08 Şubat 2019 Cuma
Türkiye'nin Yeni Yol Haritası
Genç Ufuk Fikir Kulübü Derneği Olağanüstü Genel Kurul İlanı
Kadavra Metodolojisi Ve Şiirin Ölümü
Kur'ân'ı Doğru Anlamada Dil ve Tarih Bilgisinin Önemi
Soğuk Değil Ölüm Üşütüyor
Yasin Naci'ye Veda
.
Sistemin dayattığı sınırları kabul etmeyip özgürlüğü doğanın bir parçası olma yolunu yontmakta, heykel bulmuş Ekrem Öztürk. Sosyal mecrada bilinen ve kendi tabiriyle ismi Köylü Ekrem.
Yüksek öğrenimi bir kaç kez kazanış olmasına rağmen bırakmak zorunda kalan ; gerçek okulun toprak olduğunu, tabiat olduğunu, bizzat içinde yaşanarak öğrenileceğini düşünen Köylü Ekrem amelelikten tarım işçiliğine, bulaşıkçılığa kadar pek çok işte çalışmış. Heykele başlama yolcuğunu ise şu sözlerle ifade ediyor:
“Ben nihayetinde ellerim kadar varım, yaptıklarım kadar varım. Bu sistemin kağıdına da ihtiyacım yok, bana vereceği ünvana da ihtiyacım yok. Beni zamanı boşa harcamak çok fazla rahatsız ediyordu. Hayatta en değerli şeyin zaman olduğunu biliryorum, inanıyorum. Okuyordum. Fazlaca birikti sanırım. Yani bunları kimseyle paylaşamıyordum. Kimsenin sokakta yakasına yapışıp ” Ben buyum, şunları düşünüyorum, şunları hissediyorum” diyemezdim. Yontmaya başladım. Bu konuda da bir eğitimim olmadı. Kesinlikle heykel yapmak için değil sadece zamanın bir şeylere, bir maddeye, bir varlığa, bir objeye çevirme kaygısı ile başladı. Kendini ifade etme yolu olarak insanı insana anlatma çabası olarak görüyorum.”
Eserlerinde kimi zaman mermeri, kimi zaman yolda bulduğu ve bize göre alelade bir taşı ya da içini kurtların kemirdiği bir ceviz ağacını ve aklımıza gelmeyecek daha nice nesneyi kullanan Köylü Ekrem sesindeki sükunetle, duruşundaki mütevazilikle , sözlerindeki derinlikle hepimizin saygısını sonuna kadar hak ediyor.