DOLAR 32,3400 -0.07%
EURO 34,8790 0.06%
ALTIN 2.392,77-0,15
BITCOIN 20641601,33%
Ankara
12°

HAFİF YAĞMUR

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

Sibel Karakuş

Sibel Karakuş

19 Ağustos 2017 Cumartesi

Yedi Düvele Rağmen !

Yedi Düvele Rağmen !
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yedi düvele rağmen, Türkiye bir kez daha kazanmıştır. Tam bağımsız bir ülke olma yolunda fikrini ve iradesini çok yüksek bir katılım oranıyla sandığa yansıtmıştır. Cumhuriyet tarihinde ilk defa, milletin seçtiği Meclis tarafından hazırlanan anayasa değişikliği kabul edilmiştir. Bundan öncekilerin hepsi darbeciler tarafından kurulan “kurucu meclis”lerin hazırladığı darbe anayasaları idi.

“Hayır”cı kesimin, vesayet odaklarının, aynı zamanda Avrupa’nın  “Tek Adam” vurgusunun altında yatan asıl gerçek, vesayet prangasından kurtulan Türkiye’nin güçlü bir lider ile yapabilecekleridir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun üç kıtada hüküm sürmesini sağlayan şey; imanlı, ihlaslı, İlâ-î Kelimetullâh idealinin peşinde koşan tek adamlardır. R.T.Erdoğan böyle bir lider olduğunu tüm dünyaya kanıtlamıştır. Bunu gören kadim Anadolu insanı, hür ve tam bağımsız bir devlet için başkanlık sistemini onayladı.

Türk milletinin güçlü bir lider eşliğinde, nasıl bendine sığmayıp taştığını, çağlar kapatıp çağlar açma potansiyeline sahip olduğunu bilen Avrupa ve şer odakları bunu engellemek için her yolu denedi ama başaramadı.

Şu da acı bir gerçek ki; Türkiye düşmanlarının bile gördüğü gerçeği göremeyen,  %48’lik bir kesim olduğu ortaya çıktı.

Tanzimat Fermanıyla başlayan manevi ve kültürel değerleri yozlaştırma hareketleri, bir süre ikinci Abdülhamid Han (Allah(c.c.) ondan ebeden razı olsun) sayesinde engellense de, daha sonra İttihat ve Terakki eliyle devam etmiştir. Kadim Osmanlı Medeniyeti yok sayılmış, inkar edilmiş Avrupa’ya benzeme sevdasıyla kültürel ve ahlaki manada değerler inkar edilerek, altı asırlık medeniyet mirası küçümsenerek, kötülenerek hatta  yok sayılarak sistematik bir şekilde toplum mühendisliği uygulanmıştır. Bunun sonucunda ortaya çıkan Cumhuriyet çocukları, Atatürk’ten başka ata, cumhuriyet tarihinden başka tarih, avrupalılaşmadan başka ideâl tanımaz olmuştur. Osmanlı medeniyetinden ve başarılarından bahsedildiğinde bunu Cumhuriyet düşmanlığı olarak algılama eğilimindedirler.

‘Hayır’ kampayasının savunacak başka bir argümanı olmadığı için, maalesef kampanya bu tez üzerinden yürütüldü. Dünya siyasetini ve reel politikaları doğru okuyamayan, yürütülen bu kampayalardan etkilenen büyük bir kesim ‘hayır’ dedi.

Uygulanan toplum mühendisliği  ile ne kadar yok edilmeye çalışılsa da, Müslüman Türk toplumunu inançlarından ve köklü Türk islam medeniyetinden uzaklaştıramadılar. Belki belli dönemlerde zayıf ve güçsüz bıraktılar ama asla aradaki bağı koparamadılar. Şükürler olsun ki, son 14 yıldır yeniden kendini bulan ve güçlenen inançlı Anadolu insanı 16 Nisan 2017’de yeniden diriliş kapısını sonuna kadar açtı. Bugünden itibaren çok daha güçlü, kendi değerlerine sahip çıkan, özgüveni yüksek bir medeniyetin sahibi olarak yoluna hızla devam edecektir. Dünya üzerinde medeniyet diye yutturulan sahte insan hakları, uyduruk demokrasi  kurgularının aslında içlerinin ne kadar boş olduğunu yaşadığımız bu süreçte gösterdiği gibi, bundan sonra daha gür bir sesle haykıracaktır.Bütün mazlumlara şefkat ve merhamet elini uzatıp, zalimlerin karşısında da dimdik duracaktır.

Sonuç olarak aziz Türk milleti Başkanlık sistemini kabul ederek, siyasal anlamda iktidarı sandığa kilitlemiştir. Bundan sonra iktidara talip olanlar; güç odaklarını değil, milleti ikna etmek zorundalar…

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort