DOLAR 32,2615 0.05%
EURO 34,7946 0.02%
ALTIN 2.406,61-0,09
BITCOIN 2044442-1,06%
Ankara
18°

AÇIK

20:12

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Mütecessis Mütefekkir

Mütecessis Mütefekkir

14 Aralık 2016 Çarşamba

Fethin Sembolü Ayasofya

Fethin Sembolü Ayasofya
0

BEĞENDİM

ABONE OL

2

M.S. 360 yılına kadar uzanan bir geçmişi bulunan, halk isyanları ile iki kez yıkılıp tekrar inşa edilen, 1520 yılına kadar dünyanın en büyük katedrali unvanını taşıyan, dünyanın en eski ve en uzun süreli katedrali olan Ayasofya, 1453 de İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fetih edilmesi ile fethin sembolü olarak camiye dönüştürülmüştür. 1935 yılında ise müzeye dönüştürmüş ve günümüze kadar müze olarak kullanılmaktadır.

Kilise, cami ve müze olarak kullanılmış olan Ayasofya’nın kendisinin ötesinde simgesel bir önemi bulunmaktadır. Kendisinin ötesinde bir gerçekliği ifade eden, ifade ettiği şeyin anlamına ve gücüne katılan ve onun yerine geçen semboller derin anlamlar içeren kompleks yapılardır. Ayasofya bu tanıma uyan çok güzel bir örnektir. Ayasofya’nın ilk önce kilise olarak kullanılması, sonra camiye dönüştürülmesi ve en sonunda müze olarak kullanılması tesadüfen gerçekleşen olaylar değildir.

Kilise olarak inşa edildikten sonra Hristiyanlığın sembolü olan, İstanbul’un fethinden sonra İslam’ın yeryüzündeki hâkimiyetinin simgesi haline gelmiş olan ve müze olması ile sekülerleşmenin egemenliğini gösteren Ayasofya, yeryüzünde hâkim olan kültürel yapıyı yansıtan eşsiz bir yapıdır.

Ayasofya ile benzerlik gösteren diğer bir yapı Yahudilerin ilk tapınağı olan ve Yahudilerin ihtişamlı günlerini hatırlatan Süleyman mabedidir. Ayasofya gibi geçmişte birçok kez yıkılıp inşa edilen Süleyman mabedi, Yahudiler için bir mabet olmanın ötesinde simgesel bir anlam taşımaktadır. Mesih’in gelip Süleyman mabedini inşa edeceğine ve bu inşa ile Yahudilerin ihtişamlı günlerine geri döneceğine inanılmaktadır. Süleyman mabedinin tekrar inşası ve ibadete açılması Yahudilerin yeryüzündeki hâkimiyetinin bir simgesi olarak görülmektedir. Süleyman mabedi uzun süre sürgün hayatı yaşamış olan Yahudiliğin temel unsurlarından biri olmuştur.

Süleyman mabedinin Yahudi toplumundaki yerini İslam toplumunda dolduracak bir mabet göstermek istersek, en uygun mabet Ayasofya olacaktır. Ayasofya’nın cami olarak kaldığı dönemde Müslümanların ihtişamlı bir hayat sürdüğü ve müzeye dönüştürüldüğü dönemde İslam dünyasının darmadağın olduğu ve uzun süre sömürüldüğü görülür. Ayasofya, hem ecdadın emanet olarak bıraktığı fethin sembolü hem de İslam’ın yeryüzündeki hâkimiyetinin bir göstergesidir.

Uzun süre kendinde olmayan hasta adam iyileşir ve ayağa kalkar, kaybedecek zamanın olmadığını görür. Yapılması gereken çok iş vardır. Bir yerden başlanılması gerekmektedir. İhtişamlı günlerin sembolü olan Ayasofya’nın ihlaslı gönüllerle buluşturulması yapılacak işlerin besmelesi olacaktır. Bir işe besmele ile başlamak bereket getirdiği gibi Ayasofya’nın ibadete açılması Allah’ın inayet ve yardımı ile İslam dünyası için güzel günlerin başlangıcı olacaktır. Özgürlüğüne kavuşan Ayasofya, üzerinde kirli oyunların oynandığı İslam dünyasının umudu olacaktır. Sıkıntılı günler geçiren İslam dünyasının bu umuda ihtiyacı olduğu açıktır. Zaman özgürleşen Ayasofya ile umutları yeşertmenin zamanıdır.

” Niyet hayır, akıbet hayır “

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort