DOLAR 32,2561 0.01%
EURO 34,8687 0.4%
ALTIN 2.429,571,53
BITCOIN 20181101,71%
Ankara
22°

KAPALI

04:09

İMSAK'A KALAN SÜRE

Muhammet Özdemir

Muhammet Özdemir

31 Ekim 2023 Salı

Kurtlar Vadisi Vatan ve Siyasal İletişim Üzerine

Kurtlar Vadisi Vatan ve Siyasal İletişim Üzerine
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu yazının gayesi, 29 Eylül 2017 tarihinde sinemalarda gösterime giren ve sözgelimi İzmir’de pek ilgi gösterilmeyen Kurtlar Vadisi Vatan adlı filmden hareketle Türkiye’de siyasal iletişim üzerine bir tahlil teşebbüsünde bulunmaktır. Filmi daha dün akademisyen bir arkadaşımla beraber izledim ve salonda sadece ikimiz vardık. Ben de arkadaşım da filmi beğendik. Filmin yapımcılarını, senaristlerini, oyuncularını ve bilumum emeği bulunan herkesi tebrik ederim. Film, 15 Temmuz 2016 tarihi gecesi yaşadığımız darbe teşebbüsüne dair konuşulmuş olan iki iddiayı işlemiş olması bakımından özgündü. Birincisi, ülkemizin darbe teşebbüsüyle eşzamanlı olarak güneyden gelecek bir terör tehdidiyle işgal edilmesi menfur planıydı. Bunu Sayın Metin Feyzioğlu’nun net beyanatından hatırlıyorum. İkincisi ise, FETÖ liderinin Türkiye’ye giriş yapması ve dönmesidir. Bunu filmden öğrendim. İstanbul veya Ankara’daki olayları bizzat yakinen ve kimi zaman olay merkezlerine intikal ederek yaşadığımız için bilmediğimiz bir detay üzerinden, güneydeki birleşik terör hareketi olgusu üzerinden bir konunun seçilmiş olması isabetli olmuş.

Bu filmde işlenmiş olanlar ve tercih edilmiş diyalogların muhtevası, belirli bir yaşın üzerinde olanlar için duygulandırıcıdır. Nitekim izlerken ben de duygulandım, çünkü bizzat hepimizin yaşadığı ve büyük riskler barındıran bir hâdiseyi anlatıyordu. İstiklal Harbi’ne benzer dehşet verici bir hâdise yaşadık ve film de bunu “bugünün Çanakkalesi Yalavuz’dur” cümlesiyle hatırlatmayı ihmal etmemiştir. 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsünden sonra Fırat Kalkanı Harekâtı başladığına ve bugünlerde de bir başka harekâta hazırlık devam ettiğine göre, Kurtlar Vadisi Vatan’ın işlediği şekilde, Türkiye, emperyalizmin hedefindedir. Durum böyleyken mesela İzmir’de filme yönelik ilgisizliği ne ile açıklayabiliriz? Hiç şüphesiz bu film ülkenin aktüel sorunlarına karşı duyulan hissiyatı izleyebilmek için yeterli ve geçerli bir ölçüt olamaz, ama bence İzmir’de gençlerimizin filme hiç ilgi göstermemesi yine de değerlendirilmelidir. Çünkü Kurtlar Vadisi dizileri ve filmleri bazılarınca indirgemeci ve fazla milliyetçi bulunsa da, bence daima başarılı yapıtlardı ve gelişmiş ülkelerde bu tür dizi ve filmlerin tesiri günden güne artarken hiç olmazsa değerlendirilmek için İzmir’de de yoğunlukla izlenmeliydi.

Benim İzmir’de görebildiğim kadarıyla, bütün insanlar, güçlü, tam bağımsız, özgür ve gelişmiş bir Türkiye meselesini önemsiyorlar. Bu cümlem tuhaf bulunabilir ve tabii olan bu hal değil midir diye bir soru yöneltilebilir. Kuşkusuz Türkiye’deki tüm vatandaşlarımızın ülkelerinin ileri gitmesini ve gelişmesini arzu etmeleri tabiidir ve hatta olması gereken de budur. Fakat samimiyetle aynı gayeyi benimsemiş insanların sadece siyasal iletişimlerdeki farklılıklar nedeniyle birbirlerinin çabalarına ilgisiz kalmalarını tabii bulmuyorum ve felsefi açıdan değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Herkes Kurtlar Vadisi Vatan’a ilgi göstermeyebilir, ama izlenmesi teklif edildiğinde mesela reddedecekse kibar davranması ve bu filmden övgüyle söz açıldığında garipsememesi gerekmez mi? Bence birbirimizle iletişimimizde bazı sorunlar mevcuttur ve aynı duyguları paylaştığımız halde sırf kelimelerimiz farklı diye birbirimizi büsbütün yanlış anlayabiliyoruz. Siyasal iletişim meselesinin daha samimiyetle teşhis ve tahlil edilmesi gerekmektedir.

Türkiye’nin emperyalist ve terörist odaklarca dört bir yandan yaylım ateşine tutulmuş olduğu ve olağanüstü halin bu nedenle devam ettiği, ülkemizin saygıdeğer yöneticilerince dile getirilmektedir. Belli ki, bu, doğru ve hakikattir. Bununla beraber benim insanlar arasında tanık olduğum konuşmalar ve davranışlar söz konusu vakıaya dair müşterek bir şuur haliyle uyuşmamaktadır. İnsanları suçlamadan evvel anlamak gereklidir. Ekonomik sorunlarımız ve art niyetli münafıklar kadar biraz da siyasal iletişim dilimizin vakıaya soğuk yaklaşan insan gerçeğinde etkili olduğunu düşünüyorum. Buna göre, Türkiye’nin milli menfaatleri konusunda bütün insanların birbirini anlayabilmesi gerekmektedir ve vakıa, insanların birbirlerini anlayamadıklarıdır. Aynı dili konuşmanın yolu, belirli türden ezberlerin işaret ettikleri tarihi manaların samimiyetle içselleştirilmesi yerine salt sözel tekrarı olunca, aynı hissi manen paylaşan insanların ağızlarında tekrarlanan farklı ezberler yanlış anlaşılabilmektedir. Mesela önce din diyen de Türkiye’nin gelişmiş ve tam bağımsız geleceğini arzu etmektedir, önce kadın diyen de ülkemizin hayrını dilemektedir, fakat manen taraflar bir oldukları halde maalesef önce din veya önce kadın demekten birinin müşterek hisse mani olduğunu düşünebilmektedirler. Bunun eskiden bu yana sürekli vurguladığım dikkatsizlikten kaynaklandığını düşünüyorum. Siyasal iletişim sorunumuz da, birbirimize güvenmekte zorlanmamız da, esas itibariyle, kendimize güvenemeyişimizden kaynaklanmaktadır. Türkiye’nin milli menfaatleri konusunda müşterek hissin tecellisi, bazı ezber cümleler ve davranışlar kadar ülkedeki herkesin birbirine itimadıyla gerçekleşmelidir ki, muasır medeniyet seviyesindeki bir ortak sözleşmeden bahsedebilelim.

Bu bağlamda Kurtlar Vadisi Vatan’ın işlediği ve işaret ettiği darbe teşebbüsü ve işgal planının önemli olduğunu düşünüyorum. Sadece eklemek istediğim, ülkemizde özellikle gençlerimizin dikkatlerini çekecek ve onları milli değerlerimiz bakımından etkileyecek müşterek bir iletişim yolu bulmamız gerekmektedir. Kurtlar Vadisi Vatan’ın izleyicileri ile mesela önceki haftalardan birinde bir cenazeyi basarak menfur bir hâdiseye sebebiyet veren insanların mantıksal bir alakası bulunmamaktadır. Bunu izah edebilecek bir siyasal iletişim imkânına ihtiyacımız vardır.

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort