“Fe eyne tezhebün?”
Sahiden bu gidiş nereye?
Küffarın gidişatı belli, yolu belli, yönü belli elbette ki Rabbim’in buyurduğu gibi; “De ki: Ey Kafirler yenileceksiniz ve toplanıp cehenneme sürükleneceksiniz.” (Ali İmran Suresi/12.Ayet)
Peki bizim gidişat nereye?
Filistin için, Arakan için, Suriye için sosyal medya hesaplarımızdan paylaşım yapıp, lanetler okuyup duâ edip sonra Yahudi ürünlerini içimizde rahatsızlık hissetmeden tüketebilmek mi olmalıydı gidişatımız?
Suriyeli mülteci kardeşlerimiz çok ayrı bir konu aslında, sosyal medyadan onlar için üzülüp, göz yaşartacak yazılar yazan birçok insan gördüm “ülkelerinde kalsınlar, gelmesinler” diyen!
O savaş mağdurları gelince fırlayan kira fiyatlarını da!
Onlardan hastalıklı gibi kaçan, kenara köşeye çekilen insanlar da!
Dibine kadar vatanını, milletini, bayrağını seven biriyim ama ben Müslüman Türk bir ümmetçiyim!
Türk’üm ben, yardım beklenilen, ümmetin umudu olmuş ve olacak olan bir ecdanın nesliyim!
15 Temmuz gecesi son kale düşmesin diye duâ eden İslam âlemi bunun somut delilidir.
İstanbul’a tatile gelmiş Arap bir ailenin bizimle birlikte Vatan Caddesinde nöbet tutması bunun delilidir.
Tüm bunların yanında yakın çevremden de duydum, sosyal medyada da çok denk geldim.
Nedir bu Arap nefreti? Uzungöl’ü mahvetmişler!?
Evet bende gittim, çoğunluk tatile gelmiş olan Araplar ama bunun önünü açan onlar değil sonuçta öyle değil mi?
Mahveden biri ya da birileri varsa bu kesinlikle oraya giden turistler değil!
Şimdilerde yaklaşık 70 yıldır Müslümanların dahi sessizce izlediği Arakan’daki soykırım gündemde, ne kadar kalacak gündem de merak konusu sonra yeniden unutulacak ama oradaki zulüm durmayacak.
Bunca katliama, zulme, dayanamıyorum! Müslüman müslümanın kardeşiyken öyle olması öyle davranılması öyle hissedilmesi gerekirken ümmetin derdine sahip çıkamayan müslümanlar olmamıza dayanamıyorum.
Bunlar olurken, rahatlık içinde yaşayan bizlerin “namaz, Kur’an, oruç” konusunda gevşek davranabilmesini, bahaneler üretebilmesini büyük bir belânın habercisi olarak görüyorum.
Korkuyorum, bu şükürsüzlüğün sonunda bizim de başımıza böyle bir musibetin gelmesinden…
Lafa geldiğinde hepimiz her şeyin doğrusunu, iyisini biliyoruz ama icraata gelince bunu sadece başkalarının yapmasını bekliyoruz.
Herkesin kusursuz, doğru ve iyi olmasını beklerken kendimizden bî haber davranmak yerine bunu önce kendimizden bekleyelim. Bir değişim gerekiyorsa o senden başlasın…
Gidişatı hayra, iyiliğe, Allah’ın rızasına olan kullardan olabilmemiz duâsı ile;
30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu, akabinde gelen Kurban Bayramımız da Mübarek Olsun…
News
