DOLAR 32,2615 0.05%
EURO 34,7946 0.02%
ALTIN 2.406,61-0,09
BITCOIN 2044442-1,06%
Ankara
18°

AÇIK

20:12

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Muhammet Özdemir

Muhammet Özdemir

31 Ekim 2023 Salı

Bir Soruya Cevap: Cinsiz Yaşam Arayışı ve Transhümanizm

Bir Soruya Cevap: Cinsiz Yaşam Arayışı ve Transhümanizm
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Transhümanizm ve posthümanizm bağlamında Doç. Dr. Hasan Ocak ile 05.12.2020 Cumartesi akşamı yaptığımız Instagram canlı yayınından sonra birçok soru mesajı aldım.[1] Profesyonel araştırmacılardan ve kavramlar hakkında bilgi almak isteyen diğer okuryazar insanlardan aldığım soru mesajları içerisinde bir tanesi dikkatimi özellikle çekti, üzerine düşündüm ve bu yazıyı yazmam gerektiğine karar verdim. Bu sorunun içeriği mealen transhümanizm bağlamındaki gelişmelerin insanları cinlerden ve büyülerden kurtarıp kurtarmayacağına dairdi. Soruyu soran kişi, son zamanlarda birçok insanın yaşadığı ekonomik, sosyal ve psikolojik olumsuzluklar nedeniyle kendisine büyü yapıldığını ve cinlerin musallat olduğunu düşünerek bu işlerde tanınmış kişilere başvuruyor olduklarını gerekçe gösteriyordu. Peki, transhümanizm kavramı ile bu soru arasında bir bağlantı var mıdır ve bilimin ve çağdaş dini düşüncelerin geliştiği bir zamanda üstelik okuryazar insanlar neden cin ve büyü söylemlerine başvuruyorlar?

Calvin Mercer ve Tracy J. T. Rothen’in ortak editörlüğünde hazırlanmış ve 2015 yılında yayınlanmış olan Religion and Transhumanism: The Unkown Future of Human Enhancement (Din ve Transhümanizm: İnsanı Güçlendirmenin Bilinmeyen Geleceği) adlı kitapta yeni insanın Tanrı, ruh, şeytan, melek, cin ve başka soyut varlıklar ve mitolojik unsurlar ile ilişkisi de anılmaktadır. Kitaptaki pasajlardan anlaşılabildiği kadarıyla, insanlığın sürekli gelişmekte olduğuna ilişkin modern mitte bile yetersizlik ve acziyetin yaşandığı sorunlardan kurtulma umudu ve iradesi bulunmaktadır (s. 131-144). Özel olarak dünyevi ve insani olguların izahında hâlâ soyut varlıklara başvurulabilmesi, transhümanizm gibi bir gelişmenin meşru tarihsel ve entelektüel arka planını oluşturmaktadır. Hatta Newton Lee’nin editörlüğünde 2019 yılında yayınlanmış olan The Transhumanism Handbook’ta (Transhümanizm Elkitabı) bununla ilgili iddialı bir cümle bulunmaktadır. Kate Levchuk imzalı cümle şu şekildedir: “Moreover, an emerging Tranhumanist movement denies any deception of life after death and demands life and happiness on this very Planet. Now. And forever!”[2] (s. 77) Birçok kaynakta ilk defa Dante Alighieri (1265-1321) tarafından İtalyanca telaffuz edildiği söylenilen transhümanizm, çağdaş dönemde bu iddiaları biraz içerecek seviyede makine ve yapay zekâdaki gelişimler yoluyla insan bedeninde yer alan ve zamana bağlı olarak çeşitli dezavantajlar yaratabilen kimi olguların ve unsurların telafi olanağına göndermede bulunmaktadır. Öyle ki Eleanor “Nell” Watson gibi mutluluğun endüstrileşmesinden bahsedenler vardır (Lee, 2019: 244-245). Bana biraz ütopik de gelse –transhümanizm kitaplarında ütopik bir hava neredeyse hep vardır- eğer böyleyse, transhümanizm teorisyenlerinin insanlara meleksiz, cinsiz ve şeytansız bir yaşam vaat ettikleri söylenilebilir. Yukarıdaki soruya, transhümanizmin insanları cin gibi soyut etkenlere dayanan argümanlardan kurtarıp kurtarmayacağına dair soruya vereceğim cevap ise, kesinlikle kurtaramayacağı şeklindedir, çünkü bu sorun insanın bilincindedir. Transhümanizm uzmanı Roberto Manzocco’nun ve başka uzmanların konuyu biraz ateizm için suiistimal etmelerine rağmen,[3] insan yaşamına mühendisçe müdahale onun ruhunda veya bilincinde yer alan sonsuz neden arayışını bitiremez.

İslâm dininin ana kaynakları Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnetten öğrendiğimize göre cinler kesinlikle vardır. Bazı ayet ve hadislerin yorumlanmasından anlayabildiğimize göre sihrin yanı sıra büyü de vardır. Fakat ismen varolanların insanlarla ilişkisine dair yorumlar öyle görünüyor ki bu bilgiden ayrı, uzak ve genellikle ya kuruntu veya suiistimale dayanmaktadır. Bununla birlikte insanların cin ve büyü söylemlerine başvuruyor olmaları, insanın duygu durumu, bilinci ve savunma mekanizmasıyla ilgilidir. Bu üçünü kesinkes idare edebilmenin bir yolu yoktur ve yaşamdaki engellenmeler ve olumsuz gelişmeler bilim ve kitabi dindarlık yollarıyla çözülemeyince insan bilinci bunlara başvurmak istemektedir. Bana soru soran kişinin belirttiğine göre, çok sayıda okuryazar ve üniversite mezunu insan cin ve büyü eksenli gerekçelendirme mantığına başvuruyormuş. Transhümanizm denilince bazılarının aklına bu yaygın meselenin gelmesi, yukarıdaki Batılı yazarların iddialı cümlelerinin bağlamı göz önünde bulundurulduğunda, olağan görünmektedir. Fakat kavram son zamanlarda etüt edilmeye başlandığı için bu yazarların üslubu ve iddiaları onların heyecanlarına verilmelidir. Aksi takdirde modern bilimin yapamadığı şeyi yaparak transhümanizm mit, hurafe ve batıl mantıkları kabul etmeyi engelleyemez. Bunu yapamayan –sorulmadığı halde ben eklemiş olayım- dinler açısından yok edici bir risk meydana getiremez, her dönemin yaptığı gibi insanların alışkanlıklarını dönüştürebilir.

[1] Kayıt almadığımız için maalesef bu canlı programın Youtube’da yayınlanma şansı olmadı. Bu denli etki uyandıracağını öngöremediğimiz için kayıt almadık.

[2] Türkçesi: “Dahası gelişmekte olan Transhümanist hareket, ölümden sonraki yaşama [kıyamet ve âhirete] ilişkin aldatmacayı reddetmektedir ve yaşam ve mutluluğu bu gezegende talep etmektedir. Şimdi ve ebediyen!”

[3] Roberto Manzocco, Transhumanism Engineering the Human Condition: History, Philosophy and Current Status. Cham: Springer, 2019, s. 129, 263, 264.

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort