DOLAR 32,3400 -0.07%
EURO 34,8790 0.06%
ALTIN 2.392,77-0,15
BITCOIN 20641601,33%
Ankara
12°

HAFİF YAĞMUR

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

Sıddıka Rahime

Sıddıka Rahime

04 Kasım 2023 Cumartesi

O Sene Bu Sene

O Sene Bu Sene
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İnsan kendini gördüğü gibidir.

Trabzon insanı, kendini dünya kenti İstanbul’un tamamlayıcısı bir şehrin vatandaşı gibi görür. Fatih Sultan Mehmet’in fethederken dediği gibi. Trabzonu fethettiğinde “Şimdi İstanbulun fethi tamamlandı.“ demişti.

Toprağından çok daha fazlasıdır Trabzon. Karadeniz’dir Trabzon. Zamanında, ben lisede iken Karadeniz bölgesindeki en önemli doğal limanı olan bir şehirdir Trabzon, diye öğrenirdik coğrafya dersinde. Samsun suni limandır derlerdi hocalarımız. Yüzyılların liman şehri idi Trabzon.

Osmanlı döneminde, Karadeniz bölgesinin vilayetiydi. Cumhuriyet döneminde, ondan çok daha önce büyükşehir olan Samsun’un bağlı bulunduğu vilayetti Trabzon.

Gönülleri coşturan Trabzon, aynı gönüllerin midelerini dolduramadığı için yıllardır göç veriyor. Fındığı, çayı, mısırı, hamsisi belli bir nüfusu doyurmaya yetiyor. Allah’ın ona bahşettiği limanı ipek yolu durağı limanı, yıllardır sadece gemi gezdirmek için kullanılıyor. Sanayisi yok, tarımı yetersiz.

İmkânları gittikçe kıtlaştığı için şehir sürekli göç veriyor. Ondan bize her yer Trabzon. Trabzonlu yaşayabilmek için her yerde rızkını aramak zorunda.

Hükümetin Trabzonlu bakanları var. Onların Trabzonlu olduğunu, Trabzonlular onlar vekil olduğunda öğrendi. Çoğu dedesi zamanında şehirden göç edenlerin torunları.

Trabzon’un yeşil olması, denizinin kara olması uzaktan imrenilen şeyler, orda olupta adapte olamayanlara de ağır gelen şeyler. İyilik timsali Haluk Levent “alışamadım ben bu şehre” şarkısını Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde okurken yazdı. Okulu bıraktı gitti. O kadar alışamadı.

Dört beş gün güneşi görmeden, loş bir şehirde yaşamak, kuzeye bakan evlerin küf kokması, bahardan itibaren nemin tavan yapması, denize en fazla bir ay girilebilmesi, herkesin sevebileceği durumlar değildir.

Hala, akrabaları yol vermediği için teleferikle gidilen evler var. Parası ile yol yapamaz insanlar evlerine, komşu yer vermiyorsa.

Trabzon’da paranın geçmediği çok olur. Herkes toprağını çok sever, çok kıymet verir.

Rahmetli babaannem bir gün arayacaksınız bu toprakları derdi.

Doğduğu yerden doyamayan ama bir türlü de kopamayan Trabzonlu, en çokta takımı şampiyon olsun ister. Trabzon’da yaşayabilen Trabzonlu da bunu çok ister Trabzon’da yaşayamayan Trabzonlu da.

Ülkenin diğer şehirlerinden farklı olarak, kadın şehridir Trabzon, ana şehridir Trabzon. Çilekeş kadınların şehridir. Özellikle dağ köylerinde her kadın bir kahraman gibi yaşar. Verimsiz topraktan, iki tane inekten okumuş çocuklar çıkarır. Trabzon taraflarında geçimini hayvancılıktan sağlayan kadınlara isim bile verilir. Keyvan denir onlara. Şu sıralar Kalandar Dergisi yaşayan “keyvanlar” ile ilgili güzel de bir belgesel çekti. Aklıma babaannemi getiren bir belgesel.

O keyvanların bin bir zorlukla okuttuğu çocuklar, kaymakam olur, doktor olur, hakim olur.

Annelerinin çektiği çileyi gördükleri için geri dönmeyi düşünmezler en verimli zamanlarında. Tatillerinde yaşarlar Trabzon’da. Annelerini rahat ettirebilecek en güzel evi yaparlar arazilerinin olduğu sarp bir tepeye ve bakarlar işlerine güçlerine.

Şu an Trabzon belediye başkanı annemin köylüsü. Aynı zorluklara maruz alan bir ailenin evladı mesela.

Trabzon doyurmaz belki ama kesinlikle mutlu eder. Çabalamayı öğrenir Trabzonlu. O kadar çok yorulur ki çabalarken, işi bitince mutlu olur. Benim babam tıp fakültesini okurken yazları yaylada koca bir inek sürüsüne bakardı. Nahır derler o sürüye bizim orda.

Babam gibi birçok örnek daha var. Şu anda rektörlük yapan köylülerimiz zamanında evinin ihtiyacı olan temel ihtiyaç malzemelerini sırtında taşıyordu evine. Ben ve kardeşlerim köyde köy ebesi eşliğinde dünyaya geldik. Ben dağ köyü çocuğuyum.

Köyüm şehre çok uzak. Doğum, hayatın bir rutini kabul edilirdi köyümde ve doğum için hastaneye götürmek gibi bir ihtiyacı olmazdı kimsenin.

Bu aralar moda bir laf var, “Coğrafya kaderindir.” diye. Bizim oraların halini deyim yapmışlar. Zor coğrafya ürünüysen, zorluklara tahammülün kolay oluyor. Yeniyorsun her zorluğu. Allah’ın dağından denizinden gelip şehirde olabilecek her şeyi olabiliyorsun. En önemlisi hep mutlu olabiliyorsun. Tasalanacak zamanın olmuyor çalışmaktan.

Trabzonspor o dağların o denizin takımı. Kurulduğundan hemen sonra üst üste defalarca şampiyon olmuş. Hababam sınıfı repliklerinde “ Fenerbahçe’nin Trabzonspor’dan bizimde Mahmut Hocadan çektiğimiz nedir” şeklinde bir replik var.

Resmen 1967 yılında kurulan bir takım üst üste yaşattığı şampiyonluklar ile önce Trabzonluya sonrada Türkiye’ye coğrafyanın bir kader olduğunu gösterdi. İstanbul takımlarının yanında bir Anadolu takımı olarak durdu hep. Dört büyüklerin bir büyüğü oldu.

Bu sene o sene olsun. Trabzonspor, tüm ülkeye yayılan Trabzonluları tekrar mutlu etsin.

Sosyal medyada bir süredir yapılan bir algı operasyonu var. Trabzonspor’un hakkettiği yükselişin, devletin birçok yerinde çalışan Trabzonluların sayesinde olduğu algısı, zihinlere gönderilmeye çalışılıyor. Zihninde Trabzonspor ile ilgili bir şey olmayanları ne derece etkiler bilemem. Ülkenin dört yanında yayılan Trabzonluları zerre kadar etkilemiyor.

Bir tarafı deniz, bir tarafı dağ olan şehrin yolları da dahil, bulduğu her boşlukta topa vurası gelen insanların şehri Trabzon. Takımın bünyesine katılanlar, o sokaklarda oynarken bulunan gençler. Şu anda alt yapıdan yetişen en çok oyuncusu olan takım Trabzonspor. Şehrin dar sokaklarından çıkıp gelen oyuncular ile yürüyor Trabzonspor.

Ortada ciddi bir emek, yoğun bir sevgi, müthiş bir inanç var.

Trabzon’a lazım o şampiyonluk. Bana lazım o şampiyonluk. İki oğlum var biri 19 yaşında bir 16 yaşında onlara lazım o şampiyonluk. Temel filmindeki babanın dediği gibi “şampiyonluğu görmesi gereken bir nesil geldi.” O nesil Trabzonspor’u şampiyonluğunu görmeden sevdi. Doğduğu şehrin takımının gücüne, doğduğu andan beri inandı. O neslin, takımının en hakkettiği zamanda o şampiyonluğu görmesi lazım. Kimse bu başarıya gölge düşürmeye kalkmasın. Şampiyonluğunu görmeden inanan o nesile lazım o şampiyonluk.

İnsanın doğduğu şehrinin takımını tutan çocuklarının olması duygusal bir şey. O duygusallığı hiç yaşamamış birinin anlayabileceği bir şey değil.

Pazar günü itibari ile Trabzonspor lider. Özlenen bir durumdu, devam etsin ve ligin sonunda şampiyon olalım inşallah. Trabzonspor’un başarısında farklı arayışlar arayanlara da cevabımızı tebessüm eşliğinde ufka bakışımızla verelim inşallah.

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort