DOLAR 32,3642 -0.38%
EURO 34,8383 -0.02%
ALTIN 2.393,89-1,17
BITCOIN 19207543,73%
Ankara
11°

KAPALI

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
“Ben Hatice’nin Sevgisiyle Rızıklandırıldım”

“Ben Hatice’nin Sevgisiyle Rızıklandırıldım”

ABONE OL
1 Nisan 2018 21:11
“Ben Hatice’nin Sevgisiyle Rızıklandırıldım”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir hanıma hak ettiği değeri İslâm’la veren ve bizi Müslümanlardan kılan Allah’a hamd olsun.

Kızı (r.anha), her yanına girdiğinde, ayağa kalkarak, ona hürmet eden Peygamberimize (sav) selâm olsun.

Bugün gündem farklı. Tebrik mesajları gelirken sağdan soldan bu satırları yazmak istedim. Bugün kadın olmamızı kutluyoruz. İyi de hanım olmayı ben seçmedim ki. Bu toplumun erkeklerini de kızlarını da yetiştiren bir konumda yaratıldığım için, yüküm de ağır ayrıca. Ama bugün, bir kez daha içim kabardı. Allah’a olan şükrüm arttı. Çünkü beni, “sizin en hayırlınız, hanımlarına karşı en faydalı olanınızdır.” (1) diyen bir peygamberin ümmeti olarak yaratmış. Nasıl içim kabarmasın, ben İslâm’ın bir kızı/hanımı olarak, hiçbir zaman “kadınlar günü” ne ihtiyaç hissetmedim ki. Böyle günlerde benim, İslâm’ın insan fıtratına ne kadar uygun bir din olduğuna dair inancım kavileşiyor. Böyle günlerde, İslâm’ın bana güvence olduğu ile ilgili fikirlerim pekişiyor.

Çünkü bi düşünün: yukarıda yazdığım hadis-i şerifi dikkate alan Müslüman bir bey, hanımına/kız kardeşine… kendini bir gün özel, diğer günler değersiz hissettirir mi; hayatının tümünde hanım muhataplarına karşı bilinçli bir görmezden gelme yapabilir mi? Bi düşünün: yukarıda yazdığım hadis-i şerifi dikkate alan Müslüman bir hanım, kendisine bu şekilde değer verildiğini bilse, öyle alelâde, sıradan yaşayabilir mi; öyle karşısındakine cinsiyetinden dolayı zulüm derecesine varan sözler edip, fiiller sergileyebilir mi?

Bugün Müslümanlar İslâm’ı olması gereken gibi yansıtmıyorlar diye suç, İslâm’ın değil ve bu aksaklık Batı’nın mucidi olduğu bu günlere rağbet sebebimiz de olmamalı. Hiç unutmamalıyız ki İslâm, kızların diri diri toprağa gömüldüğü bir coğrafyaya geldi ve Efendimiz bu dünyadan giderken “kadınlar size Allah’ın emanetidir” (2) dedi. Yani adaleti ardına bakmadan kaçıran şarkıların söylendiği bir koroya katılmaya mecbur değiliz. “Her kim üç tane kız çocuğu yetiştirir, güzel terbiye eder, evlendirir ve onlara iyilikte bulunursa, o kişi için cennet vardır.” (4) diye öğüt veren bir dinin mensuplarının yetiştirdiği kızların mutlu olmak için özel bir günü gözlemelerine gerek var mıdır ki, kızlarına böyle bir ihtiyaç hissettirecek davranışlar sergileyebilir mi o insanlar? Bu dünyada ne için yaşıyoruz ki zaten? Bizim için ulaşılması en yüksek yer olan cennet, hangi konu ile ilişkilendirilmiş? Bu soruyu zihinlerinize de yüreklerinize de bir çengelle tutturuyorum.

Bugün yapmamız gereken sadece İslâm’ın hanımlara verdiği değeri konuşmak da olmamalı bence. Evet, “kadın” konusu insanlık tarihinin bir yarası. Ve bir şekilde kadının konuşulması da bunun tezahürü. Ama, refleksvari konuşmaların ötesinde, bizim (Müslümanlar olarak) İslâm’ın insana verdiği değeri konuşmamız gerekiyor. Aksi hâlde, çok büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Yapılan yanlışları insanların cinsiyetleri ile bağdaştırmak yerine insanlığı ile bağdaştırırsak, bunu yapan cinsiyetinden değil insanlığından utanır. Ayrıca sadece hanımlara karşı değil tüm insanlara karşı suçlanmış olur. Yani meselâ olay, erkek şiddeti değil, insanlıktan çıkmış birinin şiddeti. Diğer türlü nefret kuyusu kazmaktan başka bir şey yapmıyoruz, görüyoruz.

Müslüman bir hanımım ben (yazı boyunca Müslüman vurgusu yaptım. Bu mesele evrensel bir mesele aslında; ama benim dikkat çekmek istediğim, maalesef diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da yaşadığımız fikrî savrulmuşluk), feminist değilim. Benim Peygamberim “ben Hatice’nin sevgisiyle rızıklandırıldım.” (3) derken ve ben, onu örnek aldığımı söylerken nasıl yanlış örneklikler üzerinden genellemeler yaparak bir duruş belirleyebilirim? Bu sözler erkeklerimize de hanımlarımıza da çok şey anlatıyor. Sevgisizliğin dayatıldığı söylemleri bırakın, sadece bu söz, sizin de kalbinizi yumuşatmıyor mu?

O hâlde;

Yapılacak bir şey varsa herkes neye, ne kadar, nereye kadar değer vermesi gerektiğini öğrenmeli ve beklentiyi makul seviyede tutmalı.

Yapılacak bir şey varsa çevremizde insanlığından vazgeçmiş gibi yaşayanlara, cinsiyetlerini değil, insan olduklarını hatırlatmak olmalı. Cezayı cinsiyetine değil, insanlığa aykırı davranışlarına kesmeliyiz. Ayrıca, onları kazanmak gibi bir derdimiz olmalı.

Yapılacak bir şey varsa insanların ya dinde kardeş ya yaratılışta eş olduğunu idrak etmek olmalı.

Yapılacak bir şey varsa biz, insanların İslâm’ın ne kadar muazzam ve insan fıtratına uygun bir din olduğunu keşfetmelerini sağlamalıyız. Ne sadece kadın haklarını ne sadece erkek haklarını doğrulatmak için İslâm’ı öne sürmeliyiz. İlle itidal, ille insan hakları.

Yapılacak bir şey varsa

“Ama inanan erkekler ve inanan kadınlar (da) birbirlerinin dostu, koruyucusudurlar: İyi ve doğru olanı teklif eder, kötü ve yanlış olanı önlerler ve namazı içtenlikle kılarlar, zekâtı da seve seve verirler; Allah’a ve O’nun Elçisi’ne uyarlar: işte onlardır Allah’ın rahmetini bahşedeceği kimseler; çünkü her işinde mükemmel olan, her hükmünde tam isabet kaydeden yalnızca Allah’tır.” (5)

ayetini bütün duvarlara yazmak, posta kutularına atmak, kalbimize kazımak olmalı.

(1) Tirmizî, Radâ` 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünnet, 15; İbni Mâce, Nikâh 50

(2) Veda Hutbesi

(3) Müslim, Kitabü’l-Fedâil, 75

(4) Ebû Davud, Edep, 120,121

(5) Tevbe suresi 71. Ayet

 

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort