DOLAR 32,3642 -0.38%
EURO 34,8383 -0.02%
ALTIN 2.393,89-1,17
BITCOIN 19207543,73%
Ankara
11°

KAPALI

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Robert Putnam ile İtalya’yı Keşfetmek: Rönesans ve Demokrasinin Kurumsal Araçları

Robert Putnam ile İtalya’yı Keşfetmek: Rönesans ve Demokrasinin Kurumsal Araçları

ABONE OL
28 Eylül 2022 11:14
Robert Putnam ile İtalya’yı Keşfetmek: Rönesans ve Demokrasinin Kurumsal Araçları
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Modern Avrupa medeniyetinin kökeninde eski Yunanistan mirası ve İslâm öncesi Roma pratiklerinin bulunduğu söylenirse de esas itibariyle doğru olan, 1400-1600 yılları arasındaki Rönesans İtalya’sının modern kültürü var ettiğidir. Fransız İhtilali’nin gerisinde İtalya’da başlamış olan Rönesans vardır.[1] İtalyancada 16. yüzyılda kullanılmış olan rinascita, eski kültürün yeniden canlanmasını ifade etmek üzere yeniden doğum anlamındadır. İlk kez Fransızcada Fransız tarihçi Jules Michelet tarafından 19. yüzyılın ortalarında (1855 yılında) telaffuz edilmiş Renaissance kavramı tam da rinascitanın yeniden kavranmasıdır.[2] 21. yüzyılın ikinci yarısında Rönesans’ın moderniteyi kurmasına yönelik tarih okuması yeniden değerlendirilerek zaman zaman reddediliyor da olsa, Rönesans hâlâ modern Batı uygarlığının Avrupa Ortaçağı ve Yeniçağındaki kökeni olmayı sürdürmektedir.[3]

Bu vakıanın farkında olan Robert Putnam, Amerikan demokrasisinin zayıflayan kurumsal araçlarının Rönesans’ın merkezi olan İtalya’yı yeniden keşfetmek ve analiz etmek üzerinden güçlendirilebileceğini düşünmüştür. Onun ilk kez 1993 yılında yayınlanmış olan kitabı bütün dünyayı İtalya’daki sosyal, ekonomik, demokratik ve bilumum kurumsal farklılaşmalar üzerinden yeniden kavramayı içermektedir.[4] Kitabın hemen başındaki harita ve girişindeki cümlelerden anlaşılabildiğine göre, ülkenin kuzeyindeki Seveso ile güneyindeki Pietrapertosa arasındaki derin farklar Putnam’ın ve kitabı mümkün kılan projesinin ilgisini çekmiştir. Lombardiya bölgesindeki Milano’ya bağlı küçük bir kasaba olan Seveso insanlarının ve kurumlarının gelişmişliği Batı uygarlığının en ileri örnek coğrafyalarının bir prototipi gibiyken Basilicata bölgesindeki Potenza’ya bağlı bir kasaba olan Pietrapertosa insanlarının ve kurumlarının gelişmişliği Üçüncü Dünya ile aynı standartlara sahiptir.[5] Aynı ülkenin kuzey ve güneyi arasındaki söz konusu farklılık Putnam’ın ve beraber çalıştığı araştırmacıların ilgisini çekmiştir. İtalya’yı keşfetmek ve anlamak demek bir bakıma küresel durumu fark etmek ve anlamak demektir. Sermayenin sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarına ilişkin birbirinden farklı teorilere yer veren Putnam esas itibariyle insan, toplum ve yaşam kalitesinin her gelişmişliğin kaynağı olduğu kabulünden yola çıkmaktadır.[6] Kuzeydekiler zengindir, çünkü insana ve ortak konulara yatırım yapmaktadırlar. Güneydekiler yoksuldur, çünkü her birey salt kendisine yatırım yapmaktadır.[7] Gelişmek bireysel teşebbüslerden ziyade birbirine güvenen insanların bulunduğu toplumsal bir organizasyon veya faaliyettir. Buradaki işbölümü ve kurumsallaşma insanın güvenliği ve mutluluğunu önceliğine almaktadır. Birlikte çalışma organizasyonu bir dilemma gibidir, ama genel iyilikle bireysel iyiliğin maksimum örtüşmesi kurumlarda doğru insanların yetkilendirilmesiyle yakından ilişkilidir. İnsan kaynakları gelişimin merkezinde yer almaktadır. Putnam bunu demokrasinin kuzey İtalya’daki verimli kurumsal araçlarından kabul etmekte ve başarı ve başarısızlığı bununla etüt etmektedir.[8]

Bu arada İtalya ve Rönesans’tan söz eden kaynakların Rönesans’ı Ortaçağ İslâm uygarlığına bağladıklarına ve özellikle de İbn Sînâ (Avicenna) ve İbn Rüşd’e (Averroes) vurgu yaptıklarına yer vermek lazımdır.[9] Bu kaynaklar Batı Avrupa modernliğine kaynaklık etmiş Müslüman bilginleri andıkları için Rönesans dönemi sırasında veya sonrasında İslâm coğrafyasında yetişmiş bilginlerin faaliyetleri bugünkü ana akım tarih yazımının ilgisini pek çekmemiş olabilir. Rönesans İtalya’sını okuyup inceledikçe ve Putnam’ın kitabı üzerinden günümüzdeki İtalya’ya uzandıkça dünya konjonktürü ve İslâm dünyasının sorunlarını anlamlandırmak daha mümkün olabilmektedir. Çünkü tarih yazımı ve sorunlaştırma bütünüyle canlı kültür tarafından koşullanmaktadır. Ayrıca Rönesans çalışmaları ve canlı kültür de Ortaçağ İslâm’ını takdir etmeden geçmemektedir. Her halükarda Donatello, Leonardo da Vinci, Michelangelo ve Raphael’den ibaret olmayan Rönesans İtalya’sı ve Rönesans’ın modernlik üzerindeki belirleyici etkisi önemlidir. Hümanizm ile Rönesans birlikte gelişmiş; modern Avrupa’nın doğuşu İtalya’da başlamıştır.

[1] Gordon Champbell, “Introduction”, The Oxford Illustrated History of The Renaissance; ed.: Gordon Champbell, New York: Oxford University Press, 2019, s. 1.

[2] Jerry Brotton, The Renaissance: A Very Short Introduction, Oxford, New York: Oxford University Press, 2006, s. 9-10.

[3] Peter Burke, The Italian Renaissance: Culture & Society in Italy, Cambirdge: Polity, 3. Basım, 2014, s. 14-15.

[4] Bkz. Robert D. Putnam, Making Democracy Work: Civic Tradition in Modern Italy, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1993.

[5] Putnam, Making Democracy Work: Civic Tradition in Modern Italy, s. 3-5.

[6] Putnam, Making Democracy Work: Civic Tradition in Modern Italy, s. 6-8.

[7] Putnam, Making Democracy Work: Civic Tradition in Modern Italy, s. 85-86, 136-143,

[8] Putnam, Making Democracy Work: Civic Tradition in Modern Italy, s. 163-171.

[9] Brotton, The Renaissance: A Very Short Introduction, s. 105-106, 110.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort