DOLAR 32,3642 -0.38%
EURO 34,8383 -0.02%
ALTIN 2.393,89-1,17
BITCOIN 19207543,73%
Ankara
11°

KAPALI

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Mahzun Bakışlı Süslü Kedi

Mahzun Bakışlı Süslü Kedi

ABONE OL
22 Ocak 2020 20:47
Mahzun Bakışlı Süslü Kedi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çığlık atarak uyandı Berika. Sesine uyandı Yunus Emre. Günlerdir böyle uyanıyorlardı.

“Annem ile babam bana koşuyor kızım diyorlar, kollarımı açıyorum bekliyorum sonra sarılamadan uyanıyorum.” diye ağlıyordu.

Uzun uzun sarıldılar ama sakinleşmiyordu Berika.

“Canım benim ne yapmamı istersin, üzülmene dayanamıyorum.”

“Babaanneme götür beni, hatta hazırlanayım giderken bırak beni. Çocukları annene bırakalım. Günlerdir böyle uyanıyorum. O, bana ne olduğunu anlar.”

Bir yandan hazırlanıyor bir yandan olanları anlamaya çalışıyordu Berika. Babası yaşarken bir şey yoktu, aklına bile gelmezdi, öldükten sonra niye rüyalarına giriyordu.

Önce çocukları bıraktılar, sonra babaanneye gittiler. Saat on bile olmamıştı. Karşısında yüzü gözü şişmiş Berika’yı görünce korktu kadın.

Sarıldı ona. “evde her şey yolunda mı?” diye sordu.

Birden Berika katıla katıla ağlamaya başladı.

“Her gece annemi babamı görüyorum rüyamda. Bana koşuyorlar, ben kollarımı açıyorum ama sarılamadan uyanıyorum.”

“Ben, annemi babamı sevmiyorum bile onlar da beni sevmiyordu. Niçin her gece rüyama giriyorlar. Babam, bana bir gün bile kızım demedi, düğünüme gelmedi. Torunları umurunda olmadı. Üzülmedim kabullendim. Şimdi rüyalarımda ne işi var. Yardım et babaanne.”

Ne diyeceğini bilemedi Satı. Doğan iki evladı da altı aylık olmadan ölmüştü. Orhan onun üçüncü evladıydı. Sevmelere bile çekiniyordu onu. Bir gün ölecek diye korkuyordu. Uzaktan sevdi evladını hep. Ölen evlatları kendi nazarından öldü sanıyordu. İyi bir insandı, ibadetini yapardı, hayrını yapardı, üst üste iki evladını alan rabbine kızamazdı. “Nazar ediyorum, çok seviyorum evlatlarımı, Allah’ın gücüne gidiyor ondan alıyor benden evlatlarımı” diye kanaat getirmişti. Orhan’ı öpmedi bile. “Yaşasın yeter bana” diye düşünürdü.

Kocasını otuzlarına gelmeden kaybetti. Sessiz, kendi halinde bir adamdı. Beyin kanaması geçirdi çalışıyorken. Annesinden ona kalan evde, kocasından kalan maaşla geçindiler. Hala da aynı evde oturuyordu.

Orhan’a ne sevdiğini gösterirdi ne ona kızdığını. Derslerine çalışmazdı Orhan. Zor şer okudu ortaokulu. Çalışmak istedi, para kazanmak istedi. Sesini çıkarmadı Satı. Güzel çalışıyordu ama girdiği işte uzun süre duramıyordu. Ya sıkılıyordu ya birisi ona bir haksızlık ediyordu. Haksızlığa gelmiyordu bir türlü.

Dünyada bir oğlu vardı terbiye edememişti onu. Yaşı büyüdükçe bunalmaya başlamıştı ama artık laf dinleyecek zamanı geçmişti Orhan.

Evladım anneni-babanı affetmen lazım dedi. Annen-baban af istiyor senden. Ondan giriyorlar rüyalarına. Ruhları huzursuz.

Nesini affedeceğim.

Sevemedim ben onu layığıyla ölür korkusuyla, baban sevgiyi hiç görmedi yavrum. Bunları sana hiç demedim utandım senden.

Anneni sevmişti, annen de onu sevseydi gerçekten düzelirdi belki. Babasının sıkılığından kurtulmak için evlendi annen. Gezdi tozdu istediği kadar, anneliği yük bildi. Dayanamadı herhalde ondan intihar etti. Ters bir lafını duymadım, hakkında kötü bir şey diyemem. Seni benimseyemedi. Kocasının doğru düzgün çalışmaması, alkol alması olmasaydı belki daha kolay olurdu, aile olmaları.

Sonradan olmuyor kızım. Bir insan küçükken sevgi görmeyince sevemiyor. Tahammülü öğrenemediyse çocukken sonradan, tahammülsüz oluyor. Allah’a teslimiyeti, Allah’tan korkuyu ailesinden öğrenemediyse ne olursa olsun, iyi insan olmayı, yaşının insanı olmayı beceremiyor.

Baban ondan beceremedi yaşının insanı olmayı. Hep, benim ölmesinden korktuğum küçük oğlum olarak kaldı. Annen yaşının insanı olabilseydi belki babanı da kurtarırdı, belki seni de severdi ikisi. Ya da sevseydi de fark etmezdi. Belki de ondan intihar etti annen. Kendi de dâhil hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini anladı. Keşke bir gün anlatsaydı bana. İnsan bir başkasını değiştiremez ama isterse kendini değiştirebilir. Keşke annen kendini değiştirmek için mücadele etseydi hemen pes etmeseydi keşke.

Baban çok üzüldü arkasından sevemedi annen onu diye. Niye sevilmediğine bir anlam veremiyordu. Her girdiği işte, insanlar niye ona haksızlık yapıyor anlayamıyordu. Kendini düşünmekten seni düşünemedi. Kendi başına gelenlerle meşgul olmaktan senin hayatınla ilgilenmedi. Seni bana verdi. Kendince beni mutlu etmeye çalıştı. Onu sevemediğimi fark etmişti, seni sevmemi hem kıskandı hem de kendince, en yakınına, en yakını bağışladı. Becerip okusaydı çok çalışkan bir doktor olabilirdi kafası çalışıyordu. Doktor olsa mutlu eder miydi onu bilmiyorum.

Affet onları kızım. İkisini de affet. Benim hatam, Orhan’ı sevememem.

Ben mantıklı bir anne olmayı becerebilseydim baban da mantıklı bir baba olurdu.

Sen bu yaşına kadar onların umursuzluklarına rağmen çok iyi geldin. Onlara hiç İhtiyacın olmadı. Şimdi de yok. Ama onların senin affına ihtiyaçları var.

Beyaz süslü bir kedi geldi Berika’nın yanına. Kucağına çıktı Berika’yı mahzun bir şekilde bakmaya başladı. Babasının kedisiydi. Sevmezdi yalnız uyumayı babası. Kedisiz duramazdı. Sevmezdi bu kediyi Berika. Sahte gelirdi ona ev kedileri.

“Affet ve rahatla. Kocan üzgün, evlatların şaşkın. Düzenin için, huzurun için, kendi ailen için ikisini de affet. Kendin için affet.”

“Affedersen rahatlayacaksın. Geçmişinden kurtulacaksın. Bu gün için affet kızım.”

Berika ilk defa süslü kediye sevgi dolu bir şekilde baktı. Kedi çok farkında olamadı. Mahalledeki kediler gibi değildi. Süslü kedi, kedi gibi bile değildi. Babası gibi bencil şımarık insanlar için üretilmiş canlı bir peluştu.

Sarıldı sonra Berika süslü kediye. Kedi aynı mahzunlukla bakıyordu.

Affediyorum babaanne dedi. Sadece kendim için affediyorum onları sen de affet onları Rabbim dedi.

Kayınvalidesini aradı çocukları sordu. Yunus Emre’yi aradı “iyiyim canım” dedi. “Çocukları al akşam babaannemle yiyelim yemeği”dedi.

Mutfağa girdiler, kuru biberleri çıkardılar balkondaki dolaptan. Pirinci ayıklamaya başladı Satı, Berika da sumağı ıslattı.

Satı da rahatladı Berika da. Süslü kedi de peşlerinden geldi. Bir şeyleri kokluyor sonra da mahzun bakışı ile başka şeylere bakıyordu. Mama koydu ona Satı. Mamasını yedi, suyunu içti kumuna tuvaletini yaptı.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort