Bu Son Olsun İnşallah
Gene kapandık. Ne çok isteyen vardı, dilerim az mutlu olmuşlardır. Birileri mutlu olsun en azından.
2020 Mart’ından beri birileri “tam kapanma olsa öyle olmazdı, böyle olmazdı” diyor. Kimse de düşünmüyor mu, geçen sene Nisan’da tam kapanma yapsaydık, DSÖ bize “aferin size, siz ne istiyorsanız yapın diyecek miydi? Dedi mi herhangi bir ülkeye. Çin dışında bildiğini okuyan başka bir ülke var mı?
Son zamanlarda İsrail, Japonya, Yeni Zelanda “ben tamamım” dedi. Kalan sağlar bizimle aynı.
Suçu maskesini takmayanlara, sağda solda laf atanlara bakıyorsun, onlara göre meşru olan her türlü olmazı yapıyorlar. Bir Kerem Bursin çıktı “sılaksınız” dedi, sette. Sanki dersin memleketi kurtarıyor, setlerde yanak yanağa, diz dize, ağız ağıza çekim yapıp vatandaşa ayar veriyorlar. Gerçi oynasınlar, setler kapanmasın, geçen sene gibi Survivor’a mum olmayalım. Oyuncular yasaklardan muaf olsun. Evde ne yapacağız, Netflix icadı, bir tanesinin normal cinsel tercihi olmayan insanların hayatlarını anlatan, abidik gubudik iki akşamda, iki sezonu biten dizi mi izleyeceğiz. Oynasın oyuncular, oyuncuma dokunma.
RTÜK bir açıklama yaptı. TV’de korona ile ilgili yalan yanlış haber olmayacak, her dakika ölen, kalan test yapan bildirilecek. Sanki bildirilmiyordu. Yetmez dedi, bir de yalan yanlış haber olmayacak. Demek istediği, kimse fikir beyanında bulunmasın. Cesaret vermek, akıl karıştırmak yok. Mümkünse korkanlar daha da korksun. Hep bunlar bizim iyiliğimiz için. Her şeyin başı sağlık.
Pandemi bize birey olarak bir kıymetimizin olmadığını, toplumun kıymetinin her şeyin önünde olduğunu anlattı. Birey olmak sadece oy verirken kıymetli. O yüzden her şey durdu ama tüm siyasi partiler, seçim propagandalarını gece gündüz demeden; maskeli, akıllarına göre mesafeli ve güya hijyenli yaptılar. Bizim için tabi. Bir oy da bir oydur. Birey olarak kıymetli olmak var işin ucunda. Seçim günü birey, kalan günlerde gene kaldığımız yerden toplum oluruz.
ABD’li iletişim uzmanı George Gerbner’a göre “korkak insanlar, kolaylıkla bağımlı hale gelebilir ve ciddi kurallarla sert kanunlarla kontrol edilebilir. Hatta güvensizlikten kurtulma pahasına baskılanmayı da kabul ederler.” Bana çok tanıdık geldi bu ifade.
Medya bize ne isterse yapabilecek kadar güçlü. İlk kullanım maksadı, propaganda olan televizyon da buna en güzel örnek. ABD’de siyasiler kendi fikirlerinin propagandasını yapmak için TV’yi kullanmaya başlamışlardı.
‘Diseasemongering’ diye bir tabir var. Hastalık ticareti anlamına geliyor. Hastalık yaratıp, o hastalığa yönelik tedavileri pazarlayan insanlar için kullanılan bir terim.
Kapitalizm bize çalışıp satın alarak mutlu olmayı öğretti 2000’li yıllarda. Tatil fikrini soktu hayatımıza. Sonra koltuk değiştirerek, beyaz eşya değişerek mutlu olabileceğimizi, kendimizi ertelemememiz gerektiğini anlattı reklamlarında. Amacı bizim mutlu olmamız altında, dev firmaların propagandasını yapmaktı. Ellerimize kredi kartı verdi. 5 gün tatil yapıp 12 ayda ödeyebileceğimiz tatil fikrini soktu aklımıza. Bayram kredisi alın dedi. Bayram çikolatası, bayramlık alıp, 6 ayda faiziyle ödeyin dedi. Ne kadar masumdu her şey. Canımız çıkana kadar çalışıp, reklamlardaki hayata ulaşmaya çalıştık. Sonra adı ilk defa duyulan hastalıklar ve onların testleri ve tedavi yollarını anlattı bize. Herkes TC’si gibi kan değerini bilir bir vaziyette dolaştı sokaklarda. Her yaşın rutin kontrolleri için yok yere radyasyona maruz kaldık. Her test sonrası içimiz rahat rahat çıktık hastaneden. Çok şükür bir şeyimiz yok dedik. Aldığımız radyasyon, beklerken yaşadığımız kaygı dışında bir şeyimiz yoktu. Bir de devlete ya da kişiye yük olan hastane masrafları.
3 hafta dediğin nedir geçer gider, sayılı gün sonuçta. Sessiz sedasız bayramlara da alıştık o da bir şey değil. Sokakların dilsiz canlılarını yemleyin sulayın. Sokak hayvanı beslemek yasaklardan muaf. Hem sevap kazanırsınız hem bir nefes alırsınız.
Kendinize ekleyin, zira bir gün bu pandemi bitince, kendine ekleyenler en yeni normalde kendiyle barışık, kendini, çevresini, dünyayı seven olarak dalacaklar yeni günlere. İki günü geçti bile. Akıl sağlığınıza dikkat edin, gülmek için sebep bulun, baktınız bulamıyorsunuz aynaya geçin kendinizi güldürün, baktınız gene olmuyor sosyal medyadan yardım alın. Sakın sosyal medyaya girince rakamlarla dolu paylaşımlara tıklamayın. İnanın kendinize, ibadet yapın bu da geçer deyin, geçsin bitsin, bu son olsun inşallah.
News