Günlerdir bir “Akgençlik” furyasıdır dolaşıyor…
Peki kim bu Akgençlik?
Ne iş yapar?
Hani derler ya “Derdi var onun” işte onların da derdi var gözlerinden belli. Bir davaları var belli. Davalarının dertlisi onlar, yeri geldi mi uykusuz kalacakları ama sonuca ulaşmak için var güçleriyle çalışacakları davalarının dertlisi bir Gençlik…
Gençliğini nerede geçirdin diye sorsalar “Dava kardeşlerimle” diyecek bir Gençlik…
Okumak mı yoksa sokaklarda olmak mı sorusu arasında sıkışmayan yeri geldiği zaman meydanlar da yere oturup okuyan bir Gençlik…
Kendisine biçilmiş rolü sorgulamadan oynayan değil; tartışan, fikir yürüten bir gençlik…
Hiçbir yerde ve hiçbir zaman nesne olmayan; her daim özne olan bir gençlik…
Sokakta bir eylem yapılırken vurmadan, kırmadan sesini duyurabilen, sosyal çalışmalarda en önde olan bir Gençlik…
Akgençlik, kimdir derseniz eğer Üstad’ın da dediği gibi “Kim var denildiğin de sağına ve soluna bakmadan fert fert ben varım diyen” bir gençliktirtir…
Akgençlik, Mehmet Akif’in cenaze töreninde kimse yokken “Durun! Cenazeyi kaldırmayın.” diyerek, okuldan arkadaşlarıyla camii avlusuna koşup gelen gençlerin, bugün yaşayan ruhudur…
Akgençlik, kardeşliktir hem de öyle bir kardeşlik ki; bulunduğun hiçbir şehirde yabancısı olduğunu hissetmediğin ve seni yalnız bırakmayan bir kardeşlik…
Akgençlik, rukü dışında başını kimseye eğmeyen nesildir ve Akif’in üzerinde bayrak olmayan tabutunu kimseye bırakmadan “namusunu çiğnetmeden” omuzlayan gencin torundur. Asımın neslidir…
SOSYOLOJİ
15 Mayıs 2024FELSEFE
15 Mayıs 2024FELSEFE
15 Mayıs 2024MANŞET
15 Mayıs 2024