bizler de dostumuzu, dostumuz olmayanı anladık. Kuşlar gibi olduğumuzu anladık. Yalnızlık yüzyılına girdik. Aslında hepimiz yalnız olduğumuzu anladık. Aslımıza döndük. Muhtemelen bundan sonra çok daha güçlü olacağız. İşlerimiz çok daha iyi olacak. Asıl yardımcıyı anladık. Asıl dostu anladık.
Ailenin en büyük zenginlik olduğunu anladık. Çalışmanın en bereketli olduğunu anladık. Arkadaşlığın dostluğun tamamıyla çıkarlarla yol aldığını anladık. Asiye Dilipak gibi. Bu da geçecek inşallah
News
