DOLAR 32,2561 0.01%
EURO 34,8687 0.4%
ALTIN 2.429,571,53
BITCOIN 20181101,71%
Ankara
22°

KAPALI

04:09

İMSAK'A KALAN SÜRE

Muhammet Özdemir

Muhammet Özdemir

31 Ekim 2023 Salı

Richard Labévière ve “Dollars for Terror: The United States and Islam” Adlı Kitabı Üzerine

Richard Labévière ve “Dollars for Terror: The United States and Islam” Adlı Kitabı Üzerine
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Richard Labévière, 60 yaşında ve ünlü bir Fransız gazeteci. Orijinal adıyla Les Dollars de la Terreur, Les Etats-Unis et les Islamistes kitabı 1999 yılında yayınlanmış ve İngilizceye 2000 yılında Dollars for Terror: The United States and Islam şeklinde çevrilmiş. Aslında kitabın orijinal adında geçen Fransızca “Islamistes” kelimesi, İngilizcede “Islamists” anlamına gelmesine karşın, bunun yerine “Islam” tercih edilmiş. Doğru bir Türkçe tercümeyle kitabın başlığı, “Dolarlar Terör İçin: Amerika Birleşik Devletleri ve İslamcılar” şeklindedir. Birçok kitabı bulunan Richard Labévière’nin bu kitaptaki temel iddiası, Suud ailesi, Pakistan ve Taliban başta olmak üzere İslamcıların Amerika Birleşik Devletleri lehine ve onun güdümünde çalıştıklarıdır. Kitaba göre, “İslamcı ideolojinin “sahte Tanrı’sının” altına gizlenmiş olan “gerçek Tanrı”, finans ve ticari faaliyetten başka bir şey değildir. İslamcılığın merkezi çabası İslam değil, fakat paradır. İslamcılığın para ve ticari işlemleri bugünlerde anlaşılmaz küresel ağlarda kökleşmektedir…” (Sayfa 391) Amerika Birleşik Devletleri’nin güdümündeki Suud ailesi, Mısır’daki Müslüman Kardeşler hareketine ve dünyanın dört bir yanındaki İslamcılara maddi destek vermektedir. Rusya, İran ve Hindistan’ı Amerika Birleşik Devletleri ve İslamcıların karşısında konumlandıran kitapta Türkiye, Soğuk Savaş döneminde komünizmle mücadele eden ülkeler arasında sayılmakla beraber, Zbigniew Brzezinski’nin (1928-2017) ifadelerinden hareketle, ona dair şöyle ilginç bir saptamada bulunulmaktadır: “Bu sonuncular [Rusya ve Çin] şu anda yeni stratejik manzaranın temel aktörüdürler. Soğuk Savaş’ın henüz bütünüyle tamamlanmadığı Merkezi Asya’da, Kafkaslar ile Hindu Kuş arasındaki değişken ilişkiler, Rusya ve Türkiye’nin, bölgenin ve İran’ın uluslararası pozisyonunun ve elbette Batı’nın enerji kaynaklarının ekonomik ve politik geleceğine dair yankılarda bulunacaktır.” (Sayfa 276) Kitabın sonuç bölümü dikkatlice okunduğunda, Richard Labévière’nin İslamcılar terimiyle Suud ailesi ve Üsame bin Ladin gibi aktörleri kastettiği ve İslamcılığı bunların Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerinden açığa çıkan olumsuz olaylar için uygun bulduğu görülmektedir. Nitekim kitapta İslamcılar arasında sayılan Müslüman Kardeşler hareketi, günümüzde Suud ailesi tarafından dışlanmıştır. Bu kitap, Ortadoğu, Uzak Doğu, Balkanlar, hatta Avrupa ve Kuzey Amerika’daki terör olaylarıyla İslam arasındaki ilişkileri anlamada farklı perspektifler sunduğu için önemlidir. Ne var ki, örneğin Türkiye’de İslamcılıktan anlaşılan ile bu kitaptaki aynı değildir.

Richard Labévière’nin kitabı, İslamcılık, terör ve Amerika Birleşik Devletleri arasında kurulmuş bağ, bu bağın merkezine yerleştirilmiş Suudi Arabistan ve Suud ailesi ve nihayet Sünni İslamcılık ideolojisi ile para (dolar) arasında bulunduğu öne sürülmüş zorunlu ilişki açısından önemlidir. Türkiye’deki İslamcılık ile bu kitaptaki İslamcılık birbirine ilişkisizdir. İkinci olarak, kitaptaki terör olaylarıyla 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından gelişen terör olaylarının aynı olmadıklarına dikkat edilmelidir. 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de ikiz kulelere yapılan saldırıyla Afganistan’dan başlayarak Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı içine alacak ölçekte bir siyasi ve toplumsal imha sürecine girişilmiş olup, kitapta müttefik olarak nitelendirilmiş grupların nüfuzları bizzat ABD tarafından yok edilmiştir. Ayrıca kitabın sürekli kullandığı “Sünni İslam” terimi, Türkiye’de aynı terimden anlaşılandan farklıdır ve Suudilerin Şiilik ve İran karşıtı siyasetlerini ve Mısır’daki Müslüman Kardeşler hareketini içermektedir. Belki Türkiye’de daha ilgi çekici bulunabilecek olan bağlam, İslamcılık ile para arasındaki ilişkilerin betimlendiği pasajlardan izlenebilir. Dikkatli bir zihin, Türkiye’de İslami tarih ve değerleri merkeze alarak dünya görüşü geliştiren insanların parayla kurdukları ilişkilerde görünür olan olumsuz deneyimler ile Richard Labévière’nin bahsettiği çirkinliklerin birbirinden çok farklı olduğunu anlayabilir. Hiç kuşkusuz önemli saptamalarda bulunup da bunları aktarırken Richard Labévière de masum değildir. Sanki Fransa’nın Müslüman toplumlar üzerindeki nüfuzunun tükenişiyle bu gazetecinin üslubundaki tahrik edicilik arasında bir yakınlık mevcuttur. Benzer itirazlar muhtemelen Afrika ülkeleri ile Amerika Birleşik Devletleri arasında gelişen ilişkiler için de geçerlidir. Elbette buradan çıkan netice, Suud ailesi ve terör olaylarının ya da Afrika’nın masum olduğu da değildir.

Burada bizi ilgilendiren, mesela İstanbul’da öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, Suud ailesinden veliaht prens Muhammed bin Selman’a yakın olanlar, İslam ismi, Ortadoğu’daki terör ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin çözümlenmesinde hangi kitapların nasıl işimize yarayabilecekleridir. Anlaşılabildiğine göre, Türkiye’deki insanların zihinlerindeki İslam ve İslamcılık ile sözgelimi Fransızca, İngilizce ve Arapçadaki İslam ve İslamcılık her zaman aynı toplumsal deneyimlere karşılık gelmemektedir. İlginç olan ise, uzmanların dahi Fransızca, İngilizce ve Arapçada İslam, İslamcılık, Sünnilik ve terör ile kastedilmiş toplumsal deneyimlere dikkat etmeksizin kelime ve kavramları aynılarmış gibi kullanabilmeleridir. Oysa sözgelimi Paulo Casaca ve Siegfried O. Wolf’ün editörlüğünde hazırlanmış Terrorism Revisited: Islamism, Political Violence and State-Sponsorship (2017) adlı çalışmanın hemen başında belirtildiği üzere, terörün ne anlama geldiği bile evrensel ölçekte belirgin değildir (Sayfa 3). Başka bir yazıda da bu kitabı tahlil edelim.

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort