DOLAR 32,3642 -0.38%
EURO 34,8383 -0.02%
ALTIN 2.393,89-1,17
BITCOIN 19207543,73%
Ankara
11°

KAPALI

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
İyiki Varsın

İyiki Varsın

ABONE OL
27 Ağustos 2017 14:32
İyiki Varsın
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Az önce bir tweet atayım diye başladığım girişim bir süre sonra önünü alamadığım ilhama dönüştü ve tweet atmayı bırakıp, doğaçlama olacak olan bu yazıyı derlemeye karar verdim.?

Üniversite tercih listemin başında diş hekimliği, sonra da psikoloji geliyor idi. Rabbimin izniyle diş hekimi olacağım. Ama okurken görüyorum ki, psikoloji alanından çok da uzaklaşmış değilim. Psikoloji eğitimi almıyorum; ama karşılaştığım durumlar beni zaman zaman psikolog gibi hissettirecek cinsten. Bunu bana söyleten bazı hastalarım, koltuğuma oturduklarında; psikolog-hasta denildiğinde akılda ilk canlanan resmi aratmıyorlar sağ olsunlar. Şuna kani oldum ki, insanımız dinlenilmeye hasret. İçini dökmesi için “hoş geldiniz” demem bile bazen yeterli oluyor. Meselâ bir anım: Hastama sadece “kaç yaşındasınız teyze” dedim. Kızım ben harman günü (veya buna benzer) doğmuşumdan başladı, kızının üniversite yıllarına bir geçiş yapıp, aralara eşinden serpiştirerek devam etti. ? İşte tam o sıralarda siz de dinliyorsunuz, merak zirvede: Acaba söz, nereden ve ne zaman asıl geliş sebebine yani dişlere bağlanacak, diye.

Lâtife bir yana, hani dedik ya “Eren iyiki varsın” diye. Bunu bekleyen aslında o kadar çok Eren’imiz var ki. İlgi görmeyi, takdir edilmeyi, fark edilmeyi belki de sadece dinlenilmeyi bekleyen…Bunları 1 saatlik diş tedavisi içerisinde gözlemleyebiliyorum veya şahit olabiliyorum ve şikayetçi de değilim hamd olsun. Çünkü bizim derdimiz insan kazanmak olmalı. Bizim için insan kazanmak, emekliliği olmayan asıl mesleğimiz olmalı. Onun yanında ne yaparsak asıl mesleğimize hizmet edecek bir fırsat. Çünkü insan öğüten sistemler, fiiller, fikirler, insanlar kasırga gibi geliyor üzerimize ve geride bir şey bırakmaksızın alabildiğini götürüyor. Belki de bir şey bırakmaksızın dememek gerekiyor. Bu kasırga ilerliyor; geride acı bırakarak, ağıt bırakarak, göz yaşı bırakarak, savrulmuş fikirler bırakarak, varlığını sorgulayan nesiller bırakarak, en temel inançlarının bile altına dinamit koyup onları sarsılmış bir vaziyette bırakarak, insanı eşya ile denk tutan bir bakış açısı bırakarak, kıyıya vuran fok balıklarının Akdeniz’e gömülen bîçare insanlardan daha çok gündem olmasını sağlayan bir çelişkiye bizi razı ederek ilerliyor da ilerliyor.

Hâl böyle iken nasıl olur da böyle bir kasırgaya karşı bir şeyler yapmadan durabiliriz? Boş çuval ayakta durmaz demişler öyleyse bu dünyada bir ağırlığı olduğunu hissetmeyen insan niye bu kasırgaya kapılmamak adına bir mücadele içinde olsun ki? Üstüne üstelik bu bir ağırlığı olduğunu hissetmemiş insanlar, bu kasırga kuvvetler için âdeta bir çerez. Öğütmeleri o kadar kolay ki… İşte iş bu aşamaya gelmeden bir şeyler yapacağız. Eğer insanın bir değeri olduğunu düşünüyorsak buna mecburuz. Aksi hâlde bu öğütme işleminden yalnız kasırga değil biz de sorumlu oluruz. Yıllar önce sanırım bir öğretmenimden dinlemiştim. Canlı bomba olarak yakalanan çocuk polise verdiği ifade de şöyle demiş: “Rehberlik öğretmenime anlatmak istedim her şeyi. Bir sıkıntımın olduğunu diyecektim ve söyleyecektim bunları. Ama o beni dinlemedi.” Sonuç az önce ölümün kıyısında gezinmiş bir çocuk. Veya bir insan kendini en hafifinden en ağırına kadar böyle eylemlerle ispatlama çabasına girdi ise ve bize bu yolla kendini ifade edeceğini düşünmeye başladı ise biraz vicdan yapalım, açık söyleyeyim, onu biz itiyoruz o tarafa.

Eren‘in (Allah ona rahmetiyle muamele etsin) paylaşımı görüldüğünde hemen herkesin içi cız etmedi mi, herkes pişmanlık duymadı mı, keşke… demedik mi? Madem öyle bundan böyle ıskalamayalım insanlarımızı. Niye hep şu sözü söyleyen atalarımız haklı çıkıyor: Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür badem gözlü olur. Çok ciddiyim belki şu an kardeşiniz, eşiniz, arkadaşınız, çocuğunuz, komşunuz “iyiki varsın” demenizi bekliyor. Ona iyiki var olduğunu hissettirecek davranışlarınızı gözlüyor. Yani mesele onun gönül kapısını tıklatmak veya açık olduğu bir ânı kollamak. Mesele, boş çuval misali, insanın içini doldurmak, onu ağırlaştırmak. Bunu da sevgimizi vererek, güzel sözlerimizle ve daha ne türetirseniz, öyle yapacağız. Kaybedecek zamanımız da yok. Bu fırsatı kollamak ise bize kalmış. Bu bir dakikalık bir bilet alışverişi de olabilir, bir saatlik bir diş tedavisi de olabilir, bir ömrünüzü beraber geçirdiğiniz bir insanla bir ân da olabilir.

Ve son söz: Belki de bu büyük kasırganın faillerine de zamanında kimse “iyiki varsın” demedi ve bugün, kendilerince bir varlık alanı oluşturdular ve o işleri yapıyorlar. Ne acı ve üzücü ki, bugün gıyablarında, “keşke olmasalar” diye iniltiler yükseliyor.

 

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort