DOLAR 32,5921 0.24%
EURO 34,8228 0.45%
ALTIN 2.420,84-0,48
BITCOIN 21502140,23%
Ankara
25°

KAPALI

16:54

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

Sevgi Yiğit

Sevgi Yiğit

06 Mayıs 2017 Cumartesi

Farklı Mısın ?

Farklı Mısın ?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Doğarken farklıydı insan, büyürken benzersiz, yaşarken bambaşka.

Hilkat sırrının şifrelerini açıklarcasına kendine has ve biricikti. Lakin seküler yaşamın bir getirisidir ki insanı fotokopik bir özellik kazanmıştır.

Katlı sistemde zenginler, fakirler, işçiler, işverenler ayrı zeminlerde ağırlanınca zamanla insanoğlu sıradanlaştı.

Bunu büyük ölçüde kapitalist sistem meydana getirdi.

İnsanlar bu sistemde belli bir yer edinmeliydi bu ise tarafgirlik ile mümkündü.

Amaç kişileri ve kurumları belli standartlara hapsetmek ve uçlarda fikirler edinmesini sağlamaktı. Nitekim bu başarıldı da.

Fenerbahçeli olan biri Beşiktaş’ı sevemezdi örneğin.

Bir Galatasaray maçında Trabzonspor formalı kişi linç edilmeliydi. Yani içimizde aykırı birine yer yoktu.

Sonuç olarak kaba göre şekil almayı öğrendik. Bukalemun misali.

En acısı da kendimiz olmaktan uzaklaştık biz.

Aklımızı kiraya, ruhumuz cahil cühelaya armağan ettik.

Oysa hepimiz yaratanın ilahi ve bambaşka motiflerle süslediği bir varlığız.

Kendimize yetecek kadar aklımız, araştıracak kadar cesaretimiz, bilgi edinecek kadar zamanımız var.

Önyargılardan uzak, kendisiyle barışık, farklı fikirlere açık, öğrenen, üreten bir kapasitemiz var ve bu herkesinkinden farklı işlemekte.

Ahenk ile çalışan bu yanımızı törpülemeden hayatımızda anlamlı bir desen oluşturabilmek bizim elimizde.

Unutmayalım ki herkes kendi yaşamının başrol oyuncusu.

Taklit ile şahıs olmayı değil farkımızla şahsiyet olmayı seçmek kârımıza olacaktır.

Beceriksiz, sıradan insan yoktur tercihlerini doğru ve etkili şekilde kullanmayan insan vardır.

Lütfen potansiyelini fark et.

 

Devamını Oku

Biricik Zaman Dilimidir Yarınlar

Biricik Zaman Dilimidir Yarınlar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

IMG_1262274465920524Hiç bitmeyen ihtiyaçları vardır insanoğlunun. Bir de ihtiyaçlarından doğan istek ve beklentileri… Zaman değişir, mekân başkalaşır velhasıl herşey değişim ve gelişim içinde akışına devam eder ancak insan arzuları hiç değişmez, bitmez..

Biçim ve içerik değişimine uğrayan sınırsız ihtiyaçlarımızı gidermek üzere sınırlı kaynakları kullanma eğilimi daima mevcudiyetini muhafaza eder..

Ve dikkat buyurunuz istedikleriniz ne olursa olsun temelinde yatan ana argüman mutlu yaşama çabasıdır..

Misalen ilme talip olan bir talebe iseniz en yakın menzilli amacınız tabi tutulduğunuz imtihanı geçmektir. Sınavı geçmek demek iyi bir meslek sahibi olmak demektir, iş elde etmek iyi bir eş için aralanmış bir kapıdır, kriterlere uygun bir hayat arkadaşı ise mutluluğun teminatıdır.

Bahsini ettiğim nacizane örneğin gereği netice itibariyle huzur arayış olarak karşımıza çıkmıştır.

Peki gelelim asıl meseleye…

Hayallerimizi, umutlarımızı, ihtiraslarımızı besleyip büyüttüğümüz an hangi andır?

Yoksa ertelemeler yarınlara mı işaret etmekte?

Evet kanaatimce uğruna tüm imkanlarımızı, kuvvet ve kudretimizi yoluna serdiğimiz biricik zaman dilimidir yarınlar…

Ve nedendir bilinmez o yarınlar hiç bitmez, sonu gelmez..

Öyle ki saadet gelecektedir, refah yarınlarda, umudun neşeli türküsü atîde.

Ya bugünler…

Bugünler bizim değil mi ve bugünler de dünlerin yarınları değil miydi?

Elbette öyleydi.. Öyleyse içinde yaşadığından emin olduğun tek anın, şimdinin kıymetine paha biçilemez.

Biliniz ki hayat geçmişten ders alarak, bugünü hakkıyla yaşayarak ve geleceğe umutla bakarak yaşanılası bir boyuta ulaşır.

O vakit eskiye dair keşkeler, yeniye doğru çelişkiler ve bugüne dair keşmekeşlikler yerini apaçık bir huzura terk eder.  Zira rahmete ermek için zahmetten firak zaruridir. Mümkün müdür ki geleceğin kuşkusuyla yaşamak kolay olsun..

İşte şimdi hakikat vuku buldu..

Ne geçmişe takılıp kalmalı ne de geleceğe bel bağlanmalı… Huzur yalnız şimdide aranmalı.

Zaman; anına sarılma, onunla hemhâl olma zamanıdır..

Başka türlüsü ziyandır, kayıptır, dönüşü olmayan yoldur.

Unutmamak gerekir ki; vakit kısa, menzil uzun, yaşam boşa heba edilmeyecek kadar değerlidir. Anı yaşamak ise külfetin içinde nice ülfetlere gebe bir nimettir.

Zaman denen servetin varisi sensin. Tahtına oturmayı bugün reddetmek, hükümranlık tacını takma hakkından feragat etmek demektir. Ne tacı ne tahtı kimselere kaptırmayasın…

 

Devamını Oku

Çağımızın Mütefekkiri Kemal Sayar

Çağımızın Mütefekkiri Kemal Sayar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kemal-Sayar-Urun-Resim_22675-600X450Kemal Sayar; çağın ihtiyacı olan değerler sistemini geçmişten ders alıp geleceği inşa eden gelişim ve değişimle sentezleyen bir fikir adamı…

Yaşadığını yazan, yazdığını yaşayan ender bir söz işçisi.

Akrebin kıskacında tekamül eden zamanın; insanı ve dahi eşyayı temayüle yönelten akışında akıp gitmeyecek, iz bırakacak bir zâtın varlığı söz konusu.

Tatlı siteminin arkasında gönülleri şefkat ve merhametli kavrayacak bir tesir gücüne sahip cümleleriyle nam-ı diğer Yûnus’tur Sayar.

Sehl-i mümteni sanatının zarif kelam erbaplarından olan Kemal Sayar, yalnızca kelam değil kalem ustasıdır da.

Otoyol Uykusu’nda geçen öykülerini okurken içinizde kendi hayat hikâyenizi yazma isteğinin doğması, Sayar’ın kaleminden bir damla mürekkep yutmuş olmamızdan ileri gelmekte. Bahsini ettiğimiz kalem ehli tabiri bu yeltenişten mülhemdir. Biliriz ki yaraya dokunan, bam telini titreten bir arif kavuşturabilir kağıdı kalemle. Vuslatın ayak sesleri acıyı yudumlayan ve yudumlatanların meziyetinde gizlidir çünkü. Bu yönüyle Sayar’ı sıradan bir hekimden ayıran nitelik, deruni hastalıkları tedavi ederek kalbe şifa veren çareleri devreye sokan bir mütehassıs hem de gönül mütehassısı olmasıdır.

O, yürekleri onulmaz hastalıklara sevk eden marazların nedenini dünyanın şuursuzca ilerleyen hızında görerek şu telkini yapar: “Yavaşla!”

Evet, durup dinlenmek, gidişatı sorgulamak yani Yavaşla’mak mühim.

Zira tefekkürün özlenen şırıltısı olan Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez

Sayar’ın insanı ve insanlığı kucaklayan söz yağmurunun altında şemsiyesiz kalmak her kula nasip olmaz. Lakin o:

        “Bir çaydanlığın kaynadığı her yerde kalpten kalbe bir yol var demektir.

         Evet, dost elinden gel olmayınca gidilmez; ama bir hanede çay demleniyorsa

         bir gün oraya da gidilebilir, konuşulabilir, anlaşılabilir, demektir.”

Derken yağmurunda ıslatmak ve yağmurlarda ıslanmak için bir sebep arayışındadır. O sebep Ruhun Labirentleri‘nde saklı bir koddur. İstersen o sebebe takılıp Hüzün Hastalığı‘na yakalanırsın, istersen sonsuz Merhamet‘e sığınıp huzura edersin. Unutma ki Kalbin Direnişi isyanla değil itaatle anlam bulur.biraz-yagmur-kimseyi-incitmez-kemal-sayar

Kelam ve kalem üstadı Sayar’ın da kastı olan Terapi budur. Öyle ki üstadın kendi deyimiyle:

“Bazen adaletsizlik biz rahatımızdan vazgeçmediğimiz için gelir.

Canımız yanmasına diye, canı yananların iniltilerine kulak tıkadığımız için!”

Sözü kelimenin tam anlamıyla musibetler dahil Her şeyin Bir Anlamı Var

Bu yüzden cemal celaline sahip ol,

Üstadını iyi anla ve Kendine İyi Bak dostum.

Kemal ile kalmak niyazıyla…

Devamını Oku
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort