DOLAR 32,3642 -0.38%
EURO 34,8383 -0.02%
ALTIN 2.393,89-1,17
BITCOIN 19207543,73%
Ankara
11°

KAPALI

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

Melâl

Melâl

20 Ocak 2016 Çarşamba

Sosyalmedyaizm

Sosyalmedyaizm
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Şu hayat sahnesinde ne zaman “yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim” demeden önce kendimizi bir kaç cümleyle anlatmamız istense hobili fobili ezber cümleler kurduk hep. Hobilerimiz arasında hep kitap okumak müzik dinlemek oldu ne hikmetse. Biri de çıkıp demedi ki “ nasıl ki yemek yemek su içmek diye hobi olmuyorsa, kitapla müzikle de hobi olmaz evladım!” Demediler yani. Temel ihtiyaçtan saymadılarsa demek…

Neyse ki o “yavan” eylemlerden yavaş yavaş sıyrılarak yeni yeni eğlenceler buldu kendine ademoğlu. Gelişen teknolojiyle birlikte elbette. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilemeden evvel kurması gereken “kendini tanıtma” cümlelerinin yapısı da değişti hâliyle. Twitter fenomeniyim. Instagram fotoğrafçısıyım. Foursquare gezginiyim. Blogger’ın ustasıyım gözlerinin hastasıyım diye giden ilginç tanımlamalar çalınır oldu kulağımıza sıklıkla.

Çoğunluğu “mikroblog” mantalitesiyle tasarlanan sosyal ağların fitilini ateşleyen Facebook yavaş yavaş istila edilmeye başlandığında, sosyal paylaşımın zeki çevik ahlaklı ve ele avuca sığmayan çocukları tehlikenin farkına varıp kendilerine yeni kurtarılmış bölgeler aramaya başladılar. Akıllı telefonların, tabletlerin,mobil internete ucuz ve kolay erişmemiz için gece gündüz çalışıp çabalayan GSM şirketlerinin de çabasıyla, sosyal paylaşım devrimi hayatımıza müthiş bir şekilde entegre olabildi.

İlkokul arkadaşımızı bulmanın sevinciyle çıktığımız bu yol, aynı ortamda bulunmaya dahi tahammül edemeyeceğimiz insanların da hayatımıza sanal da olsa müdahil olabilmesine olanak sağladığı için adeta elimizde patlayan bir bombaya dönüştü.

Neyse ki silikon vadisi imdadımıza yetişti ve yeni uygulamalar, hayatımızı istediğimizle istediğimiz şekilde paylaşacağımız gizlilik politikaları ve daha da önemlisi “istilacı kullanıcıların” algılamakta/çözmekte zorlanacağı farklı site tasarımları ile kurtarılmış bölgeler yarattılar.

Kiminle nerede olduğunuzu ne yaptığınızı nasıl eğlendiğinizi neler yiyip içtiğinizi fotoğraflayarak belgelendirip sosyal ağlarda paylaşma çılgınlığı bir süre sonra gövde gösterisine dönüştüğü için özellikle ergenlik döneminde olması hasebiyle kendine bir etiket bir sınıf bir aidiyet arayan güruhun felaketi oldu. Bunları ben söylemiyorum. Götebörg üniversitesinde yapılan bir anket sonucunda başkalarının hayatlarını sosyal ağlar üzerinden takip eden internet kullanıcıların, bunları kendi hayatlarıyla kıyasladıktan sonra bunalıma girdikleri ortaya çıkmış.. Araştırmayı yapan gruptan Leif Dent, bu durumu sahte bir hayata benzeterek, “sosyal ağlarda insanlar, hayatlarının en güzel anlarını ve en güzel resimlerini paylaşır. Bu paylaşımlar diğer insanların yanılmasına sebep olur çünkü paylaşımı yapan insanın gerçek hayatını veya mutsuz anlarını göremezsin. Başkalarının sanal hayatını kıskanmak, sosyal paylaşım siteleriyle beraber insanları etkileyen problemler arasına girdi” diyor. Ergenlik öncesi ve ergenlikte sosyal ağların ve teknolojinin sürekli ve uzun saatler kullanılması kaygıya, depresyona ve daha başka psiko-patolojilere neden olabildiği düşünülüyor.

İşin buraya kadar olan kısmı sosyal ağların salt eğlence/hoşça vakit geçirme hatta çoğu zaman oyun eksenli kullanımı için ettiğimiz laflardı. Sosyal ağların toplumun üst tabakası sayılan “devlet büyükleri” yahut “ünlüler” diye tabir edilen, ve yönetimler/hiyerarşik katmanlaşmalar sebebiyle hep “ulaşılmaz erişilmez” görülen kesimler tarafından da gayet aktif bir şekilde kullanımı, diğer paylaşımcıların onlara bu denli kolay ulaşma şaşkınlığı yahut hayatlarını bu denli yakından görme imkanı buluşu, sosyal medyaya olan bağlılığı perçinlediği kanaatindeyim. Zira “Facebook” “Myspace” gibi ağlar insanların boş vakit geçirdiği yerler olarak düşünülürken valinin kar tatilini, bakanın memur alımını, parti liderinin vaatlerini, sanatçının konserlerini duyurduğu twitter bir anda toplumun nazarında level atlayarak “önemli” klasörüne taşındı.

Sosyal Medya çağın en sık başvurulan bilgi kaynağı ve günde milyonlarca insanın giriş çıkış yaptığı uğrak mekanı. Hatta çağlar ve ideolijiler düşünüldüğünde, çağımızın kapitalizmden sonra gelen ideolojisine “sosyalmedyaizm” (sosyalizme de selam gönderip) diyerek nükteli bir tespit yapmış oluruz. Bunun toplum üzerindeki kısa ve uzun vadedeki etkileri ne olur,sosyal anlamda iki lafı bir araya getiremeyen konuşma güçlüğü çeken bir nesil mi yoksa yazarak kendini ifade etme konusunda ustalaşmış bireyler mi yetiştirir bilinmez… Ama kimliklerini saklayarak diledikleri kadar saldırganlaşabilme ve edepsizleşebilme hakkı tanıdığı için, çok fazla kişilik bozukluğu vakasının bizi beklediğini söylesek yanılmış olmayız, ne dersiniz ?

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort