DOLAR 32,5451 0.01%
EURO 34,9203 0.19%
ALTIN 2.429,590,27
BITCOIN 2061399-4,07%
Ankara
25°

PARÇALI BULUTLU

20:01

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Sümeyye Soylu

Sümeyye Soylu

26 Ocak 2024 Cuma

Bilgi-Ahlak Ekseninde İnsan

Bilgi-Ahlak Ekseninde İnsan
0

BEĞENDİM

ABONE OL

sahih-ve-zayif-hadisler-cesitleri-ve-bilgi-degeri-ocak-2016Yaratılmış tüm varlıklar birtakım vasıf ve becerilere sahiptir. Varlıklar, en basitinden en karmaşığına çok sayıda özelliği bünyesinde barındırır. İnsan, kendisi dışındaki tüm canlı ve cansız varlıkların sahip olmadığı, yalnızca insana has birtakım nitelikleri taşır. İnsan; düşünen, akleden, soran, sorgulayan, araştıran, soruşturan bir varlıktır ve bu iradi temelli durumla insanın eşref-i mahlukat olma yolunda ilerlemeler katetmesi beklenir. Felsefe, edebiyat, sanat ve bilim oluşumunu sağlayan ve hızlandıran da insandır. İnsandan beklenen, düşünce ve bilgisiyle ahlakı buluşturmasıdır. Çünkü ahlakın olmadığı düşünce ya da ahlaki olmayan düşünce evrensellik ve güncelliğini koruyamaz, bir müddet gündemde kaldıktan daha doğrusu gündemi işgal ettikten sonra layık olduğu çöküntüye uğrar.

Ahlak, bilginin en önemli bileşenlerinden biridir. Ahlak, bilgiye seviye atlatan, bilgiyi kıymetlendiren felsefi ve manevi bir özne olarak düşünülmelidir. Ahlakın konusu iyi ve kötü olmakla birlikte, ahlaklı olan şey iyidir, iyi olan ahlakidir; ahlakın katılmadığı şey kötüdür, kötü olan ahlaktan bir nüve dahi taşımaz şeklinde yaygın bir yorum yapılmaktadır.  Burada iyi ve kötü olan şey diye tabir ettiğimiz başlıkların altını doldurmamız yararlı olacaktır. Bilgiyi nerede tanımlamak, nereye yerleştirmek gerekmektedir? Bu da başlı başına bir sorundur. Bilginin iyi bir şey olduğu varsayımı, onun ahlaki olduğunun bir göstergesidir. Burada ahlakilik bir sebeptir. Tersten bakıldığında bilgi, ahlaki olmayı gerektirir. Burada sebep bilginin kendisidir. İyi olanın bilgisi bize bilginin de iyi bir şey olduğunu söylemektedir.

Peki ahlaki bilgi nasıl olur veya olmalıdır? Bilginin kendisi mi yoksa aktarımı mı ahlaki olur? Bilginin erdemle birleştirilmesi onun ahlakiliği için yeterli midir? Bilgi bir yol izler, kazanım, birikim ve paylaşım süreci vardır. Birikim sürecinde kişi, çeşitli araçlar yoluyla bilgiye ulaşır. Bu yollar gözlem, deney, kuşaklar arası aktarım, tecrübe ve yazılı olanı okumak şeklinde özetlenebilir. Bilginin kazanılış ve elde ediliş biçimi de onun ahlaki olup-olmadığını belirleyebilir. Son zamanlarda artarak çeşitlenen bilgi edinme yolları, bilgiye ulaşımı artırmış olmakla birlikte bilginin doğru, güvenilir ve geçerli oluşuyla ilgili yeni bir tartışmayı gündeme getirmiştir. Bilgi kazanıldıkça birikir, ancak biriktikçe kazanıma dönmesi mühim meseledir ve işaret ettiğim de budur. F. Bacon’un ifadesiyle bilginin güç oluşu burada karşımıza çıkar. Bilgi oluşurken toplumsal değer ve normlardan yararlanmış mıdır, yararlanmışsa ne ölçüde ve hangi boyutta yararlanmıştır? Bilgi, gerçekten de insanlığa yararlı mıdır? İnsanlığı tehdit eden bilgi ürünleri nasıl değerlendirilmelidir? Cevaplanmayı bekleyen ancak hiçbir zaman tam olarak cevabını veremeyeceğimiz bu sorular insanlık tarihiyle birlikte yürüyecektir. Tek yol, bilgiyi hikmetle donatmak. Bilgiyi hikmetle donatabilirsek tehdit olmaktan çıkarabiliriz. Bu da onu mana ve düşünce  ile çoğaltmak demektir.

Yıllar öncesinde yatılı kaldığım Kur’an Kursu binasının bir katında bir tablo vardı, tabloda bir cümle yazıyordu, her gün onlarca defa olağan bir biçimde karşıma çıkar ve ben de okurdum. “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” yazıyordu bu levhada. O dönemde ve sonrasında hep düşündüm bu ayet-i kerimenin ne anlama geldiğini. Kavramaya başladığım andan itibaren daha çok düşünmeye sevk etti beni. Bilgi büyük önem taşıyordu islami ve imani anlamda. Bilgi esasında, insanın kendini bilmesi ve tanımasına aracılık etmek amacını taşır. Yaratılmış tüm varlıklar arasında kendini tanıyabilen, keşfedebilen, sırlar ve sorularla ilgilenen, kendisi ve başkası arasında ayrım yapabilen, kendisi kadar başkasını da düşünebilen, başkasına da faydalı olabilmeyi amaç edinen yegâne varlık, insandır. Bilgi-ahlak birlikteliğinin, insana kendini bilmeyi ve tanımayı öğretmesi beklenir. İnsanın bu erdemliliğe ulaşabilmesi  kendi iç dünyasına yönelmesi ve öncelikle kendini tanımaya başlamasıyla mümkündür. Sadece iç dünyasına yönelebilen insan kendini tanıyabilir, içindeki gücün farkına varabilir.

 “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsin, yâ nice okumaktır

dizeleriyle Yunus Emre, ilmin kişiyi en gizli hazineye ulaştırıcı olduğuna vurguda bulunmaktadır. “Tanrı insanı yarattı, seçerek yükseltti; ona fazilet, bilgi, akıl ve anlayış verdi. Tanrı kime anlayış, akıl ve bilgi verirse, o pek çok iyiliklere elini uzatır.” Kut’un sırlarını veren hikmet dolu eseriyle Yusuf Has Hacib, bilginin bir lütuf olduğunu söyler ve bilginin insanı iyiliğe ulaştıracağını müjdeler. Öyleyse bilgi, kişiyi aşarak ulaşılırlığı genişlediğinde ve erdemli olduğunda ahlaki olacaktır. İşte insan burada ortaya çıkıyor. İnsan, ahlak ve bilgidir.

İnsan, Rabb’inin en büyük eseridir. “Oku” emrine itaat eden insan, bilgi ve ahlakı şahsiyetinde buluşturmuş ve tüm insanlığa bulaştırmış bir sanatçıdır. Beşerden insana varabilmek duasıyla.

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort