DOLAR 32,5451 0.01%
EURO 34,9203 0.19%
ALTIN 2.429,590,27
BITCOIN 2061399-4,07%
Ankara
25°

PARÇALI BULUTLU

20:01

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Sümeyye Soylu

Sümeyye Soylu

26 Ocak 2024 Cuma

Dünya ve Dünya

Dünya ve Dünya
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

zulum-fitratŞaşırtıcı ve ziyadesiyle manasız bir başlık gibi görünebilir. İkiyüzlü dünya mı demek istedim, olabilir. Birinci dünya, yeryüzünde yaşanan haksızlıkları, zulümleri, katliamları anlatırken; ikinci dünya, aynı yeryüzünde bulunup da görmeyen, duymayan, bilmeyen maymunlarla dolu yaşam alanı(!)nı anlatır. İki dünyanın da belirgin belki de tek ortak noktası, iki dünyada da zalim ve mazlum insanların var olduğu hakikatidir.

Zalim kimdir ya da zulüm nasıl bir fiildir? Manasız görünen ya da manası görünmeyen şeyleri ancak anlama ilişkin derin bir çaba neticesinde anlamlandırabiliriz. Türk Dil Kurumu’nun tanımlamasıyla zalim; acımasız ve haksız davranan kişidir. Zulüm, işkence ve eziyetten daha fazla bir şeydir. Bu halde zulüm, oldukça geniş bir kapsam alanına sahip. Son kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’de zalim ve zulüm üzerine çok sayıda ayet bulunmaktadır. Bunlardan birkaçını paylaşmak; zulüm sıfatının hangi genişlikte veya sınırsızlıkta olduğunu anlamamıza yardımcı olacaktır.

Allah’ın mescitlerini, içlerinde Allah’ın isminin anılmasından men eden ve onların harap olmalarına çalışan kimselerden daha zâlim kim olabilir! (Bakara,114)

Celâlim hakkı için, sana gelen bunca ilmin arkasından sen tutar da onların arzu ve   heveslerine uyacak olursan, o zaman hiç şüphesiz, sen de zâlimlerden olursun. (Bakara, 145)

Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye şımarıp böbürlenerek Rabb’i hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, “Benim Rabb’im diriltir ve öldürür” demiş; o da “Ben de diriltir ve öldürürüm” demişti. Bunun üzerine İbrahim, “Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir” deyince, kafir şaşırıp kaldı. Zaten Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. (Bakara, 258)

İman edip salih ameller işleyenlere gelince, artık Rabbin onlara mükafatlarını tam olarak verecektir. Çünkü Allah zalimleri sevmez. (Ali İmran, 57)

Sen, kitap ehline her türlü ayeti getirsen, yine de onlar senin kıblene dönmezler. Sen de onların kıblesine dönecek değilsin. Onlar da birbirlerinin kıblesine dönmezler. Sana gelen bir bilgiden sonra eğer onların arzularına uyarsan, şüphesiz zalimlerden olursun. (Bakara, 145)

Bir hadis-i kutside şöyle buyurulur:  “Allah buyurdu ki: ‘Ben zulmü kendime haram ettim; onu, sizin aranızda da haram kıldım. Öyleyse sakın birbirinize zulmetmeyin!”

İnancımıza göre zulüm, Allah’ın bizlere haram kıldığı dolayısıyla kaçınmamız gereken bir şeydir. “Şüphesiz ki Allah; size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.” (Nisa, 58) Ayet-i kerime adaletin alemin düzen ve intizamı için önemli olduğunu anlatır ve insana adil olma sorumluluğunu yükler. Adalet, zulmün karşıtı ve panzehiridir.

Çağımızın toplumsal vebası olan zulüm, hakkı terketmektir. Zulüm, yapısı gereği karanlıktır, nuru inkar etmek ve haddi aşmaktır. Zulüm, toplum ve kainat dengesini bozarak ilahi hakikatin yerine uydurma gerçeği koyar; böylece karanlığın hükümranlığında yeni bir dünya inşa etmeye niyetlenir. Bu işlevler için en müsait ortam inanç dengelerinin sarsılmaya başlandığı ve kutsal değerlerin haramice tecavüze uğradığı vakitlerdir. O vakitlerden birindeyiz belki. İslam coğrafyası büyük bir zulüm yönetimine teslim edilmeye çalışılıyor. Bunun yanısıra zulmü kolaylaştırmaya and etmiş terörist grupların sayısı ve çeşitliliği de yadsınamaz. Zalim, taraftar toplayarak zulmünü meşrulaştırmak ister.  DAİŞ adlı terörist grup İslam’ı refeans aldığı iddiasıyla zulüm ve kıyımlara sebep olmakta ve Müslümanların desteğini alma çabasına girişmektedir. Oysa İslam, iddianın aksine selam, barış ve anlaşma dinidir. İslam medeniyeti ve tarihi asla savaş ile, çatışma ile anılamaz. “İslami terörizm” nitelemesi zalim batının icat ettiği menem şeylerden yalnızca biridir.

Gelelim dünyaya… Dünyaya geldik, kan akıttık; nefsine zulmedenlerden olduk. Hakka karşı geldik ve haksızlık ettik ve haksızlığa rağmen gözlerimiz kör; kulaklarımız sağır oldu. Kendi gürültümüzden daha fazlasını duyamaz, kendi curcunamızdan daha elzemini göremez hale geldik.

Dünya “modern”leşirken zulüm de modernleşti ve tabi zalim de. Dünyanın ve tabi insanın yaradılışından itibaren güç ilişkileri dönüşüm yaşadı ama gücünden bir şey kaybetmedi. Güç ilişkileri “şiddet”lendi. Gücümüzü şiddetle kurar, şiddetle sürdürür hale geldik ve bu sebeple bizi istediğimiz yere götüren yollar ne gerektiriyorsa onu yapmayı meşru gördük. Bir kere daha zulmettik. Zalimin ve zulmünün tarihi tam olarak bu, ne eksik ne de fazla.

Kimin ortadoğusu (bizim ortadoğumuz değil) olduğunu bile bilmediğim topraklarda uzun soluklu zulümler başgösteriyor. Suriye’deki iç savaş beş yılı aşkın zamandır silahının namlusunu sivillere çeviriyor; anneler, çocuklar, henüz “dünya yüzü” görmemiş ceninlerin hayatı acımasızca sonlandırılıyor. Dünyanın görülecek onurlu bir yüzü de kalmadı hakikatte!

“Ortadoğu” gibi zulme uğrayan sayısız memleket ve toprak var, tarih bunun meselleriyle dolu. Zulüm karşısında dilsiz şeytan tavrı takınanları da unutmamak lazım. İşte bu modern batı. Onlara dokunmayan, yüzler binler yaşıyor. İki ihtimalden en kötüsü de zalimin zulmüne taraftar olmak ya da zulüm karşısında tarafsızlık rolü oynamak.

Tarafsızlığın namussuzluk olduğunu bildiğimizden, tarafız.

Mücadele Hira Dağı’nın evlatlarıyla Olimpos Dağı’nın evlatları arasında geçtiği için, tarafız.

Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır, bunu bildiğimizden tarafız.

Zalimler topluluğu hidayete erdirilmeyecek, bunu bildiğimizden tarafız.

Zulme rıza zulümdür, taraftar olsa zalim olur, bunu bildiğimizden tarafız.

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem anlayışını şiar edindiğimizden tarafız.

Zulüm, Allah’ın gazabını celbetmektir, bunu bildiğimizden tarafız.

Zalimlerden olmamak için tarafız.

İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort