DOLAR 32,5451 0.01%
EURO 34,9203 0.19%
ALTIN 2.429,590,27
BITCOIN 2061399-4,07%
Ankara
25°

PARÇALI BULUTLU

20:01

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Para, Paracılık ve Yatırım Mantığı Neden Bir Ahlaki Değer (Mutluluk) Oluşturamaz?

Para, Paracılık ve Yatırım Mantığı Neden Bir Ahlaki Değer (Mutluluk) Oluşturamaz?

ABONE OL
1 Temmuz 2022 00:49
Para, Paracılık ve Yatırım Mantığı Neden Bir Ahlaki Değer (Mutluluk) Oluşturamaz?
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Her doğru cümlenin bile geçerli olduğu bir deneyim alanı vardır. Felsefe ve bilimde olgular olmaksızın konuşulamayacağı gibi herhangi bir saptama veya analizin genel geçer olduğu iddia edilemez. İnsanın parayla ilişkisine dair yorumlar da böyledir. İnsanlar arasındaki bütün ilişkilerde bir karşılıklılık veya alışveriş vardır. Bunun en genel ve nesnel aracı para olduğu için ekonomi metafiziği birçok olaya tarafsız yaklaşabilmek amacıyla takdir edilebilir. Fakat insanlar arasındaki alışverişlerin tek aracı para değildir. Paraya yapılmış atıflar, onun yaşamdaki nesnel yerinin kabullenilmesi ve özellikle de emek vermediği ve tembel olduğu için imkânları az olan insanların ayrıcalıklı görünmemeleri içindir. Ortak en genel kazanımı ifade için paraya vurgu yapılır ki, yaşamı büyük ölçüde kuran da paradır. Ama insan, sağlık, para (emek ürünü her türlü kazanım) ve toplumsal çevreye muhtaçtır. Zamanımızda sağlığın yanı sıra toplumsal çevrenin de paraya endeksli hale gelmesi bir talihsizliktir. Dünyada yeniden bir yabancılaşma yaşanıyor.

Son zamanlarda ekonomi ve paraya yapılan “durum saptaması” niteliğindeki atıfların yanı sıra bazı eleştirel atıflar da bulunmaktadır. Örneğin Aaron Ahuvia’nın “If money doesn’t make us happy, why do we act as if it does?” (Para bizi mutlu etmiyorsa, neden ediyormuş gibi davranırız?) başlıklı makalesi bunlardan biridir. Ahuvia, makalede, az geliri olan insanların yanlış bir inanış ve motivasyonla daha çok gelirin kendilerini mutlu edeceğine inandıklarını; bunun da toplumsal yaşamda mal biriktirme arzusu ve verimsiz bir rekabet duygusuna yol açtığını bildirmektedir. İnsanlar, paranın yeterli bir mutluluk getirmediğini aslında bilirler, çünkü paraya dayalı mutluluğun erişebileceği bir zirve aşama mevcut değildir, ama toplumsal korkuların koşullandırması yoluyla mutluluk ile çok para sahibi olmak arasında bir özdeşleştirmede bulunurlar. Kaynakların saklanarak biriktirilmesi, haz elde etmek bakımından daha çekici olma, toplumsal ilişkilerin ekonomik kazanıma göre ayarlanması ve kişiliğin bu ilişkiler gözetilerek oluşturulması üçlü etken ve motivasyonuyla insanlar sürekli hırs katılmış bir planlamada bulunurlar. Ahuvia’nın makalesi psikolojik bir çalışma olarak özellikle üçüncüsünü, yani paranın toplumsal bir araç ve tüketim niteliğinde kullanılmasının aslında ne kadar yanlış olduğunu incelemektedir. Çünkü insanlar aslında mutlu olmak için değil, daha çok toplumsal ilişki için tüketime yönelmektedirler. Bu da daha çok güven ve değer oluşturmak yerine bireyde gitgide daha fazla eksiklik hissi, yetersizlik duygusu ve topluma karşı sinir meydana getirebilmektedir.[1] Bunun nedenini anlamak zor değildir. İnsanın onca değişmiş sosyal çevresinde çocukluk, ergenlik, ilk gençlik ve yetişkinlik anılarını konuşabileceği kimse yoksa bu insan hangi konuşma ve paylaşımla mutlu olabilecektir? İnsanlarla ortaklaşılan konular başarı hikâyesi ve servetten ibaret kalırsa, bu takdirde hangi diyalog ve paylaşımdan bahsedilebilir?

Gerçek şu ki, Amerikan rüyası vadesini doldurmuşken hızlı zenginlik ve servet hayali kuranlar neyi istediklerini bilmiyorlar. Çünkü hayatta her varoluşun bir maliyeti vardır. “Hepsinden biraz” mantığı hayata uygun ve hayatın da onaylayabileceği bir mantık değildir. Ayrıca Amerikan rüyası sırasında ve hatta Shaobo Xie’nin anlatımına göre Çin rüyası sırasında bile insanlar başkasının hiç olmazsa bir konuda kendini eksik hissetmesine sebep olmak anlamında aldıkları rekabeti ve gösterişi mutluluk sandılar.[2] Oysa birçok ekonomik çalışmada açıkça gösterildiği gibi insan ve toplum için kamusal bir olanak ve güvence olarak para çok kıymetlidir, ama para, insandan değerli değildir ve para altın kadar bile değerli bir meta değildir.[3] Bu nedenle Michael J. Sandel, What Money Can’t Buy: The Moral Limits of Markets (Paranın Satın Alamayacakları: Piyasaların Ahlaki Sınırları) kitabında ahlakın kamusal paraya ihtiyaç duyduğunu, ama ahlakın parayla sağlanamayacağını saptarken haklıdır:

“Bu örnekler, daha kapsamlı bir noktayı işaret ediyor: Yaşamdaki bazı iyi şeyler metaya dönüştürülürse bozulur veya aşınır. Bu nedenle piyasanın nereye ait olduğuna ve nerede uzakta tutulacağına karar vermek için söz konusu mallara nasıl değer vereceğimiz meselesine karar vermeliyiz –sağlık, eğitim, aile yaşamı, doğa, sanat, vatandaşlık görevleri vb. Bunlar ahlaki ve siyasal sorunlardır, sadece ekonomik sorunlar değildir. Bunları çözmek için [mal gibi görünen] bu doğrulukların ahlaki anlamını ve onlara değer vermenin doğru yolunu her olgu için ayrı ayrı tartışmalıyız.”[4]

Mary Mellor, paraya ilişkin yanlış bakış açıları nedeniyle finansal krizlerden kamusal kaynak krizlerine geçileceğini ve paranın geleceğinin pek de olumlu olmadığını gerekçelendiren bir kitap kaleme almıştır. Mellor’un saptamasına göre, Anglo-Amerikan kapitalizm modeli küreselleşme, liberalizm ve finansallaşmayı yaratmıştır. Burada her şeyin ekonomikleşmesi ile insanların sürekli borçlanarak büyümeleri ve demokratikleşme birbiriyle özdeşleştirilmiştir. Paranın paradan kazanıldığı ve bu paranın tek başına bir kişinin ekonomik yaşamı olduğu bir dünyevi atmosferde insan kendisi dışında hiçbir şeyi ekonomik satılabilirliği dışında sahiplenemez. Her şey yatırım olunca insandan geriye ne kalabilir? Sözgelimi yuvanın bir yatırım olarak eve dönüştüğü; aile, eş, çocuk ve akrabanın birer yatırım olarak hesaplandığı bir dünyadan insanlık adına ne beklenilebilir? Paranın kişisel özerkliği ve gerçek varlıkları örttüğü bu tarz bir toplumsal düzen daha fazla ne kadar sürdürülebilir?[5] Mellor’un kitabı şu cümleyle sonlanmaktadır: “Bütün toplumun yararı ve doğal dünya için para kurtarılmalıdır. O, insanların parasıdır. Onu tekrar insanlara verin.”[6]

Feminizm, ekoloji ve antropolojinin yanı sıra ekonomi sosyolojisi ve etikte uzman olan İngiltereli Mary Mellor, Amerikalı siyaset ve ahlak filozofu Michael J. Sandel ve Amerikalı tüketici psikoloji ve piyasa uzmanı Aaron Ahuvia’ya katılarak denilebilir ki, parayla insanlığını karıştıracak kişiler para sahibi olmamalıdırlar. Bunun için küreselleşme ve bireyselleşmenin yarattığı piyasa şartlarının bir akide olarak alınmamaları gereklidir. İlgili şartların akide olarak alınmaması için de insanların birbirlerine ve dünyadaki birçok mevcudiyete yatırım olarak yaklaşmaktan vazgeçmeleri olmazsa olmazdır.

[1] Aaron Ahuvia, “If money doesn’t make us happy, why do we act as if it does?”, Journal of Economic Psychology, 29 (2008), s. 491–507.

[2] Shaobo Xie, “Rethinking the Problem of Postcolonialism”, New Literary History, Vol. 28, No.1, Cultural Studies: China and the West (Winter, 1997), s. 12; krş. bkz. Michael O’Malley, Face Value: The Entwined Histories of Money and Race in America, Chicago, London: The University of Chicago Press, 2012.

[3] Mary Mellor, Debt or Democracy: Public Money for Sustainability and Social Justice, London: Pluto Press, 2016, s.  90-112.

[4] Michael J. Sandel, What Money Can’t Buy: The Moral Limits of Markets, New York: Allen Lane an Imprint of Penguin Book, 2012 (e-book), s. 6. “These examples illustrate a broader point: some of the good things in life are corrupted or degraded if turned into commodities. So to decide where the market belongs, and where it should be kept at a distance, we have to decide how to value the goods in question—health, education, family life, nature, art, civic duties, and so on. These are moral and political questions, not merely economic ones. To resolve them, we have to debate, case by case, the moral meaning of these goods and the proper way of valuing them.”

[5] Mary Mellor, The Future of Money: From Financial Crisis to Public Resource, New York: Pluto Press, 2010, s. 58-59.

[6] Mellor, The Future of Money: From Financial Crisis to Public Resource, s. 175.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort