Şimdi oradan buradan yazacağım, kaynıyor yine bir şeyler kokusu düşecek sizlere. Son kez yapacağım benim de bilmediğim bir süreye kadar, son kez kalbimi açacağım. Yazılarımla kalbimi açmıştım hep başka türlüsünü beceremedim ki. Havalandı içerisi bir süre. İs de düştü mis de… Bir gece bir delikanlının feryatlarına evimden şahit olmuştum. Açtım pencereyi baktım herkes muhtemelen acıyan gözlerle perdenin altından bakıyordu ve o gün taşmıştı kalbim. Belki içim taşmıştı belki sabrım. O delikanlının gözyaşları, insanların vurdumduymazlığı altında ezilmesin diye kağıdımı ıslattı. O gün başlamıştı kelimelerle olan serüven ve o gün bugündür yaşamadığımı yazdırma Allah’ım duasıyla yazdım. Yaşamak umrumuzda ama ne bileyim belki de umrumuzda olmasının bedeli idi bu yaşananlar. Ağlayanla ağlarsın, gülenle gülersin. İçin ağlıyorsa gülemezsin.
Dedim ya oradan buradan, içeriyi topluyorum şu an.
Sevgiye, hayale, hüzne, ilme, inceliklere… acıkmak gerek. Tok gezmemeli insan. Tok olursak, usanırız ve oturakalırız. Aç olursak, ararız ve hareket halinde kalırız. Öyleyse özlem, ana kavramlarımızdan biri olsun. Yaşasın özlemek, var olsun özleyenler.
Müslümanlar için yüreğimize kıvam vermeye çalışarak, onları hiçbir zaman gündemimizden düşürmemeye gayret ederek; geçim ehli, Allah’ın çok sevdiği , cennetin özlediği kullardan olmaya dair bir hayal kuralım.
Güzelliğimize 100 üzerinden 100 verelim. Kendini beğenmişlik değil bu, güzel Allah’ımızın bize bahşettiğine itirazımız olmadığından..
RasulAllah (sav) buyurdu ki: “Güzelliklerin en güzeli güzel ahlâktır.”
Yaşamak hayranlık makamında seyrediyor. Hayretimizi de kaybetmeyelim.
Salihlerle, sadıklarla, muhsinlerle olma sevdamızdan vazgeçmeyelim. Kalbimizi onlara karşı sevgi beslemeye mecbur edelim, çünkü kişi sevdiğiyle beraberdir.
İnsanlar hakkında hüsn-ü zan besleyelim. Kalpleri bilen Allah’tır. Ne olur yani böyle olsak…
Bu hayatta 2 kere 2 eşittir 4 değil. Şükür ki böyle değil. Berekete inananın ömrü bereketlenir. Bizim dinimiz bire, yedi yüzü eşitler.
Benim yaşadığım zamanda yaşayan genç kardeşlerimin ve benim en büyük sınavımız bence, anne baba ile olan muhabbet ve onların dikkate alma derecemiz. Dışarıda mücahitlik yapmaya giderken evde annesini üzgün bırakan ve kapıyı da annesinin yüzüne çarpıp çıkan bizlerden bahsediyorum. Allah’ın bize öncelikli olarak neyi soracağını bi daha düşünelim.
Umduklarımızı yaşamadığımız zamanlarda: “dediğin gibi olsun Allahım. Benim istediğim senin istediğine uymuyorsa ne yapabilirim” sözlerini gönül rahatlığı ile söyleyebilen kullardan olmamızı dilerim.
Müslümanlar nasıl kurtuluşa erecek, herkesin bir düşüncesi var. Bence aile olursak kurtulacağız. Gençler ne zaman ki anne olmanın baba olmanın hayalini kurarsa ve kendini buna da hazırlayıp yetiştirirse o zaman kurtulacağız. Kuşatmayı aile olmak kaldıracak. Dünyayı tufan götürsün, korkma batmayacaktır aile gemisi delinmediyse. O yara dikiş tutmayacaktır , kork, aile damarı kesildi ise.. Ailenin havadan ve karadan kuşatıldığı bir ortamda aile kalabilmek ne büyük bir direniş, o ailenin üyeleri ne muhteşem bir direnişçi…
Müslüman olmak büyük nimet. Müslüman kalmak büyük mücadele, Müslüman olarak ölmek muhtevasından henüz haberimizin olmadığı muhteşem bir şenlik.
Günler göstermiştir ki insanlar fani Rabbimiz baki. Yaşanılanlar şaşırtmasın küsülecek insan çoktur da (bazen), küsülecek bir Rabb yoktur (daima) . Herkes Allahını çok sevsin.
Yazılarım kalbimin ve gönülce kelimelerin sergisiydi. Bir süre bu sergi kapanacak, kelimeler gönlümün rafına kalkacak. Biraz da böyle yaşayalım. Yaşayalım da görelim.
Hayat sevk-i ilâhi
Cennet hayali
Hâlâ daimi
Mehmed Akif İnan’ın dediği gibi:
“susarak anlattım bütün gizliyi
sakladım duygumu ben konuşarak”
Umudlarımızdan kurulu yurdu işgal altından kurtarmak…
Gönlünün hirasına çekilmek…
İçimde durmaksızın koşan atları evine göndermek belki.
Allah hepimizi korktuklarımızdan emin kılsın umduklarımıza nail eylesin.
Velhasıl cumaya gidiyorum, kaçıncı cuma olur bilemiyorum ama dönmek umuduyla…
(sadece Kurtuluş İstasyonunda Konuşmalar röportaj serimiz devam edecek. Konuşma sahipleri bu zamanın pırlanta gibi gençleri. Altın değerinde sözleri ile iki dünyada da kurtuluş ümidimizi tazeleyeceğiz ve kurtulmak için mücadelemize devam edeceğiz.)
News
