DOLAR 32,4326 0.15%
EURO 34,6082 0.02%
ALTIN 2.383,830,17
BITCOIN 1884552-8,03%
Ankara
15°

HAFİF YAĞMUR

13:06

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Ali Öztürk

Ali Öztürk

23 Ocak 2016 Cumartesi

Soru ve Eğitim Modelinin Paradoksu

Soru ve Eğitim Modelinin Paradoksu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Eğitim sistemimiz, sınırsız soru yığınıyla öğrenci yetiştirmeye dayanır. Öyle ki örneğin SBS’ye girecek bir öğrenci 4 kutsal kitaptan (Türkçe, matematik, sosyal bilgiler ve fen bilgisi) ancak binlerce, yüz binlerce soru çözerek başarılı olabiliyor. Piyasada bu derslerden türetildiği söylenen milyonlarca soru var. Bu kitaplardan bu kadar soru çıkar mı? Bilemiyorum.

Ben bu sorulara indirgemeci soru çetesi diyorum. İpe sapa gelmez milyonlarca soruyu ve cevabını ezberleyen zeki öğrenci, işin sonunda tüm soruları cevaplayabilecek kadar aptallığı ezberlemiş olmaktadır. Yani aptallık mükemmel bir disiplinle öğretilebilen bir bilimdir.

Onun ayrıca bir bağımlılık materyali kullanmasına gerek yoktur, zaten zihni sonsuza kadar bir biçimde kapanmıştır. Saçları dökülünceye, hasta oluncaya kadar çözer; ama ne ilmin lezzetini tatmıştır ne de entelektüel bir hedefe isabet edebilmiştir. Ne bir mahiyet irtifası ne de kişisel menkıbesinde sahici bir sıçrama hasıl olmuştur.

Tam bir fasit daire, tam bir mizansen. Öğrencinin soruyla imtihanı burada bitmiyor; doktora sonrasına kadar, milyonlarca soru ordusuyla mücehhez bir çetenin güdümlülüğünde, sözüm ona entelektüel ve akademik yolculuğuna devam eder gider. Bu zavallı öğrenci yolun sonunda bilim adamı oluyor.

Sonuç: Bu gariban insan profesör olabiliyor ama soru sormayı bilemiyor. Ne garip bir durum, milyonlarca soru çözebilen ve çok başarılı bir kariyere demirlemiş bu insanların soru sormayı becerememeleri…

Bir eğitim sistematiği düşünün ki onda en çok yapa geldiğiniz ve en çok başardığınız bir husus, en başarısız olduğunuz husus olup çıkıyor. İşte eğitim modellerimizin sahiciliğini(!) gösteren en büyük emare budur…

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort