28 Mart 2024 Perşembe
Türkiye'nin Yeni Yol Haritası
Genç Ufuk Fikir Kulübü Derneği Olağanüstü Genel Kurul İlanı
Kadavra Metodolojisi Ve Şiirin Ölümü
Kur'ân'ı Doğru Anlamada Dil ve Tarih Bilgisinin Önemi
Soğuk Değil Ölüm Üşütüyor
Yasin Naci'ye Veda
Sahibi konusunda emin olmadığım ama çok sevdiğim bir cümle var: “Herkes aynı fikirdeyse, insanlar düşünmüyor” demektir. Girişimci ve liderlik yönü yüksek kişilerin çatışmadan kaçınmadıkları araştırmalarla ispatlanmıştır. Bu kişiler, mevcut sistemi sorgulayan ve daha iyisinin olması için vizyon geliştiren ve bu vizyonu stratejilere dönüştürebilen kurum içi liderlerdir. Kurum içerisinde verimli bir çatışma ortamı olup olmadığını anlayabilmek için ise; aşağıdaki sorulara evet yanıtının verilebiliyor olması gerekir.
Çatışma, bizi olduğumuz yerden daha verimli, herkes açısından faydalı ve gelişim sağlayacak bir noktaya götürüyor mu? Mesela şirket içinde iş süreçlerini daha verimli ve akılcı bir hale getirmek için öneriler alıyorsunuz. Ya da pazardaki rekabette sizi ileriye taşıyacak yeni ürün ve hizmetleri yaratmak için beyin fırtınası yapıyorsunuz. Hatta, çalışanları ne şekilde yönetirseniz; çalışan bağlılığını arttırmanıza hizmet ederi sorgulamak adına yöneticiler olarak bir araya geliyor ve farklı görüşleri içtenlikle duymak istiyorsunuz.
Çatışma sonrası ortak bir akıl oluşturabiliyor musunuz? Her sesin duyulması, ortak birtakım değer ve inanç sistemleri konusunda el sıkışmanızı sağlıyor mu? Şirketimizde çalışan bağlılığını arttırmak için daha vizyoner ya da koç şapkalı liderler olması gerekiyor gibi bir cümle kurabiliyor musunuz?
Ortak aklı, günlük yaşama ve iş akışlarınıza yansıtabiliyor musunuz? İşin başına geçtiğiniz andan itibaren, çatışmadan elde edilen ortak aklın; nasıl işleyeceği konusunda stratejik planlamalar yapıp, bir söz ve eylem birliği gerçekleştirmekten bahsediyorum. Yoksa çatışmalarınız, Divan edebiyatı şairi Hüsn-i Tahallus’un dediği gibi “baki kalan bu kubbede hoş bir sada” mı oluyor? Kubbe kurum, sada da ses ise; kurumda boşa kurulan cümleler yığını mı oluyor? İçi boş, kimsenin inanmadığı ve sahip çıkmadığı bir bildirge gibi mi kalıyor?
Çatışmalar, kurum içindeki ekolojik dengeyi her şeye rağmen sağlıyor mu? Ekolojik denge; bir kurumda, ilişki yönetimindeki denge ve alınan kararların tüm çalışanlara olumlu etkisi olarak tanımlanabilir. Sözgelimi; süreçlerde yaşanan bir çatışma sonucu elde edilen çıktılar; insanların işini kolaylaştırıyor mu veya ortak akıl sonucu oluşturulan liderlik ve yönetim tarzı; kurumda mutlu çalışanların olmasına hizmet ediyor mu?
Bu tarz felsefeleri sorguladığımız eğitimlerde katılımcılardan sıklıkla “ne diyorsunuz hocam, bizde işler böyle yürümez”i duyduğumda ne anlarım biliyor musunuz?
Kurum içinde çatışabilmek için önce, güven duygusu, ardından derin demokrasi anlayışı gerekir. Ve demokrasinin; çoğunluğun görüşü değil, azınlığın sesini duyabilme konusundaki farkındalık.
İşte tam da bu yüzden; çatışabiliyor musunuz kritik bir sorudur.
Kurum içerisinde, sizinle aynı fikirde değilim çünkü diyebilen akıl ve yüreklerin ortaya koyulabildiği bir kültür yaratabilme becerisidir.