DOLAR 32,3400 -0.07%
EURO 34,8790 0.06%
ALTIN 2.392,77-0,15
BITCOIN 20653731,30%
Ankara
11°

PARÇALI AZ BULUTLU

13:06

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Muhammet Koto

Muhammet Koto

27 Ekim 2016 Perşembe

Ayasofya’yı Anlayabilmek

Ayasofya’yı Anlayabilmek
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ayasofya-KanadıŞanlı tarihimizin dönüm noktalarından biri olan, müjdelenmiş Fatih’in, fetih sembolü Ayasofya`yı ne kadar anlayabiliyoruz…

İstanbul’un 1453’te Osmanlı Türkleri tarafından fethinden sonra, fethin sembolü olarak, Ayasofya Kilisesi camiye dönüştürülmüştür. O sıralarda Ayasofya harap bir haldeydi. Ayasofya’ya özel bir önem veren Fatih Sultan Mehmet kilisenin derhal temizlenip camiye çevrilmesini emretti, fakat adını değiştirmedi.

İçerisindeki mimariye zarar vermeden sadece insan suretlerinin üzeri kapatılıp İslam’a adanan bu ibadethane, zaman içerisinde birçok badire atlattı. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında laiklik ilkesi doğrultusunda, ilk hali olan kiliseye tekrar çevrilmesi konusunda fikirler ortaya atılmış; bölgede yaşayan Hristiyan sayısının çok az olmasından dolayı ile bu denli görkemli bir kiliseye karşı yapılabilecek muhtemel provokasyonlar ve mimarinin tarihi önemi göz önüne alınarak Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye çevrilmiştir.

Dünden bugüne yol aldığımızda Sultan Mehmet’in fetih kadar önem verdiği Ayasofya tekrar ibadete açılma sinyalleri veriyor. Bazı kesimlerde infiale neden olan bu kutlu olay, yıllarca hükmetmeye çalıştıkları çeşitli planlarla ele geçirmek, yok etmek istedikleri bizlerin silkelenip kendimize gelmeye başladığımızı gördüklerinde ne yapacaklarını şaşırmış tabiri caizse elleri ayaklarına dolanmıştır. Dünya tarihine damga vuran projelere ev sahipliği yapmamız şöyle dursun, terör karşısındaki duruşumuz, ekonomi politikalarımız, Suriyeli, Filistinli, Afrikalı Müslümanlara uzanan her türlü yardım elinin baş aktörü olmamız üzerimizde oyun kurmaya çalışan mihrakları daha da ürkütmektedir.

Bu vesile ile tarihsel süreç göz önüne alınarak İslam adına yapılmış ve yapılmakta olan bütün icraatlar bu toprakların İslam yurdu olmasının önüne geçilemeyeceğinin en büyük ispatıdır.

Yazımı  Bediüzzaman’ın  şu cümlesiyle bitirmek isterim;

“Ümit var olunuz, şu istikbal inkılabatı içerisinde en yüksek gür sada İslam’ın sadası olacaktır.”

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort