DOLAR 32,2234 -0.11%
EURO 34,9331 0.17%
ALTIN 2.445,790,57
BITCOIN 1966487-3,25%
Ankara
17°

HAFİF YAĞMUR

16:59

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

Sıddıka Rahime

Sıddıka Rahime

04 Kasım 2023 Cumartesi

Hayat Pahalı

Hayat Pahalı
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Dün bir yazıya denk geldim. Bir hocanın yazısı. Beni uhrevi dünyama döndürdü.

Yazı özet olarak, her canlının kendi rızkını yiyebileceğini söylüyordu. Rızık bizim için çok anlaşılır bir kavramdır.

Rızık konusunu bu kadar iyi bilen bir toplum olarak, bakalım bu günlere. Her şeye hemen her gün zam geliyor. Çoğu ürün geçen seneki fiyatının iki katı kadar olmuş. Bazıları üç katı kadar olmuş. Yakıt ve kira fiyatları da keza.

Her gelen zama, saymak dışında, elimizden bir şey gelmiyor. Aslında, onu yapınca da elimizden bir şey gelmiyor. Elimize fırsat gelse biz zam yapmaz mıyız? Yaparız, çünkü biz de aldığımız para ile ihtiyaçlarımızı gidermek zorundayız.

Hayat pahalılığı dönemindeyiz. Normal bir pahalılık değil hem de, normal üstü bir pahalılık. Sadece bizim ülkemize mahsus bir pahalılık değil. Global bir pahalılık. Bir tür ekonomik kriz. Dünyanın gördüğü ilk ekonomik kriz değil, muhtemelen göreceği son ekonomik kriz de değil.

Eskiden beri zamlar olurdu ve her yeni gelen zamla önceki durumun iyi olduğunu düşünürdük. Çocukluğumdan beri anlayamadığım bir durumdur bu. Zamdan önceki fiyatla mutlu mu idik? Geçen sene yakıt fiyatları bizi ne kadar mutlu ediyordu. İstediğimiz her şeyi yapabiliyor muyduk?

Korona ilk çıktığında, bazıları bunun dünyadaki ekonomik krizi öteleme oyunu olduğunu söylemişlerdi. Bahsedilen hastalık bir tür gripti ve grip binlerce yıldır öldürücü bir hastalıktı, binlerce yıldır çok hızlı bulaşan bir hastalıktı.

Buradan, korona ile olduğunu düşündüğüm komple teorilerine girmeye niyetim yok. Canı isteyen, canı istediği şeye inansın.

Ben 3 doz aşımı oldum, maskesiz mesafesiz yaşıyorum. İsteyen aşısını olsun, isteyen olmasın, isteyen maske taksın, isteyen takmasın.

Maske bile başlı başına bir ekonomi çırpınması oldu aslında. 3 sene önce hayatımızda olmayan, şu an her yerden çıkan, sentetik tek kullanımlık bir eşyamız oluştu. Bunun için bir sektör oluştu. Ekonomi azıcık canlandı. Ekonomi ölmek üzere idi, birazcık canlandı.

İnternet alışverişi, eskiden mağaza gezmekten hoşlanmayanların işi idi. İnternet üzerinden alışverişe güvenmeyen insanlar vardı. Pandemi, herkese internet alışverişini işledi.

Pandeminin işsiz bıraktığı insanları, e ticaret işine soktu. Sokaklar motorlu kurye ile doldu.

Dünya ciddi bir değişim geçiriyor. 20 sene sonra, bu günleri adı koyulmuş bir krizle okuyacağız.

Krizin içindeyiz ve hala her şey normal olsun diye söyleniyoruz.

Savaşlar bitmemiş bilakis onlara yenileri eklenmiş. Birkaç ay önce bizim gibi hayat pahalılığı olan insanlar, şu an can güvenliği ile ilgili korkular yaşıyorlar. Daha yeni, model olan Bella Hadid, savaşlar ile ilgili açıklama yaptı. “ Eğer bu son yıllarda savaşı ilk fark edişinizse, bu dünyadan değilsiniz. Kaç tane Müslüman ülke alevler içinde.” Müslüman bir model ve dünyada olana bitene karşı yaptığı açıklama.

Dünyaca ünlü bir modelin açıklamasından, okuduğum yazıya döneyim tekrar. Yazıdaki final kısmı bana çok dokundu. “insanların alım gücünü ekonomiler değil, rezzak’ı alem olan Allah belirler. Endişeyle değil istiğfarla geçen vakit kazançtır”. Yazıyı paylaşan hasta bir arkadaşımdı. Belki de o yüzden o kadar anlamlı geldi bana.

Psikolojide bir söz vardır. Psikoloji insanların değiştirebileceği şeyler için mücadele etmesini uğraşmasını ister, değiştiremeyeceği şeyler için de kabulleniş ister. Tıp dilinde kabulleniş olarak geçen durum, manevi anlamda teslimiyete karşılık gelir.

Zamlar ile ilgili, bir şey yapamayacağımız noktaların farkına varıp, alabildiklerimiz için şükretmeliyiz. Güvenli bir şekilde sokakta yürüyor olmaktan, canımızın istediği bazı şeyleri alabiliyor olmaktan dolayı şükretmeliyiz. Maaş için, sağlıklı çocuklar için, huzur dolu yuva için şükrettiğimiz gibi.

Şükür sebepleri değişti ama dünya gene aynı dünya. Minimalist olup hayata bir kağıt toplayıcısı gözünden baksak mesela. Günlük topladığı kağıda verilen fiyat arttı. Ekmek fiyatı arttı, tavuk fiyatı arttı. Kağıt toplayıcısı için bir şey değişmedi. Kağıt toplayarak kazandığı para ile zengin olmayı ummuyordu.

Denk geldiğim yazıya kadar, zamlarla ilgili düşünüyordum. Birkaç günlük alışveriş yaptım ve 400 lira civarı para ödedim. Aldığım şeyler sadece ihtiyaç duyduğum şeylerdi. Zam gelecek diye bir şeylerden fazla almadım. Fazla aldığımız şeyler bozulabilir. Çöpe gidebilir.

Yarınla ilgili hiçbir fikrimizin olmadığı ömrümüzde, 1 aylık yiyecek stoklama mantığını hiçbir zaman anlayamadım. Stok yapanlar, bilerek ya da bilmeyerek zamları yönetiyor. Market çalışanları, insanların zam geldikten sonra daha fazla alışveriş yaptığını söylüyor.

Modern insan yaşamak için para kazanmaktan, para kazanmak için yaşamaya geçti. O yüzden olanlar canını sıkıyor. Çok para kazanarak, olmadığı bir sosyal sınıfa dahil olmaya çalışıyor. Çok çalışıyor ve tüketerek kendini göstermeye çalışıyor. Tüketerek kendimiz yeterince gösterdik bence. Zamlar bize bunu söylüyor, tekrar yaşamak için para kazanmaya geri dönmeliyiz.

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort