DOLAR 32,3400 -0.07%
EURO 34,8790 0.06%
ALTIN 2.392,77-0,15
BITCOIN 20653731,30%
Ankara
11°

PARÇALI AZ BULUTLU

13:06

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Melâl

Melâl

20 Ocak 2016 Çarşamba

İsimsiz

İsimsiz
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İçi acıyan biriyim ben. Daha fazla işkence etmeyin ne olur. Yeter artık kalbimi bir ip yumağı gibi bir Tekir’in bir Sarman’ın önüne attığınız. Bakın her yerim yara bere içinde. Acıyor,anlıyor musunuz? Annem tarafından terkedilmiş gibi acıyor, bisikletten düşmüş gibi öldüresiye…Dedemin ölüm haberini aldığım gün kadar taze bir acı bu. Taze ve tarifsiz. Hem acının tarifi mi olur? Bir tutam yürek sancısı, iki damla gözyaşı , bir “acı” kaşığı elem… Yok böyle bir tarif, varsa da ben bilmem. Dokunmayın yeter, daha fazla hırpalamayın beni kâfi…

Buyrun size en iyi arkadaşımı takdim edeyim: bahçemdeki salkım söğüt. Onun gölgesinde üzümlü kek yediğim çocukluğum, dallarına kurduğum salıncakta sallanırken bir yandan da canı yanıyormuş hissine kapılıp hemen salıncaktan indiğim, ama çocuk aklımla dayanamayıp beş dakika geçmeden, söğütten özürler dileyerek, yeniden kendimi dallarındaki salıncakta bulduğum ağacım… “Tamam, o kalın urgan dallarına süründükçe canın acıyor biliyorum, ama lütfen özürlerimi kabul et ve biraz daha sallanayım salıncakta, doyamadım…” diye şefkat beklediğim arkadaşım…

Neyse ki, geçip giden zaman ve sanayileşip duran dünya bize bu tenteli çelik bahçe salıncaklarını sundu. Parası neyse verip o salıncaktan sipariş ettiğim günü unutamamın, ve hatta mutlulukla hatırlamamın  nedeni, ben dallarına kurulmuş salıncakta keyif alırken acı çeken söğüdüme muhteşem bir iyilik yaparak meseleyi çözüme kavuşturduğumu düşünmemdi şüphesiz…

Keşke kalbimi kanatan sizler de bu kadar düşünceli olabilseydiniz. En azından biriniz çıkıp da bir çözüm üretse, ve artık mutlu olurken senin acı çekmene sebep olmayacağız deseydi. Uykusuz gecelerin ardından doğan sabah güneşlerinden ve ismi konmamış masum bebeklerden hep bunu istedim ben. Yüreğimdeki cılız ve susuz nehirler,umut değirmenlerimi çevirmiyordu artık ve ne zaman adı konmamış bir bebek görsem onu kucağıma alıp kulağına bişeyler fısıldamamın sebebini anlayamadılar hiç.

Sonraları -delirmiş olduğumu düşündüklerinden midir bilinmez- hiç “adı konmamış bebek” vermediler kucağıma. Hiç biriyle sırdaş olamadım ne yazık ki. Kimden kimi korumaya çalışıyorlardı bilemem ama ben hep uzaktan fısıldadım yine de sırrımı. Ya doğar doğmaz adı kondu o günden sonra doğan tüm bebeklerin,yetişemedim hiç birine, ya da da ölü geldi ismi tasarlanmayanlar, “ıkın” diye bağıran ebenin eline…

Ve her defasında daha çok acıyan, acıtılan kalbimle ayrıldım hastahanelerin yeni doğan servislerinden…

“Eğer hayat bana bir çocuk doğurma şansını sunsaydı, hiç isim koymazdım ona” diye diye…

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort