Çok Ebe Çocuk Boğar
Eskiler, çok ebe çocuk boğar derler. Koronadan dolayı anlatacakları bitmeyen uzmanlar, ebeler gibi oldular. Bilgiye boğdular bizi. En son, Koronalı gaz çıkarırsa, bulaştırır mı bulaştırmaz mı diye makale yazılmış.
Marttan beri dinliyoruz, okuyoruz, hiçbir gelişme olmadı. Nasıl yok olacağı belli değil diyorlar. Yok olması şart mı?
Korona bir virüs, aids gibi verem gibi. Onlardan iki farkı var. Bir tanesi onlar kadar öldürücü değil. İkincisi onlardan daha kolay bulaşıyor. Henüz onların da belli bir tedavisi yok. Veremin aşısı bulundu ama hala veremden ölenler var.
Korona nefes darlığı yapıyor. Nefes darlığı ile bunaltacak bir hastalık başımızda ve bu uzmanlar hala bizi korkutmaya devam edebiliyor.
Bir umreci, karantinadan çıkıp evine gidiyor. Sonra koronadan ölüyor. Karantina şartları, bozuk psikoloji yıpratmış belli ki. İlk karşısına çıkan virüs ile ölüyor.
Belirsizlik insanı yıpratıyor. İnsan doğası belirsizlik yüzünden mutsuz oluyor. Sonra da bağışıklık etkileniyor.
İdarecilerde sağlık söz konusu olunca uzmanlara güveniyorlar. Kısıtlamalar yapıyorlar. İdareciler kısıtlama getirdikçe uzmanlar, yetmez daha da lazım diyorlar. Sonsuz bir döngü gibi olmuş hayat. Kafesteki hemstırlar gibi olduk, yiyip dolanıp yatıyoruz.
DSÖ çözüm arıyor aylardır. Yaptığı tek şey umut kırmak, moral bozmak. Dünya Sağlık örgütü Yemen’de çocuklar açlıktan ölürken bir şey yapmıyordu. Umrunda değildi o çocuklar. Afrika’daki sağlık şartları hiç umrunda olmadı. Göçmenlerin sağlıksız şartları da hiç umrunda olmadı. Savaşları da umursamadı. Hep beceriksizdi.
Allah’tan Ercüment Ovalı yardımımıza yetişti. Filmlerdeki kahramanlar gibi. Kendisi 2018 yılında kan ve kök hücreden yapay deri üreterek Men of 90 Year Bilim Ödülüne layık görüldü. Yılın bilim adamı oldu.
Ödül aldığında çok duygulanmış.
“O gün Trabzon’da bir çocuk evinin önünde vurulmuştu. Onu korumak için bir astsubay üzerine kapanmış ve üzerinden 41 kurşun çıkmıştı. Ben o gün dayanamadım. Ödül haberimi aldıktan sonra, ben bu ödülümü Eren Bülbül’e, bu şehit astsubayıma ithaf ediyorum.”
Ülkesini seven bir insan, yaşadığı şehirleri seven bir insan ve çok çalışkan bir insan.
Trabzon KTÜ’de çalıştı yıllarca. Vefalı bir insan.
Bu insan korona virüsü için çare arıyor. Bizi korkutmaktan başka bir şey üretmeyen uzmanlar, bu adamı sevemedi. Yaptığı bilgilendirmeleri beğenmiyorlar. Sanki beğenmeleri, sevmeleri şartmış gibi.
Bir tanesi bile çıkıp koronaya dair ufuk açıcı, çözüm üretici bir şey diyemedi. Psikologlar bile diyemedi. İçindeki çocuğu dinle diyorlardı o kadar. Geçecek rahat olun bile diyemediler. Dünya Sağlık örgütünün ağzı ile konuştular. Çok korkunç bir şey dediler habire.
Efendimiz “Faydasız ilimden Rabbime sığınırım. “diyor. Ayırıyor ilimleri, faydalı olanlar faydasız olanlar diye. Mart’tan beri gördüğümüz uzmanların ilmi faydasız ilimdi. Vatandaşın moralini bozmaktan başka bir işe yaramadı.
Ercüment Ovalı millete umut veriyor. Halledeceğim diyor. Halledeceği şey bir tür grip virüsü. Belki de iki ay önce çoğumuz geçirmiştik bile. Belki de antikorları kanımızda dolaşıyor. Farkında değiliz.
Belki de, geçirdiğimiz bir grip yüzünden hayat durdu.
Evleri zula içinde olanlar, çalışamadıkları halde maaşları işleyen memurlar bundan fazla etkilenmez. Domatesi bile kavanoz kavanoz duruyordur dolaplarında.
Köylerde ekim zamanı. Tarlalar banka kartıyla çalışmıyor. Domates salatalık para ile yetişmez. Köylü ekemezse ne biçecek?
Sokaklar kiralık dükkanlarla doldu. Dar gelirli bir kısım vatandaş hala maskeye ulaşamadı. Günlük kazancı ile yaşayan sokağa çıkma yasağı gelince markete gidip birkaç gıda alabiliyor.
Ercüment Ovalı bunların farkında. Ülkesinin farkında. Uzay filminde yaşamıyoruz. Üzerinde her ürünün yetiştiği cennet Türkiye’de yaşıyoruz. Bu memleket uzmandan çok idaresine bakar. İdarecisine güvenir. İdareciler uzmana baktığı için o da uzmana bakmaya başladı.
Dar gelirli, uzman sevmez aslında. Hastanelerde onları beğenmez uzmanlar. Unutmadı bunu. Sadece idaresinden ışık bekliyor. Bitecek diyecekler diye umuyor. Ülkenin tuzu kuru bir kaç milyonu dışında kimsenin koronaya vereceği ayları yok. Dilerim, Ercüment Ovalı ile korona süreci hayırlı bir şekilde sona erer. Ramazan Bayramı’nda çifte bayram ederiz.
News