DOLAR 32,5451 0.01%
EURO 34,9203 0.19%
ALTIN 2.429,590,27
BITCOIN 2061399-4,07%
Ankara
25°

PARÇALI BULUTLU

20:01

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Kervan Yolda Düzülür

Kervan Yolda Düzülür

ABONE OL
28 Ağustos 2023 18:45
Kervan Yolda Düzülür
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu yazımda, plazalar dünyasının 2000’li yıllardan sonra kullanmaya başladığı popüler birkaç kelime, popüler birkaç rolden bahsetmek istiyorum.

Öncesinde bizden olan, “Kervan yolda düzülür.” diye bir sözümüz ile başlayayım. Dar zamanlar için geçerli olan, planlama ile oyalanmak yerine, tecrübe ettikçe ihtiyaçları belirlemenin ve amaca ulaşmak için zaman kaybetmemenin önemini vurgulayan bir söz.

Eskinin dar zamanı, şimdinin stresli zamanı olan, içinde yaşadığımız dönemin normali olan durum.

İş dünyası, özellikle yazılım dünyası, yaşadıkları başarısızlıkları tekrarlamamak için iş sürecini daha kontrollü yönetmeyi düşünmüşler. Akıllarına; uyum sağlamak için çevik olmak, plaza adıyla “agile olmak” gelmiş.

Çevik olmak; adından anlaşıldığı üzere, uyum sağlamaktır. Müşterinin değişen isteklerine uyum sağlamak, müşterinin yanlış anlaşıldığı durumlara uyum sağlamak gibi.

Müşterinin çevik dünyadaki adı paydaştır. Paydaş, sürecin her anına dahil edilir, çünkü işten mutlu olması beklenen kişi odur.

Agile olmak namıdiğer çevik olmak, hayatın her alanında pratiği yapılabilecek bir felsefe. Mesela mahalle terzileri bu mantıkla çalışıyor. Müşteri istediğini anlatıyor. Sonra terzi ona prova tarihi veriyor. Müşteri provaya geliyor, şunu beğenmedim değiştirelim diyor, terzi değiştiriyor. Bir iki prova sonrası iş bitiyor.

Yazılım dünyasında ya da çalışma hayatının diğer dünyalarında, bir terzinin yaptığı işler yerine, 10 ya da daha az kişinin çalıştığı takımlara bir iş veriliyor. İş verilirken takım; sadece kendini, scrum masterını ve ürün sahibini biliyor. Sonrasını, hep beraber sürece yayarak yürütüyorlar. Scrum master, takıma scrum çerçevesinde iş yönetmeyi öğretiyor.

Bahsedeceğim yeni diğer kelime “scrum” kelimesi. Scrum; rugby oyununda kafa kafaya verme anından adını alan, ekiplerin iş yürüttüğü, karmaşık işleri hafif çerçeveler ile çözen çerçeveye verilen ad. Hafif diyorum, çünkü çevik dünya, katı olan şeylerle ilerlemek istemeyen, ayağına onları bağ etmek istemeyen bir dünya.

Bu dünyada işe; duruma göre proje ya da ürün deniyor.

İş, yönetilmesi kolay olsun diye küçük parçalara ayrılıyor. Her parçaya sprint deniyor. Her sprint sonunda, adına artırım denen birim işler ortaya çıkarılıyor. Her artırım bir öncekine ekleniyor.

Scrum master denen rol için hizmetkar diyenler var. Takımın çalışmasına engel olan durumları yöneten, takıma işleri scrum yapmayı öğreten, bazı toplantıların belirli sürelerde yapılmasını salık veren, takıma tam zamanlı dahil olması gerekmeyen bir rol. Bana bu rol “mihmandar” kelimesini hatırlattı. Bence, scrum master hizmetkar değil mihmandar. Çünkü takımdakilerin görev tanımlarını onlara anlatan, takıma yeni katılana yol yordam öğreten, takımda sıkıntı yaşayana çözüm sağlama adına rehberlik eden, takıma kendini yönetmeyi öğreten, işten değil süreçten sorumlu kişi.

Takımda işten sorumlu olan kişi ürün sahibi. Plaza adı, product owner olan kişi. Ürün sahibi, işin ne olduğunu müşteriden öğreniyor. İşi adımlar ayırıyor. Ayrılan adımların öncelik durumunu müşteri ile konuşması sonucu netleştiriyor. Elinde iş listesi ile geliştirmecilerin yanına gidiyor.

Bundan sonrası çorap söküğü gibi geliyor. Her sprint başında o süre zarfında yapılacak işler seçiliyor, planlanıyor. Geliştirmeciler, her sabah 15 dakika toplanıyorlar. Kısaca ne yapacaklarını, sıkıntı yaşadıkları konuları konuşup, işlerinin başına geçiyorlar. Gün boyunca sorunlar çözülüyor, işler ilerliyor. Saat gibi tıkır tıkır herkes çalışıyor. Geliştirmeci iş ile ilgili karar durumlarında ürün sahibini buluyor. Süreç ile ilgili sıkıntılarda scrum masterı buluyor. Ürün sahibi, ürün ile ilgili onu aşan durumlarda müşteriyi buluyor. Sprint sonunda, sprint review’da, müşteri ve tüm takım çıkan artırımı görüyor, beğeniyorsa o yolda ilerliyorlar, beğenmiyorsa bunu sprint retrospektifi denilen toplantıda konuşuyorlar. Tüm takım soruna çözüm arıyor. Retroda buldukları çözümleri sonraki sprintlerde uygulamaya alıyorlar. Takım sürekli öğreniyor, sürekli adaptasyon sağlıyor.

Takımda kimse kimseden üstün değil, kimse kimseden uzman değil. Takıma dışarıdan müdahale edilmiyor.

Scrum, dışarıdan bakılınca öğrenen, şeffaf ve adaptasyonlu bir iş yönetimi şekli. Amaç, iş üretmek. O yüzden sprintlerin arasında boşluk yok. Biri bitince yenisi başlıyor. AR-GE de işe dahil, malzeme tedariği de işe dahil, ekibe geçici destek sağlaması gereken uzman temini de.

Ben scrum’ı, “kervan yolda düzülür” sözüne ve bize benzettim çünkü, biz  yani doğu insanı planlamalarla, gelecek ile ilgili kurgularla uğraşmayız. Bugünü ve dünü biliriz. Dünden öğrendiğini, bugün uygular. Yarın olan hayır ola deriz.

Yaklaşık iki yıldır, bende agile dünyanın içindeyim. Gözlemliyorum, öğreniyorum, öğrendikçe bilmediklerimi öğreniyorum.  En son scrum master sertifikasını aldım. Yazdıklarım sertifika için çalışarak öğrendiklerimin küçük bir özeti niteliğinde. Çevik dünya, bir iki sayfa ile anlatılabilecek bir dünya değil.

Neredeyse yarım yüzyıldır yaşadığım bu dünyayı, öğrenerek yaşamak, yeni tecrübeler, yeni insanlar, yeni alemler bana iyi geliyor. Hatta abartayım, kendimi 2023 buz pateni şampiyonu Naz Arıcı gibi hissediyorum.

Ona benzettim çünkü; hayatta bir çok alem var ve her bir alemin kapısı, oraya kendini uyarlamak isteyen insanlara açık. Yapılması gereken tek şey ayağa kalkmak ve ilerlemek. Tıpkı Naz Arıcı’nın yaptığı gibi. Sonrasını düşünmeye gerek yok, kervan yolda düzülür.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort