Keşke biraz cesur olsak.
“Ben buna inanıyorum diyebilsek” düğümlenmeden
Eğlence vadetmediğimizi, keyfimizin kaçabileceğini kabullensek
Şu yumruğumuzu zulümler için sıksak
Takipçi sayısı endişesi taşımadan dosdoğru konuşsak
İnstagram için değil, ahirette yayınlanması için pozlar hazırlasak
O, Allah’tan bulası iğrenç dizileri izlemesek
Tesadüfen “tevafuk” demesek
Biraz kavramlar okusak
Allah’ın razı olduğu kıyafetimizle iftihar etsek
Keşke tesettürlü kızlar kapri giymese, oğlanlar da tayt
“tatil” anlayışımızı Everest’ten aşağı bıraksak da parçasını bile bulamasak
Bir eksiğimizi söyleyeni doğduğuna pişman etmesek
Keşke toplum, sokağı ele geçiren kötülük karşısında ölü taklidi yapmasa
Ağzımızdan taşana kadar yesek de kardeşimizin etini yemeye yer kalmasa
Spontan söylenecek “hadi bi Kuran’ı Arapçasından oku” teklifi bizim ödümüzü koparmasa
Keşke peygamber sevgisini damardan verebilsek
İslam’ı, ihtilaflar yumağı haline getirenleri karantinaya alsak
İçimizde ve dışımızda yükselen özentilik duvarlarını şeytan taşlamaya giderken yıksak
Keşke iman kalplerimize yerleşse
“Keşke” diyeceğimiz gün gelmeden…
Ve keşke dünya labirentinin sonu cennete çıksa…
SOSYOLOJİ
15 Mayıs 2024FELSEFE
15 Mayıs 2024FELSEFE
15 Mayıs 2024MANŞET
15 Mayıs 2024