DOLAR 32,3642 -0.38%
EURO 34,8383 -0.02%
ALTIN 2.393,89-1,17
BITCOIN 19207543,73%
Ankara
11°

KAPALI

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Belki Hızırıydı Teyze Mahallenin

Belki Hızırıydı Teyze Mahallenin

ABONE OL
19 Kasım 2017 19:07
Belki Hızırıydı Teyze Mahallenin
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Her zamanki gibi çöpü karıştırıyordu, neler neler varmış diye. Bir yandan gözü site duvarlarının demirlerinde asılı duran ekmek dolu poşetlerde idi, bir yandan site sakinlerini kolluyordu.

Tanıdık yüzler, merhamet dolu yüzler, gülümseyen yüzler arıyordu gözleri.

Müslüman kardeşine gülmenin bile sadaka sayıldığı ümmetten ona da gülümseyenler yollayacaktı muhakkak Yaradan, hep yollardı çünkü.

Aradığı yüzü bulunca dökmeye başlardı ağzına zihnine doldurduğu yaşantısını. “Evimi belediye yıktı, harabede kalıyorum, torunlarım var. Başlarında anaları babaları yok” derdi.

Evine gitmek isteyenleri, torunlarını görmek isteyenleri duymamış gibi davranır çöpü karıştırmaya devam ederdi. Ona yardım etmek isteyenlere, ispatlamak istemezcesine bir şeyleri.

Kuzey yarımküre; sarı, turuncu, kızıla boyanmıştı. Üstüne üstlük, doğa sanki renkler bozulmasın diye soğutuyordu günden güne ortalığı.

Sonbahar doğanın, sahnedeki assolist misali, en sona sakladığı en güzel kıyafeti gibidir. Ağaçlarda yoğun kalın rengârenk yapraklar, bir yandan kahverengine dönmüş dallar. Ağaçların gövdesi her zamankinden daha kahverengi. Şehirlerin suni yaşam alanları; beton sokaklar, asfalt yollar, dallardan düşen yapraklarla biraz olsun güzelleşmiş. Arada bir grup yaprağı bir başka tarafa taşıyan,  ıslık eden rüzgâr…

Rabbin iznini, emrini bekliyor doğa, en güzel kıyafetiyle. Dinlenmeye geçecek, ekinler için, yeni yapraklar için, kuşlar için, insanlar için. Gömecek kendini beyaz karların altına ve yatacak yaratılanlara sunulacak, yaz için kuluçkaya.

Yaz için, umut için, güneş için,  ona yüzünü yaklaştırmak için uyuyacak. Güney yarımküreye verdiği yazı, almak için sırasını beklemeye uyuyacak. Güneş az bakacak ona, az ısıtacak, bağrında yaratılan mahlûkatı. Tıpkı geçen seneki sonbahar sonrası gibi, tıpkı geçen seneki kış gibi…

Döne döne nasıl da dönmüştü yüzünü güneşe geçen yaz, gelecek yaza da ya nasip dercesine bekleyecek.

Bağrında yaratılanları düşünmedi, hem kuzey yarımküre hem o mahalle vardı o yaratılanları düşünen, vardı onlara veren rahmanları…

İnanan inanmayan her yarattığına rızkını gönderen Rahman vardı.

Tuzu dahi benden isteyin diyen Rahman.

Soğuyan mahalle, teyzenin de ihtiyaçlarını artırmıştı.

Teyze de isteklerini mevsime göre ayarlamıştı. Battaniye istiyordu, torunlarına kışlık kıyafet istiyordu. Eskilerinizi verin bana ne olur diyordu.

Belki de Hızırı idi teyze mahallenin. Evlerde biriken fazlalıkları topluyordu. Kurtarıyordu mahalleliyi fazlanın sorgu sualinden.

Morali bozuk yürüyen, aklı, ters giden işlerine takılandan iki ekmek parası istiyordu, sırf sadaka versin de huzur bulsun diye.

 Üstü başı kir pas içinde çöp karıştırırken, ta derinlere gömülen vicdanı uyandırıyordu belki de.

Grip olduğu için öleceğini sanan, umutsuz laflar eden, şikâyet edenler gibiydi belki teyze.

Ayağını sakatlayan, yaşantısına bir süre hız ayarlaması yapacağı için telaşlanan, kendini çaresiz sananlar gibiydi belki.

İşi gücü olan ama mutlu olmak için ayrı bir özel işaret bekleyen milyonlar gibiydi belki.

Sağlıklı evlatları olan ama evlatlarındaki birkaç sıkıntıdan başkasını göremeyenler gibiydi belki teyze.

Koltuk takımına bakıp ben, bunda mı oturacağım, bana daha iyisi yok mu diyenler gibiydi belki teyze.

Belki meczuptu teyze, belki abdal, belki aptal. Lazımdı ki mahalleye, yaratan ondan nefes veriyordu ona, o mahallenin sokaklarında.

Sevdiği kullarını boşlamazdı yaratan, bağlamazdı dünyaya, yollardı arada dünyayı yalanlayanlar.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort