DOLAR 32,3642 -0.38%
EURO 34,8383 -0.02%
ALTIN 2.393,89-1,17
BITCOIN 19207543,73%
Ankara
11°

KAPALI

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

Banner 728x90
Banner 728x90
Sanal Medyadan Gerçek Meydana

Sanal Medyadan Gerçek Meydana

ABONE OL
19 Kasım 2017 19:08
Sanal Medyadan Gerçek Meydana
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Sanal medya üzerine , zihnimde, dayatılan ile hakikatin dayatılan olmadığına dair, inandıklarım arasındaki çekişme…Bu çekişmeye bugün sizi de şahit kılmak istiyorum. Peki ne konuşuyorlar?: “Sanal medya aksiyon yeri midir ki? Gerçek dünyanın sorunlarına sanal dünyanın penceresinden bakarak, nasıl çözüm bulabiliriz? Sorumluluklarımızdan sadece sanal ortamda bahsederek, muaf olabileceğimizi mi zannediyoruz?”

Sadece sanal medyada yaşamak, içimizdeki mücadele ruhunu öldürüyor. Yiğitlik nedir meselâ? Öyle abartılı ve uzun cümlelerle, en dokunaklı resimlerle; yerine göre en argo kelimeleri kullanarak bir durumdan haberdar etmek, tavır geliştirmek midir? Ne kadar beğeni aldığımız mıdır, sözlerimizle ortamı ne kadar kızıştırabildiğimiz midir? Bana öyle geliyor ki, bu değil yiğitlik. Eğer bunlar olsaydı yiğitlik, uzun zamandır vaktinin ekseriyetini bu alanda geçiren bizlerin sonuç alması gerekirdi. Yiğitlik; ne, ne kadar taşlandığındır, ne de, ne kadar alkışlandığın. Elini taşın altına koyabildiğin kadardır yiğitlik. Şehirlerimize bomba, yağmurdan farksız yağarken, asıl meydanda can pazarı yaşanırken, sadece, sanal medyadan bizim tavır olarak bombalama yapmamız neyi değiştiriyor söyler misiniz? Anlıyorum, bir noktada çaresiz kalıyoruz ve çaresizliğimizin tezahürü olarak bu alana yöneliyoruz; ama kolayımıza da gelmiyor mu, bir sorun kendinize. Hem bu örnek, çok yönlü ve bireysel plânda bizi aşan yönleriyle mevcut. Ama bu örnekten bile yola çıksak görürüz ki; ne masada tavrını ortaya koyabilecek, bürokrasiyi bilen yiğit diplomatlarımız var, ne stratejik hamleler ile karşılık verebilecek beyin takımımız, ne kalemiyle destekleyecek fikir insanlarımız, ne de, bize sabır ve ruh aşılayacak gönül insanlarımız. Bu yeteneklerimizi sanal medyanın mezarlığına gömdük. Çünkü üretmiyoruz. Üstüne üstelik öğütülüyoruz. İster kolayımıza geldiği için deyin, ister başka bir gerekçe bulun ama netice bu. Sadece sanal medya bize yetmeye başladı. Sanal medyanın tek gerçek gibi gösterilmeye çalışılıp bir de buna “sosyal medya” denerek cazibesinin artırılmaya gayret edildiği bir ortamda, üzülerek söylüyorum ki, muvaffak oluyorlar. Potansiyellerimizi açığa çıkarmıyoruz, buna ihtiyaç hissetmiyoruz çünkü. Potansiyellerimizin hareket motoru olan heyecanımızı, vicdanımızı sanal medya besler oldu. Artık sanal medya, vicdanların sesini baskılayan bir emzik. Yaşadıklarınız gördükleriniz, içinizdeki bebeği ağlatmaya mı başladı; hemen oturun dijital bir ortama ve ona emziğini verin. Eğer içinizdeki bebek buna alıştı ise, sesini baskılayabilirsiniz; lâkin bebeği ağlatan sebebe bir bakın, durumunda bir düzelme var mı?

Yeteneklerimiz sanal medya karşısında, yani oturduğumuz yerden, bir bir körelirken, bu mecraya bizi yönlendirenler yeni yeni taktikler geliştirip, gerçek dünya üzerine yeni plânlar yapıyorlar. Bu bir oyun ve oyunu kuranlar, oyuncular için yeni emzikler üretmeyi de ihmal etmiyorlar. Aslında oyunun bu kadar açıktan oynandığı bir durumda biz, bize rol biçilmesine nasıl razı olabiliyoruz? Nasıl biçilen role kendimizi bu denli adapte edebiliyoruz?

Bizler Müslüman’ız ve hayat inanan ve salih ameller işleyenler dışında kimsenin kazanamadığı bir oyundur* aslında. Eğer buna siz de inanıyorsanız, (ben buna tüm yüreğimle inanıyorum) oyunun her aşamasında yeteneklerimize göre rol almalıyız. Bizler sadece parmak uçlarımız çalışsın diye yaratılmadık ki. Eğer bizdeki potansiyele bu kadar inanmasa idim, sanal medyanın öğütücü etkisi üzerinde bu kadar durmazdım. Eğer belki bizdeki potansiyele bu kadar inanmasalardı, bizi oyalayacak sanal medya plâtformları için de, bu kadar yatırım yapmazlardı. Ve bir örnek: Filistinli kardeşlerimiz bugün kendi topraklarında bile özgürce seyahat edemezken, kendi ülkelerinde her adımları izne(!) tâbî iken sanal medyayı çeşitlendirenler, sırf bizim uzaklarımız yakın olsun, dertleşelim görüşelim gibi iyi bir niyetle mi bizlere bu alanları açıyorlar, bu çaba niye??? Bu sorunun bir gün cevabını bulacağı umuduyla size emanet ediyorum. Ve özellikle inanmışlar ve salih amel işleyerek bu oyunu kazanmaya niyetli olanlaradır bu söz: Aslolan ukbadır, gölgesi bu dünyadır; yani gerçek meydandır, sanal medya değil. Öyleyse sanal medyadan çık, gerçek meydana çık.
*Aliya İzzetbegoviç

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
İstanbul escort Samsun escort Mersin escort Eskişehir escort