14 Nisan 2020 Salı
Türkiye'nin Yeni Yol Haritası
Genç Ufuk Fikir Kulübü Derneği Olağanüstü Genel Kurul İlanı
Kadavra Metodolojisi Ve Şiirin Ölümü
Kur'ân'ı Doğru Anlamada Dil ve Tarih Bilgisinin Önemi
Soğuk Değil Ölüm Üşütüyor
Yasin Naci'ye Veda
Ne şiirler, ne şarkılar yazılmış adına Fatih’in İstanbul’u. Kavuşması mutluluk, ayrılması burukluk şehir. Şehr-i şahane… Her ânı bir anı. Çıkmaz sokakları, yedi tepesi, iki yakası bir boğazı ve şahit olduğu nice sevdaları. Kim bilir kaç aşık kavuştu Kız Kulesine nazır ya da kaçı ayrılık konuşması yaptı ? Kaç hayatın birleşmesine tanık oldu o yalnız Kız Kulesi ? Gözledi Galata’yı belki bir umut ama hep yarım kaldı…
Hep bir merak, hep bir telaş şehir. Şimdi senle bir kavuşsak her sokağında, her köşende dinlesem seni. Eyüp Sultan’da bir sabah namazı, Kanlıca’da bir Pazar huzuru… Fatih’in İstanbul’u ne olur bize de yar olsan. Hangi deniz hissettirir senin gibi ? Kargaşanın içinde bütün sakinliğiyle hayatına devam eden denizin. Sana bakmak sevgiliye bakmak gibi sanki imkansız bir aşkı istemek gibi… Kavuşması bir dert ayrılması ayrı .
Yüreğimden sana ne satırlar dökülür bir bilsen , Ahmet Hamdi Tanpınar’ın mısraları gibi aslında ;
‘’ Bir şehri sevmek; bir zamanı, bir mekanı sevmektir
Bir şehri sevmek; meçhulü, muammayı sevmektir
Bir şehri sevmek, orada kendini bulmaktır
Bir şehri sevmek, Aşka sebep aramaktır.’’
Belki sebep aramak senin gibi eşsiz bir aşka… Yarim İstanbul bilirim sen yar olmazsın bana, ama aşkın en güzel hali değil mi ki imkansız olanı…
Şimdi senden tek dileğim şahit olduğun en saf en güzel aşk ..
Her şehir bir hikaye aslında kahramanı olmayı becerebildikten sonra…