DOLAR 32,3642 -0.38%
EURO 34,8383 -0.02%
ALTIN 2.393,89-1,17
BITCOIN 19207543,73%
Ankara
11°

KAPALI

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Günden Mülhem Konuşmalar-3

Günden Mülhem Konuşmalar-3

ABONE OL
5 Eylül 2018 23:27
Günden Mülhem Konuşmalar-3
0

BEĞENDİM

ABONE OL

18.8.2018

Kurban bayramımız yaklaşıyor. Şükürler olsun merkez üssümüz Türkiye’den dünyaya bir hareket başlıyor. Ama ben en çok da umudumuz gençlerin, umudumuzu hiçbir zaman kaybetmediğimiz coğrafyalara gidişine seviniyorum. Her genç bir tohum ve her gidiş yeryüzünün bereketli topraklarına ekiliş… Filizlenip boyumuzu aşacakları günlerin özlemiyle yaşıyoruz. Ömrü olan görecek inşallah. Bu bayram Moldova’ya da kardeşim ekilecek inş.

16.08.2018

Bazı insanların varlığı, bizatihi teselli…

8.8.2018

Bugün bir videoya rastladım. İHH İnsani Yardım Vakfı paylaşmış. “Suriyeli Yezan tedavi için Türkiye’de” az çok maalesef neyle karşılaşacağımı tahmin ederek seyrettim. Ve şu an içimden geçenlerin kelime cinsinden karşılığı yok galiba. Hangi dil derman olabilir ki 4 yaşındaki Yezan’ın yarasına? Ama demek istiyorum ki seni çok çok seviyorum Yezan… Sen benim kardeşlerimden bir kardeşsin ben de senin ablan… Yezan’ın hikâyesini siz de seyredin. Seyredin ve inanın: Yezan Allah’ın izni ile çok güzel bir çocuk olacak. Sonra serpilip yiğit bir delikanlı… ben o günleri özlemle beklemeye başladım bile.

Yezan, Umran, Aylan ve nice gülen yüzlerine hasret kaldığımız çocuklarımızın, yaşları çocukçaydı sadece; yaşadıkları değil.

6.8.2018

Pilavın her şeyi güzeldi. Sanki tadı biraz kıttı sadece. Sonra… Ahhh o son tuzu atmayacaktım. Allah’ım tuz annem eve gelmeden buharlaşmaz mı? ? Neyse konumuza dönelim: İmanla ölebilmek galiba daha hassas bir ayar gerektiriyor. Pilav tuzlu da yenir tuzsuz da. Ama salih ameller olmazsa imanın ne tadı kalır ne tuzu…

14.07.2018

Ahmet Hamdi Akseki Camii’nin kubbesi altında “Güzel Gölgelik”i bitirdim az önce. Cemaatle namaz kıldık, imam efendi aşır okudu, sonra cemaat dağılınca camide çok güzel şiirler okuyordum; daha ne olsun, coştum hasılı. Tabi bu coşkunluk, içimde huysuz bir çocuk gibi huzursuz eder beni, kelimeler onun başını okşayınca huzur verir bana; bilirim… Tabi bu kitaptan sonra benim yazdığım pek kesmiyor beni bile; ama ne yapayım içimden şiirce dökülüverdi kelimeler. İnşaAllah ben de okuya okuya yazar olacağım.

Güzel Gölgelik’i okudum

Hiç bitmeyecek bir hikâye

Gönlünüz taşsın bereketten

İnsanın içi kabarır memnuniyetten

Salih olur muyum ki ben dedim hep okudukça

Yorulur mu diye korktum Süleyman abi yazdıkça

Bazı insanların gönlü muhabbetle demli

Siz hep yazın Süleyman abi

Samimiyet maya olsun yüreğinizde

Dilerim ki arşın gölgesi size hediye

Sıra Baht Meselesi’nde.*?

*Baht Meselesi Süleyman Ragıp Yazıcılar abimin ikinci kitabı

12.07.2018

Bugün birtakım konuşmalar oldu yanımda. Çok üzüldüm. Konuşmaların içeriği, bugün “magazin” denilen alana ve o alana konu olabilecek kişiler üzerineydi. Benim derdimin dermanı da yazmak. Ve bu yüzden ders çalışmaya geldiğimiz kütüphanede, dersi bıraktım şimdi yazıyorum.

Sevgi ne garip bi duygu diye iç geçirdim, hele merak…Her insan az çok merakları aslında. Burada baştan demek istediğim bir nokta var ki, özellikle henüz hayatı zevk ve merakla keşfetme sürecini yaşayan gençler olarak haklıyız, meraklıyız. İbrahim (as) de aynı bizim gibi bir gençti ve Rabbini merakıyla bulmadı mı? Herkes evet işte bu diyecek ama bu bizi aklamayacak. İşte tam bu nokta ipin koptuğu an. Çünkü İbrahim’le ortak noktalarımız olduğunu dedim ama bir makasın aynı kollarında değiliz. Aramızdaki mesafe de giderek açılıyor. O, merakıyla Rabbini buldu.biz meraklarımız yüzünden Rabbimizle aramızı açıyoruz. Onun merakı, göğe asılan bir ipti ve merak ettikçe göklere yaklaştı. Bizim meraklarımız ise göklerle bağını koparmış olanların göğünde asılı.

Meraksa merak… zaten biz fıtratımızdaki duyguları hayra yönlendiremediğimiz için savruluyoruz.

Birtakım konuşmalar dedim ya yazının başında, ayrıntılandırmayacağım. Konuşurken, dinlerken, izlerken, zihnimizi meşgul ederken kalbimizi yoran ne varsa, onları kast ediyorum. Sıkılmadan anne babamıza anlatamayacağımız içerikleri diyorum. Bir gün zihnimizi ve kalbimizi önümüze dökmemizi istediklerinde; bize bunu yapmaya utandıracak isimlerden ve gündemlerden bahsediyorum. Şu an masamda bir bez çanta var. Üzerinde “ebedî gençliğe” yazıyor. İşte bize ebedî gençlik ufkunu unutturan ne varsa onları diyorum. Bizim ebediyetimizle aramızı ufak ufak açan, ebedî huzurumuza mâl olacak hiçbir merakımız masum değil. Bize kendilerini merak edilecek, özendirilecek bir konumda sunan insanlar da alternatifsiz değil. Çok ilginç değil mi bizi asıl meselemizden uzaklaştırmak için neden bütün dünya tüm imkânlarını seferber etmiş? Neden bu denli yoğun ve bilinçli bir çaba var? Bugün, bizi hakiki gündemlerimize çağıran ve biz gençler için güzel bir alternatif olan Mehmed Lütfi Arslan’ın “Dünya bizi bekliyor” kitabını bitirdim bugün. Yukarıdaki sorularımın cevabıydı işte bu kitap:

“Acı ama senin kahramanlarını çöllerin sıcağında kılıcın şakırtısında, surların dibinde ve atların sırtında bıraktılar. Onlar seninle ve yaşadığın hayatla ve zamanınla buluşamadılar. Tatlı bir hatırayı dinler gibi dinledin onları. Aşkı okudun bugünün ilişkilerine sığdıramadın; sabrı okudun, bugünün acullüğüne anlam veremedin. Fedakârlığı okudun bugünün menfaatçiliğini anlayamadın; çünkü kahramanların kâğıtta kaldı… o güzel insanlar ya tarihte kaldı ya hayalde. Senin bu dünyada elini kolunu bağlamak isteyenler kahramanlarını bir hayal dünyasına hapsettiler. Sen kahramanlarını imkânsızda bıraktın. Tam da bu yüzden kahramanlık yapma imkânın kalmadı işte. Kahramansız kaldın böylece sıradan ve sürüden oldun.

Halbuki dünya, kahramanların etrafında dönerdi. Kahramansız bir dünya mümkün değildi. Hayat boşluk kabul etmezdi ve senin kahraman kontenjanın bir şekilde işgal edilecekti. Nitekim öyle oldu. Sokağın piyasanın ve şov dünyasının sözde kahramanları, hayatının kahramanları olmak için sıraya girdiler. Çoğuna kalbin yatmadı belki ama önünden arkandan özünden sözünden gönlüne sızanlar oldu. Bugün ciğeri beş para etmez insanların birçoğu sana sempatik geliyorsa, ahlâksız ve iffetsiz kişiler gözünde ışıldıyorsa, köşeyi çabuk dönen sahtekârlıkla iş bitiren ve israfta şeytanın kardeşliğini hak edenlere azcık da olsa itibarlı muamelesi gösteriyorsan, sebep tam da budur işte.”

Merak… Ya bazı meraklarımızı Allah için kurban edeceğiz Allah bize bir koç gönderecek ve herkesin koçu vazgeçtiğinin cinsinden olacak ya da meraklarımızın kurbanı olacağız.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort