DOLAR 32,5451 0.01%
EURO 34,9203 0.19%
ALTIN 2.429,590,27
BITCOIN 2061399-4,07%
Ankara
25°

PARÇALI BULUTLU

20:01

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Faik Yılmaz

Faik Yılmaz

21 Ocak 2016 Perşembe

“Madonna” 71 Yaşında

“Madonna” 71 Yaşında
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Okuyunca şaşırdığınıza, “ Nasıl olur ? “ dediğinize eminim. Oysa 71 değil aslında 73 yaşında olduğunu söylesem eminim “ Yok artık” diyeceksiniz. Ve babası da bir Türk bu Madonna’nın.

Bir suikast sonucu en verimli olmaya başladığı yaşlarda aramızdan ayrılan ve yaşasaydı Türk Yazın Tarihine bir çok değerli eser daha kazandıracağına inandığım Sebahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonnasından“ bahsediyorum. Yazarın askerlik yaparken büyük bir aşkla ve azimle yazdığı , sağ kol bileği çatlamasına rağmen kolunu tenekede ısıtılan suya koyup bitirdiği bu eser öncelikle “Hakikat” isimli gazetede 48 bölüm halinde basılmış. Ve ilk olarak 1943 tarihinde kitap olarak basıldığı için 71 yaşında olduğunu söyledim.

Benim gibi kitap müdavimlerinin 177 sayfalık bu eseri gün bitmeden bitireceğine olan inancımdan ötürü roman tadında geniş bir hikaye olduğunu söylesemde aslında literatürde roman olarak geçiyor. Basitçe biraz kitaptan bahsedelim isterseniz.

İlk önce romana Rasim adlı karakterle başlıyoruz. O bizi asıl kahramana yani Raif Efendi’ye götürüyor. Raif Efendi sessiz ,sakin ,sıkıntılarını kendi içinde yaşayan , birazda ezik diye tabir edebileceğimiz ve aslında etrafımızda bolca görebileceğimiz bir karakter. Çevremde bu gibi insanları görünce dışa dönük insanlardan ziyade onların iç dünyasını hep merak etmişimdir. Yazarda aynen  benim gibi düşünüyor ve Raif Efendi ile yakınlaşmaya çalışıyor. Ancak dış dünyaya ördüğü kalın duvarlar nedeniyle bu kolay olmuyor. Yine de Raif Efendi’nin ölüm döşeğinde iken bulduğu günlüğü vasıtasıyla hayatının izlerini ve gizlerini öğrenmiş oluyoruz.

Raif Efendi genç yaşlarda gittiği Berlin’de bir sanat galerisinde gördüğü ve etki altında kaldığı bir resimle başlar her şey. Resim sahibini bulduğunda hayatıda 180 derece değişecektir. Kendine göre zıt karakterli bir kadın olan Maria’ya olan arkadaşlığı zamanla aşka dönüşür ama bu aşk tahmin ettiğiniz gibi  imkansız bir aşktır. Babasının ölümü üzerine ülkesine dönmek zorunda kalan Raif Bey eski kasvetli ortamına bir daha geri dönmemek üzere yeniden girmiş olur.

Sebahattin Ali’ninde Almanya’ya gittiği ve Berlin’de kaldığı düşünülürse, romanında kendi hayatından kesitler taşıdığını söylemek yanlış olmaz sanırım. Bunun dışında çok ağıra kaçmayan anlaşılabilir tasvirleri , sürükleyici anlatımı ve yalın diliyle güzel bir tad bırakıyor dimağlarımızda. “ Fazla kalın olmasın ama okuyunca da beni sarsın, alsın götürsün “ diyen bütün arkadaşlarım bu kitabı beğendiler. Umarım sizde beğenirsiniz.

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort