DOLAR 32,2615 0.05%
EURO 34,7946 0.02%
ALTIN 2.406,61-0,09
BITCOIN 2044442-1,06%
Ankara
18°

AÇIK

20:12

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Muhammet Özdemir

Muhammet Özdemir

31 Ekim 2023 Salı

Bir Robot Felsefesine Doğru: İnsanların Robotların Politik Ekonomisinden Öğrenebilecekleri

Bir Robot Felsefesine Doğru: İnsanların Robotların Politik Ekonomisinden Öğrenebilecekleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Robotların insanlarla girişebilecekleri muhtemel bir doğal seçilim mücadelesi, popüler Amerikan kültürü ve küresel yurttaşlık etiğine göre yetişmiş ve yaşayan bütün aklı başında insanlar için geçerli bir tartışma konusuna tekabül etmektedir. Patron tür (halife) olmakla ilgili mücadelelerin gereksizliği ve ortak insanlıkta buluşmayı içeren bir öneriyle kendini meşrulaştıran posthümanizm kavramının kuramcı felsefecilerinden Rosi Braidotti bile insanlar ile robotlar arasındaki bir seçilimde çok muhtemelen insanların lehine ırkçı bir tutum takınacaktır. Özellikle endüstrileşme karşıtı Marksist yaklaşımlar başta olmak üzere birçok modernizm eleştirmeni yaklaşımı bir yana bırakarak “dünyada ne varsa adalettir” kuralıyla biraz da robotların olumlu niteliklerine yoğunlaşırsak, onların yarattığı ve yaratabilecekleri bir ekonomik toplumdan insanların öğrenebilecekleri birçok doğruyu fark edebiliriz.

Ryan Kiggins’in 2018 yılında yayınlanmış The Political Economy of Robots: Prospects for Prosperity and Peace in the Automated 21st Century (Robotların Politik Ekonomisi: Otomatikleştirilmiş 21. Yüzyılda Refah ve Barış Beklentileri) başlıklı editoryal kitabından anlaşılabildiğine göre, insanlarla kıyaslandığında robotların varlığı dünya ve evren için daha ekonomiktir. Ekonomi, tabiatın matematikten önce dikkat ettiği ve bütün kurallarına riayet ettiği, ayrıca Tanrı’nın onunla kurduğu iletişimin temel dilidir. Tanrı’nın tabiatta ekonomi, matematik ve müzik olmak üzere üç dili vardır ve öncelikli olanı ekonomidir. Bu kısa izahtan sonra dünya ve evrenin ‘adil-kolay olan’ ile ‘adil-yorucu olan’ veya ‘adaletsiz-kolay olan’ arasında kaldığında ‘adil-kolay olan’ı tercih edeceğini ve bunun ekonomik olduğunu, örneğin akarsuların ‘adil-kolay’ ölçütüyle kendilerine uygun yataklar oluşturduklarını söyleyebiliriz. Adil ve kolay olan günümüzde mühendislerin “optimal” dedikleri olgudur ve enerjinin korunumu veya bazen kaybolması bütünüyle bununla ilgilidir. Robotlar insanlara kıyasla daha ekonomiktirler, çünkü insanlardan farklı olarak onlar için her zaman ve yerde öncelikli olan sorunların çözümüdür ve işgörmektir. Çözümcü olma ekonomisine sahip robotlarla kıyaslandığında sürekli sorun çıkarma ve yeni sorun alanları yaratarak uygarlıkların yerinde saymasına yol açmak günümüzde insana olan güveni ve yatırımı bitirme noktasına getirmiştir. İnsanın en önemli sorunu kendini fazla değerli bulması ve bunun yanlışlığını anladığında da kötülük etmeye programlı olmasıdır.

Irkçılık, dincilik, cinsiyetçilik, mezhepçilik, hemşehricilik, kabilecilik ve sözgelimi askeri tertipçilik gibi pek çok türcülük örneği insanların icat ettikleri, korudukları ve kendi gelişmesini sabote edebilen olgular arasındadır. Bu olguların temel nedeni insanın yoğun bir duygusallık içerisinde yaşamasıdır. Tabiatın ekonomisinde bu duygusallık artık karşılanamaz maliyetler yaratmaktadır. Bir tür olarak bütün insanların bu gerçeği görmesi ve robotlardan çözümcü olma ve emek üretme ekonomisini öğrenmeleri gerekmektedir. Robotlar için rekabet, hiyerarşi ve anlaşmazlığın temel nedeni olan türcülük söz konusu değildir. Belki de bundan dolayı robotlar pek çok insani iş alanını ele geçirdiler ve milyonlarca insan işsiz kaldı. Endüstrileşmenin zirvesi olan robotik çağ, endüstrileşmenin sadece sömürü düzeninin bir neticesi olmadığını, ama aynı zamanda tabiatın ekonomisinin bir neticesi olduğunu ve insanları dinlerin imtihan mantığının açmazlarından kurtardığını göstermektedir.

Ryan Kiggins’in editoryal kitabı büyük ölçüde ABD merkezlidir ve askeri ihtimaller ve ahlaki ikilemleri de değerlendirmektedir. Bununla birlikte insanı tabiatın edilgen bir unsuru kabul eden felsefeler açısından onun kitabındaki yazarlar ve yazılar, insanın hayatta kalabilmek için kendi yarattıkları robotların doğru ilişki pratiklerinden birçok şey öğrenebileceklerini göstermektedir. Buna göre tabiat insan aklından üstündür. Ama insan aklının tabiattan bütünüyle ayrı ve onunla iki taraf oluşturacak bir ilişki içinde olduğunu kabul eden felsefeler, sözgelimi Marksizm, Varoluşçuluk ve öte dünyayı kabul eden dinler açısından bakıldığında, insanın makinelere özenmesi ve onlardan iş ahlakı ve ekonomi öğrenmeye çalışması kabul edilemez bulunabilir. Bana göre, Kiggins, robotların emek üretme pratiklerinin tabiatın ekonomik olma ölçütüyle uyum içinde olduğunu ifade etmeye çalıştığı noktada isabetlidir. Belki robotların merhamet gibi bazı insani ve olumlu özellikleri yoktur, ama onların dünyasında merhamete ihtiyaç olmadığı için insan duygusal gerçekliğini daha doğru yönetmeyi öğrenebilir.  

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort