DOLAR 32,5451 0.01%
EURO 34,9203 0.19%
ALTIN 2.429,590,27
BITCOIN 2061399-4,07%
Ankara
25°

PARÇALI BULUTLU

20:01

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Atalet Olmasa

Atalet Olmasa

ABONE OL
7 Temmuz 2021 17:18
Atalet Olmasa
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Sabahattin Ali; “Müthiş bir gevşeklik içindeyim. Üşeniyorum, atalet kanunu icabı sürüklenip gidiyorum.” diyor. Dostoyevski; şuurun meşru mahsulü olarak gördüğü ataleti gönüllü avarelik olarak tanımlar.

Arapça kökenli bir sözcük olan atalet; tembellik, işsizlik, işlemezlik, tatil anlamına geliyor. Duyunca çok itibar etmediğimiz, burun kıvırdığımız atalet sözcüğü, duyunca havalara uçtuğumuz tatil sözcüğü ile aynı anlama geliyor.

Etimoloji çok derin bir bilim. İnsan için yemekten içmekten bile daha temel bir ihtiyaç olan iletişimin, ilk insandan bugüne kadar olan seyrini anlatıyor. Bizler kelimeleri karşımızdaki insanla bir bütün olma ihtiyacı ile kullanıyoruz. Makul miktarda olunca bizi geliştiren, ama içinden çıkamayınca bizi yiyip tüketen yalnızlığımızı, paylaşmak için kullanıyoruz kelimeleri. Tom Hanks’in ‘Yeni Hayat’ adlı filminde, ıssız adada iken bir beyzbol topu ile gördüğü iletişim kadar bir şey iletişim. İlkel bir ihtiyaç. Bunu için karşı tarafın mükemmel olması gerekmiyor. Platonik aşk gibi bir şey iletişim. Birine bir şey dememiz yeterli. Onun bunu anlaması da ya da yanlış anlaması bizi çok fazla bağlamıyor.

Kelime, Arapça kökenli bir kelimedir. Arapça “yara” demektir. Harf ise mızrak ucu demektir. Nazan Bekiroğlu; “ten unutsa bile acıyı kelimeler taşır” diyor.

Maksadım ataleti anlatmaya çalışmaktı. Bir süredir bende de bir atalet hali var. Ama ben bu atalet halimi miskinlik olarak değil, Dostoyevski’nin dediği gibi gönüllü avarelik olarak görüyorum. Tamahtan uzak, tul-i emelden uzak, kasr-i emele doğru bir yol olarak görüyorum. Kasr-i emel, tasavvufta hemen ölecekmiş gibi dünyaya bağlanmamak, ahiret için çalışmak anlamına geliyor.

Atalette sanki dünyaya kul olmamak var gibi. Biraz da tefekkür var gibi. Yoksa her anını doldursak bile, bize yetmeyen zamanı hor kullanırken yaratıcının bize bahşettiği güzellikleri görmeye çevirecek baş kalmayabiliyor.

Atalet olmasa, yağan yağmur sonrası, su birikintilerinde yıkanan kuşları görebilir miyiz?

Atalet olmasa, sabahları pencereden boş boş bakarken, rızkını arayan kuşların çırpınışlarını görebilir miyiz?

Aynı kuşların, akşam ezanı vakti zikrini görebilir miyiz?

Atalet olmasa, bir kirazın çiçekten meyveye durduğu uzun zamanı fark edebilir miyiz?

Bir günde olmuyor o kırmızı, mor, beyaz, sarı kirazlar. Şu mevsimin en güzel meyveleri.

Atalet olmasa, yeni doğan bebeğin her an büyüdüğünü görebilir miyiz?

Zannetmiyorum.

Hıza ihtiyacımız olduğu kadar, durağanlığa da ihtiyacımız var. Kovboy filmlerinde koşa koşa ölen atlar olurdu. Laktik asit denen meret atı öldürüyor. Bizi ise maddi ya da manevi hastalıklara sokuyor. Hiç anlamıyoruz üstelik sebebini. At gibi birden göçmesek de, sıkıntılı bir şekilde göçmemize sebep oluyor hız.

Hızımızı kesene yoruyoruz faturayı. Oysa zamanında kendimiz kesebilseydik hızımızı, çok daha verimli, çok daha sıhhatli olacaktı ömrümüz.

Geçenlerde yeni bir mekanik beceri edindim. Daha önce yapmadığım bir şeydi, bir hocadan bunun için ders aldım. Bana dedi ki “Farkında mısın, çok hızlısın ve bu senin öğrenmeni ketliyor. Anlatılanı anında tatbik etmek istiyorsun. Dikkatli dinlemiyorsun eski öğrendiklerinle iş görmeye çalışıyorsun. Aklınca zaman kazanmaya çalışıyorsun, ama aslında zaman kaybediyorsun. Kontrolün yüzünden benim seni yetiştirmeme müsaade etmiyorsun. ” dedi.

Düşündüm ve ona hak verdim. Daha sakin olmam gerekiyordu hatta çok daha sakin. Kontrolümden kurtulup bolca teslim olmalıydım. Direnerek yoruyordum kendimi. Her şeyi kendimden bekliyormuşum meğer. Beklememe gerek yokmuş. İşinin ehli insan bulunca, ben amatör ruhlu küçük bir çocuk gibi, ondan her duyduğumu, sanki ilk defa duyuyormuş gibi kabul etmeliymişim ona inanmalıymışım.

Yeni şemalar açmalıymışım zihnime. Olan şemalarla yetineceğime…

Böylece her an yeni bir öğrenme olur, yeni heyecan olur, yeni bir huzur olabilir. Huzur da tam olarak bu demektir. Hazır olma, şimdi ve burada olma demektir. Bedeviliğin zıttıdır. Yerleşik hayata geçmektir. Böylece içimizdeki hızı temsil eden göçebe ruhu, geçmiş ve gelecekten kurtarıp içinde bulunduğumuz ana davet etmektir.

Böylece anın keyfine varılabilir.

Ben farkında olmadan hızlı olmaya çalışırken, sonra için çalışmışım. Sonrayı kurtarmaya çalışmışım. Sonrayı kurtarmaya çalışırken de anı ıskalamışım çoğu kere.

Bana bu atalet ondan geldi belki de.  Bugüne kadar kaçırdığım tüm şimdiler, bana ikram edildi. Daha fazla okumalı, daha fazla film izlemeli, daha faza tefekkür etmeliyim.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort