DOLAR 32,3400 -0.07%
EURO 34,8790 0.06%
ALTIN 2.392,77-0,15
BITCOIN 20653731,30%
Ankara
11°

PARÇALI AZ BULUTLU

13:06

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Öğretmenlik Serüvenim…

Öğretmenlik Serüvenim…

ABONE OL
20 Aralık 2017 18:43
Öğretmenlik Serüvenim…
1

BEĞENDİM

ABONE OL

İnsanın yaşamı, akan bir nehre benzer. Nasıl ki nehrin yönünü yükselti, konum ve akış hızı etkiliyor ve hatta değiştiriyorsa tıpkı Çoruh gibi…

İnsanın düşüncelerini, yaşamını da çeşitli etkenler etkileyebiliyor ve hatta değiştirebiliyor. Kimi zaman okunan bir kitap, kimi zaman izlenen bir film veya bazen de karşısına çıkan kahraman bir öğretmen, insanın yönünü, kişiliğini, değerlerini hatta tercihlerini etkileyip değiştirebiliyor.

Benim öğretmenlik serüvenim, 2010 yılında girdiğim liselere giriş sınavında beklediğim puanı alamayınca başladı. O zamanlar, çetin sıkıntılar yaşıyordum. Tercih sürecinde günler birbirini kovalıyordu, sonbaharın o soğuklarında. İnsanlar, düşünceler karanlık geliyordu; yalnızlığın hükmünde olan zihnimde. Sahibi el değiştirmişti sanki zihnim. Karar veremiyordum ne yapacağıma… Beni anlayan da olmayınca küçücük dünyamı karamsarlık kaplamıştı…

Sonra adını bilmediğim bir kahramanla tanıştım. İnce, uzun boyu ve gülümseyen bir yüzü vardı. Otobüs beklediğim durağın yanı başında. Belli ki sohbet etmeyi seviyordu. Veya öğretmenlik bu ya; sıkıntısı, derdi, hüznü olan birinin derdine çare olmak istiyordu. Nitekim hedefleri vardır öğretmenlerin; çalışmak, öğrencilerine ve geleceğe kendini adamak… Ancak nedense o gün konuşmayı hiç istemiyordum. Nedeni çok şey olabilir. Ama ben, konuşmak istemiyordum. O, sorular soruyor; kilit vurmaya çalıştığım dudaklarımdan laf almaya çalışıyordu. Sonra öğrenci olduğumu anlamıştı nasıl olduysa. Mahir bir edebiyatçı duruşuyla, ne olmak istediğimi sormuştu. Hayatımda ilk defa karşılaşmamıştım bu soruyla ama böylesi içten bir sesle ilk defa karşılaşmıştım. Hiç düşünmeden “bilmiyorum… dedim…”

Aslında öğretmen olabilirsin dedi. Gözlerimde ıslaklık hissetmiştim. O güne kadar “senden hiçbir şey olmaz, senden bir cacık dahi olmaz” diyen insanlara karşılık o, sen öğretmen olabilirsin, sen geleceğin neslini yetiştirebilirsin diyordu. Şaşkınlığımı gizlemeye çalışamıyordum. Olabildiğince esir almıştı sanki beni…

Zorlanarak ve biraz da sıkılarak şu soruyu sormuştum kendisine; ”Öğretmenliği hiç sevmiyorum. Ama siz farklı birisiniz sanki… Bana neden öğretmen olabileceğimi söyleyebilir misiniz?” dedim…

Başladı anlatmaya, her duyduğumda bana yaşam felsefemi hatırlatan o sözleri…

Düşün! Sen, karanlığı yaymaya çalışanlara karşı, geleceğimiz olan çocukları safına almaya çalışan bir öğretmensin… Aldığın için seni dövecekler, ezecekler gerekirse Necmettin öğretmen gibi şehit edecekler, sen sabırla görevine bakacaksın. Sürüldüğün yer çöl olsa, sen geleceğimiz olan fidanları gerekirse kanınla yetiştireceksin. Gözlerinde bu ışığı görüyorum oğlum, sen her zorluğa göğüs gerebilirsin…

Düşünsene! Karanlık zindanlara dönen beyinlere ışık, paslı vicdanlara ümit, imkansız kalplere nur olacaksın. Gün gelir Anadolu’nun uzak köylerinde anadan, yardan, serden ayrılacaksın. Damla iken deniz, nefes iken tayfun olacaksın… Hatta derdini yazmak için derini kağıt, kanını mürekkep edeceksin. Bunları yaparken önüne demirlerden set koyarlarsa dişinle delecek, dağları toptan oymak gerekirse iğne ile oyacaksın…

Nerede olursan ol, cahilliğin temelini çürüteceksin. Bir gün etrafındaki surların yıkıldığını görürsen hemen kemiklerini taş, etlerini harç, kanını da su edeceksin.

Hayal etsene! Etrafına ilimden, irfandan, faziletten, ahlaktan, kaleler dikeceksin, o anlamlı kalelerin fedaisi sen olacaksın…” dedi ve bekleyen dolmuşa binip gitti.

Beynimde kurşun sesi gibi çınlıyordu bu anlattıkları. O günün akşamında kararım belliydi. Ben yüz yıl sonrasının hesabını yapacaktım. Çünkü ben eğitimci olmaya karar vermiştim.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort