DOLAR 32,2234 -0.11%
EURO 34,9331 0.17%
ALTIN 2.445,790,57
BITCOIN 1966487-3,25%
Ankara
17°

HAFİF YAĞMUR

16:59

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90

Kadın Kimliği ve İktidar Pratikleri Meselesi Üzerine

ABONE OL
25 Mayıs 2017 21:40
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye gibi özellikle insan niteliği bakımından gelişmemiş ülkelerin yanı sıra saygı toplumu karakterini elde etmiş gelişmiş ülkelerde bile insanlar duymak istediklerini talep ederler ve benim gibi onlara duymaya alıştıklarına aykırı şeyleri söyleyenler genellikle aforoz edilirler. İnsanlardan gidereceğiniz ihtiyaçlarınız sebebiyle onların duymak istediklerini kendilerine söylemelisiniz. Zira insanlar dünyanın her yerinde genellikle az düşünerek yaşamaya alışmıştır ve fikirlerini dışarıdan hazır alarak edinirler. Özellikle üzerine konuştuğunuz insanlar kadınsa, oldukça dikkatli ve hesaplı davranmanız gereklidir; çünkü onlar hem cinsiyet üzerinden konuşmaya güya karşı çıkarlar, hem de kadın oldukları için farklı bir titizlik talep ederler. Zaten düşünmeden yaşamaya alışmış bir insan niteliğine sahipken bir toplumda kadınların bir de böyle aleni çelişkilerle duymak istediklerini talep etmeleri her şeyden evvel evrende bir düzenin bulunduğuna dair inancı yerle bir eder. Çünkü kadınlarla doğal bir ilişkinin zorunluluğundan kurtulamayacak bir erkeğin yeterince adil ve eşit bir değerlendirmede bulunması demek, aslında kendi yaşamını mahvetmesi demektir. Popülarite ve bencilliğe bu denli alışmış ve üstelik popüler olmamayı sürekli tavsiye edecek kadar çelişkiye boğulmuş seviyesiz bir toplumda her şeye rağmen doğruları söyleyecekseniz iki hesaptan birine zorlanırsınız. İlki, bütün ihtiyaçlarınızı iptal etmek ve sırf insanlara ve özellikle kadınlara muhtaç olmak yüzünden kendinizi düşürmemek için mahrumiyet dolu bir hayata alışmaktır. İkincisi ise, muhtaç olduğunuz insanların ve özellikle de kadınların en çok ihtiyaç duydukları ortak faydaya fazlasıyla sahip olmaktır. İkinci ihtimalde sahip olmanız gereken olgu, kuşkusuz paradır ve ona ne denli fazla sahipseniz; insanlara duymak istemediklerini de söyleyebilmek konusunda o denli özgürsünüzdür. Çünkü siz paraya sahip değilken her türlü popüler olumsuzluğu tarafınıza yakıştıranlar, kullanımınız altındaki paranın miktarını takdir ettiklerinde bu defa her türlü popüler güzellemeyi size sunarlar. Onların da ihtiyaç duyduklarına en fazla sahip olunduğunda değişen bu denklem aritmetiğinden dolayı insanlar para için her şeyi yaparlar ve aslında akla uygun olan da her şeyi meşru görmeleridir. Günümüzde bir ahlaksızlık olarak algılanan para-tapıcılığın aslında tüm yeryüzüne yayılmış bir toplumsal alışkanlık ve Tanrısal ölçütmüş gibi olması, insanların duymak istediklerini talep etmelerinden kaynaklanan iktidar sorunlarının tabii bir yansımasıdır. Gelişmiş bir insan niteliğine sahip olunduğunda paranın ancak sembolik ve ölçülü bir itibarı olacaktır.

Kadın kimliği ve iktidarın yaratılma pratikleri arasındaki yeni ilişkilere dair benim söyleyebileceklerim kesinlikle popüler ve duyulması umulan türünden değildir. Doğanın veya yaratılışın kadını erkeğe göre daha az fiziksel güçle donatmış olması, tarih boyu erkeklerin çeşitli ayrıcalıklarına/saygınlıklarına ve kadınların kendilerini mutlaka ikincil ve aşağılık hissetmelerine zemin hazırlamıştır. Kadınlığın sahip olduğu her türlü farklılık sırf bu fiziksel eksiklikten dolayı önce kadınlarca horlanmış ve ikincilleştirilmiştir. Aile, çocuk yapma ve bakımını sürdürmenin hem horlanması hem de kadınların samimiyeti evlilik niyetiyle eşitlemeleri bu kendini aşağılamanın yarattığı bir çelişkidir. Aslında hayatı yaşama kabiliyeti olarak anlaşıla gelen aklın daha çok erkeklere yakın durması sebebiyle de kadınlar özellikle modern dönemlerde erkekler kadar akıllı olduklarını ve fiziksel üstünlüğün evrimin bir hatası olduğunu göstermeye hırslanmışlardır. Böyle olunca akıllı ve güçlü erkekler kadının sadece cinselliği ve aile hizmetiyle ilgilenir olmuş ve kadınların aklıyla da ilgilenmek genellikle parası az olan erkeklere kalmıştır. Burada aklın erkeğin fiziksel üstünlüğü üzerinden kurulduğu ve kadının da söz konusu üstünlükle kurulan akla hayran olup ona özendiği ihmal edilmemelidir. Çünkü sırf fiziksel orantısızlıkla başlayan psikolojik ikincillik, sonradan kadınların bilim pratiklerinin ihmal edildiğini iddia eden bir feminist bilim tarihi eleştirisine değin radikal yayılım gösterecektir. Çok kabaca kendinizi koruyup da başkasına zarar verebiliyorsanız en akıllı sizsinizdir. Çoğunun popüler bağlamlarda hayvanilikle eşitleyerek kendini kandırmanın önünü açtığı ve böylelikle gücü inkâr edebildiğini sandığı bu akli tanımlama bizim hayatımızın en geçerli hakikatidir. Durum böyle olunca, sadece parası olmayan erkeklerin kendilerine muhtaçlığı üzerinden bir iktidar pratiği yaratabilen kadınların cinsiyet mağduriyetine yaslanan bir söylem ile elde edebilecekleri, tarih boyunca diğer kadınların elde ettiklerinden aslında fazla değildir. Eskiden cinselliğin kontrolüyle bir iktidar pratiği yaratılıyordu, günümüzde de kadınların çoğu açısından eşitlenme ancak cinselliğin pazarlanması üzerinden gerçekleşmektedir. Hem akıllı olduğunu ve fiziksel güçsüzlüğün bir yanlışlık olduğunu talep etmek ve hem de aklın değil de cinselliğin erkekler için bir ihtiyaç olduğunu teslim ederek cinsellik için saygı talep etmek bir arada gerçekleşiyor. Böyle bir varoluş tarzıyla kadınlar gücün yarattığı denklemi bozarak yerini ahlaki orantılılığın alacağı bir mucize mi var ederler, yoksa gücü kendi faydaları için kullanacak yeni araçlar mı geliştirirler? Kuşkusuz ikincisi geliştirirler ve bunu anlamanın en iyi yollarından birisi, parası olmayan erkeklerin gezindikleri sosyal medya ve e-sohbet ortamlarıdır. Bağımsız bir değişken olarak da Ergenekon ve Balyoz Davalarından önceki saygınlıkları ve cinselliğe erişimleriyle söz konusu davalardan sonraki saygınlıkları ve cinselliğe erişimleri açısından subayların sanal varoluşlarını –sanal öznenin gerçek subay olması şart değil, mesele onun algılanma şeklidir- sosyolojik olarak inceleyebilirsiniz. Kuşkusuz yaşadığımız toplum, hayatı bu denli berrak ve somut bir düzeyde üstelik felsefi olarak tartışabilecek kadar ne kendine güvenebilmektedir, ne de vasıf kazanmıştır.

Özel olarak sosyal medya ve elektronik sohbet ortamlarında gücün ve estetiğin genellikle eşitlendiği; fakat erkeklerin gerçek yaşamdaki gibi kadınları kovalamaları sebebiyle kadınlar lehine gerçekleşen yeni bir güç denkleminin ortaya çıktığı görülmektedir. Zira zaten sosyal medya ve elektronik sohbet ortamlarını bir çeşit toplumsallaşma ve takdir edilme aracı olarak kullanmak genellikle belirli bir ekonomik sınıfın altındakilere mahsustur ve sanal atmosferde kadınlar bir anda yoğun bir erkek ilgisi altında kalmaktadırlar. Tarih boyunca erkeklerin tercih ettikleri çok eşlilik ve kadını akılsız görme gibi birçok olgusal durum bu defa kadınlar tarafından görünür kılınmakta ve gerçek yaşamdaki erkeğin yerini sanallıklarda kadın almaktadır. Erkeğin küçümsenmesi ve ona hakaret edilmesi gibi her türlü ötekileştirmeye karşın yine de erkekten anlayışlılığın, nezaketin ve cömertliğin beklenmesi, cinselliğe ilişkin bir pazarlamanın nasıl bir iktidar pratiği yaratabildiğini göstermektedir. Yoğun bir ilgi söz konusu olduğu için kadının ikincilleştirmeyeceği ve kendine muhtaçlığı yüzüne vurmayacağı bir sanal erkek yoktur. Böyle bir denklemde sanal subay kimliğinin belirli davalardan önce Türkiye’de erişimi en yüksek kabul edildiği ve söz konusu davalardan sonra ise sanal kadınların sanal subaylığı eskisi kadar saygıyla karşılamadıkları saptanmıştır. Şimdi böyle bir yeni güç denkleminde parasız erkekleri köle edinen aynı kadınların her şeyin ancak zihinde sıfırlanabildiği bir dünyada mevcut bir sıfırlı kesin eşitlenmeden sonra eski erkeklerin yaptıklarını yapmayacakları beklenebilir mi? İktidar pratiğiyle ilgili bu önemli ama kesinlikle başka açılardan anlaşılmak istenecek detay neyi göstermektedir? Benim cevabım doğanın yeniden kararlaştırılıp teslim edilmesi gereğinin bizzat tabiat tarafından dayatıldığıdır. Bu dayatma ne kadar geç fark edilirse, özellikle kadınların aleyhine dönecek denklem de o denli ölçüsüz gelişecektir.

Erkek ve kadınlarla ilgili durum, birçok eşitlik ve hakkaniyet talebine sahip toplumsal alan için de geçerlidir. Cinsiyetin kötüye kullanımı kadar dinin, adalet söylemlerinin, ahlakçılığın, solculuğun, devletçiliğin ve halkçılık gibi çeşitli sosyal duruşların da suiistimali söz konusudur. Kötüye kullanım, reddedilen bir tabiatın akli bir yolla aşılması girişimi olarak düşünülmelidir. Ne var ki, kötüye kullanımın muhatapları parası olmayanlardır; çünkü her türlü ihtiyaca erişimi kapalı olanlar sadece parasızlardır. Para herkes için ortak ihtiyaç olduğundan ona sahip olanların her türlü faydaya erişiminin önü mesela kadınlar da dâhil olmak üzere tüm insanlar tarafından açılmaktadır. Parayla ilgili daha başlangıçta varolan bir eşitsizlikten sonra hangi hak, eşitlik ve adaletten söz edilebilir ki? Özel olarak kadınlar daha önce erkekleri cinsel kimliklerini kullanarak yönlendirebiliyorlardı, şimdi de durum daha radikal olarak aynıdır. O halde cinsiyetin iptaline ilişkin bir söylem ne işe yaramıştır? Hele kadınlar, onların şeytaniliklerine ilişkin tarihsel erkek söyleminde bir gerileme olabilmiş midir? Sanal ortamlarda kadın kesinlikle bir şeytan olarak görülmektedir ve her türlü güvenlik kaygısının dışında dile getirilmiş bir niteleme olduğu için –sanal aktörler bizzat normal ve anormal kodlarına göre damgalanmaksızın- bu detay göz ardı edilmemelidir. Yine de yaşadığımız ülke Türkiye ve biz tarih boyunca pek değişmemiş insanlarla aynı dünyanın içerisindeyiz; yani bunları ne kimse anlayabilir, ne de bunları tartışmak makul bir şey olarak görülebilir! O halde okuduğunuz ilginç ve kaçıkça bir yazı olsun.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort